Mahallenin bakkalına, manavına, sucusuna kaynamak...
Kendileri elimiz ayağımız.
Komşulara gülümsemek, mümkünse tanışmak, ümit vaad eden komşuları tespit etmek. Ee, komşu komşunun külüne muhtaçtır.
Tez zamanda otoparkçılarla 'Abla araç hazır' kıvamında ilişki kurmak...
İstanbul dedin mi otoparkçılar her şeyindir!
TURİST OLMANIN TADI
Elektrikçi, tesisatçı ve bilgisayarcı meselesini bağlamak. "Yetiş!" dedin mi, yetişecekleri belirlemek.
Yılların alışkanlığından sonra semt değiştirmenin verdiği turistik havanın tadını çıkarmak. Aa! Burada da şu varmış, bababaa şu güneşin doğuşuna baak!
AFERİN!
Arkadaşlara, taşındığınız bölgenin avantajlarını ve güzelliğini anlatan konuşmalar patlatmak. Biz; Zekeriyaköy'de oturan arkadaşlarımızın nane, 'maydanoz, huzur, bahçe' demeçlerini çok dinledik. Gerçi üç vakte kadar "Sıkıntıdan patlıyoruz!" feryatlarıyla şehre döndüler ama neyse...
Eski ev ve yaşananlar üzerine düşünceler dizip hayata şaşırmak, tabii ki gün sonunda kendini takdir etmek. "Aferin bana" çekmek.
Mümkünse kendini sıfırlamak.
Yeni enerjiye, yeni başlangıçlara inanmak; inanmasan da inanmak. Başka şansımız mı var?