Cumartesi 16.10.2016
Son Güncelleme: Cumartesi 15.10.2016

Yemek yapmak benim için terapi gibi

‘Mutfaktayız’ programını sunan İrem Sansak, yemekle arasının çok iyi olduğunu söyledi ve ekledi: Yemek yemek insanı nasıl mutlu ediyorsa, yemek yapmak da ayrı bir terapi, ayrı bir mutluluk bence

aHaber'de yayınlanan 'Mutfaktayız' programının suncusu İrem Sansak, GÜNAYDIN'ın sorularını yanıtladı...
Haberden mutfağa geçiş süreci sizin için nasıl oldu?
Haberin yeri çok ayrı benim için, haberle bağım hiç kopmadı. Haber yaşamın içinde, hep aktif olmak demek. Yaşam haberlerini seviyorum o yüzden. Mesleğe programla başladım ama haberle devam ettim. Şimdi ikisini bir arada yürütüyorum, ikisinin de lezzeti ayrı.
Programda yer vereceğiniz yemeklere nasıl karar veriyorsunuz?
Misafir geleceği zaman yapılacak yemeklere bir bakın; hepsi mönü üzerinden hazırlanır aslında. Tuzlusu, salatası, çorbası, başlangıcı, tatlısı olsun isteriz. Bu, akşam mönüsü olabileceği gibi bir beş çayı mönüsü de olabilir. Biz de mönü üzerinden hazırlıyoruz yemeklerimizi. Hangisini yapalım ya da yapmayalım diye şeflerle birlikte karar veriyoruz.

BEŞ ÇAYLARI FAVORİM

Siz hangi mutfağı daha çok seviyorsunuz?
Bence her mutfağın, her yörenin kendine ait lezzetleri var. Ama özellikle beş çayı mönüleri, benim için olmazsa olmaz. Yanında ince belli bardakta şöyle güzel demlenmiş bir Karadeniz çayı da olursa tadına doyulmaz.
Sizin mutfakla aranız nasıl?
Yemek yemek nasıl mutlu ediyorsa, yemek yapmak da ayrı bir terapi, mutluluk bence. Mutfakla aram hep iyiydi ama kendimi idare edecek kadar. Program başladıktan sonra bu ilgim daha da arttı. Çünkü yemeği şefe bırakmıyorum, ben de yardım ediyorum. Merak ettiklerimi soruyorum, çoğu zaman 'Bunu böyle yapsan daha iyi olur' diye uyarıyorlar.
Ya sevmediğiniz bir yemeğin yapılışını ekrana taşıyorsanız?
Eğer yapılan yemeği ya da kullanılan malzemeyi sevmiyorsam, söylüyorum. Sonuçta herkes, her şeyi sevmek zorunda değil, doğal da değil zaten. Mesela ben dereotu ya da zencefil sevmem ama seveni de var. Ama mesela sevmediğiniz bir lezzet, yemeğin içinde bambaşka bir hale dönüşebiliyor ve anlamıyorsunuz bile. O yüzden sevmeseniz bile yeni şeyler denemek, keşfetmek önemli.
Dünya mutfakları mı yoksa yöresel tarifler mi daha çok izleniyor?
Mutfakla ilgili olanlar ikisini de izliyor zaten, ilgisi olmayanlar ise ekranda ne oluyor diye merak ediyor. Sonuçta renkli ve bir o kadar da lezzetli bir şey sunuyorsunuz. O yüzden ne yaptığınızdan çok neyi nasıl sunduğunuz önemli. Estetik olduktan, göze ve mideye güzel geldikten sonra ikisi de izleniyor, ratingleri güzel geliyor. Ama öncelikle yaptığınız işi sizin sevmeniz önemli. Size güzel gelmiyorsa seyirci de izlemez, o da keyif almaz.
'SEN YİYORSUN AMA BİZ KİLO ALIYORUZ' DİYORLAR
Yemek programı sunmaya başladıktan sonra kilo aldınız mı? Kilom yıllardır aynı; 51 kiloyum. Tanımayanlar yemek yemiyorum sanıyor, hatta program başlayacağı zaman 'öncesi- sonrası' yapacağız diye takılanlar bile oldu. Ama bilenler bilir; güzel yemek yerim. Arkadaşlarım 'Sen yiyorsun, biz kilo alıyoruz' derler. Abur cuburla pek aram yoktur.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.