Sekiz yıllık eşi Yeşim Salkım'dan geçtiğimiz ay boşanan Hakan Eratik, sessizliğini GÜNAYDIN'a bozdu. Ayrılmayı kendisinin istediğini doğrulayan Eratik, boşanmanın nedeninin başka bir kadın olmadığını söyledi. Gelecek ay 'Evlenmeden Olmaz' adlı filmle izleyiciyle buluşmaya hazırlanan ünlü oyuncu, bir yandan da müzik çalışmalarına yoğunlaştı. Eratik ile yeni hayatını konuştuk...
Boşanmanızın ardından pek ortada görünmediniz. Şu sıralar neler yapıyorsunuz?
Şu sıralar müzik işine yeniden yoğunlaştım. Benim eski meslek. 16 yaşında radyolarda kulüplerde çalmaya başladım. Müzik, küçük yaşlardan beri hayatımdaydı. Müzikten para kazanıyordum. Çok bilinmez ama 90'lı yılların ortalarında radyocular çok popülerdi.
O günleri özlediniz mi?
Yok ya, özlemiyorum. Şimdi daha güzel... Yaşla alakalı bir şey bu; eskiyle yeni arasında fark yok. Onu kabul etmek lazım. Yaşım 38 oldu. Bazı heyecanlar geçiyor.
OYUNCULUK HAZ VERMİYOR
Albüm planınız var mı?
Hayır, canlı elektronik müzik yapıyorum. Dolapdere Big Gang grubunun kurucusu Gökay Süngü'yle çalışıyorum. Dolapdere'de stüdyo var, ben de Galata'da oturuyorum. Kızım Ada'yla da gidiyorum stüdyoya. Bizim için Galata, Rapunzel'in kulesi. Ada da çok seviyor.
Sizi yeniden müziğe döndüren şey ne oldu?
Oyunculuktan büyük bir haz almamaya başladım. Dizilerdeki belirsizlik ve ruhen tatmin etmeyen durum, ister istemez uzaklaştırıyor bizi. Bu belirsizlik süreci kalkana kadar beni yaşatacak, hayatta tutacak bir şeylere ihtiyacım vardı. Vaktim de varken yeniden bende olan bir şeyi çıkarmak istedim. Avrupa'da turneler yapmak istiyoruz.
GECE YAŞAMAYI SEVERİM
Boşanmanız çok ani oldu ve siz hiç konuşmadınız.
Biraz soğusun istedim. 'Boşandım, kurtuldum' duygusu yaşamadım. Her şey kendiliğinden gelişti ve bitti. Sonra biz, 'Ne oldu şimdi, boşandık mı? Nasıl yani?' diye kaldık. Kader kendi hazırladı bu süreci. Bizim hiç kavgamız gürültümüz olmadı.
Yeşim Hanım, boşanmayı sizin istediğinizi söyledi.
Evet, ben istedim, ilk dile getiren ben oldum. Ama evliliğe ve çocuğumuza nasıl karar verdiysek ayrılmaya da yine birlikte karar verdik. O yüzden bunu hiç kendi üstüme almam. Bu, kendi kendini hazırlayan bir süreç oldu.
Peki bu süreci yaratan sebepler neydi? Aşk mı bitti?
Aşk sürekli devam eden bir şey değil. Aşkın ömrünün yedi yıl olduğuna dair araştırmalar var. Aşk, yerini başka şeylere bırakıyor. Bizim boşanmamızın kesin sebebi şudur diyemem. Belli bir süre sonra beklentiler, yaşantılar ve gelecekle ilgili farklı planlar yapıldığında mecburen ayrılma süreci yaşanıyor. Kendi hayatlarımızla ilgili planlarımız örtüşmemeye başlayınca bu sürece girildi. Akışına bırakarak yaşadık, adını koymadık.
Yeşim Hanım, bir seferinde sizin gece hayatını sevdiğinizi ve kendisinin buna ayak uyduramadığını söyledi. Bu bir sebep olabilir mi?
Ben gece yaşamayı seven bir adamım. Gece insanıyım, doğru. İlham perileri gece daha çok geliyor ama bu bir sebep değil bence.
MADDİ SIKINTI DA ÇEKTİK
Zor bir kadın mı Yeşim Salkım?
Tabii ki. Dominantlığı var ama dinlediği nadir insanlardan biriyim. Bende onu ikna eden bir taraf da var. Severek evlendik, mutluyduk. Bir hayat arkadaşlığı ve dostluk var. Bu durum ömür boyu devam edecek. Bazı sıkıntılar oldu; öyle sanıldığı gibi zengin, varlıklı bir hayat sürmedik. Maddi olarak zorlandığımız dönemler oldu ama bunu yansıtmadık. Yeşim hayatıma girdiği için ve en değerli varlığım kızımın annesi olduğu için Allah'a şükrediyorum... Yeşim'i Allah'ın bir lütfu olarak görüyorum. Onu hayatım boyunca sevmeye devam edeceğim, hiçbir zaman hayatımdan çıkarmayacağım.
Boşandıktan sonra birlikte tatile çıktınız.
Evet, mutlu aile pozu değil o; olması gereken şey aslında. Bunu başarabilmek çok önemli. 'Çocuğumuz için bir aradayız' da demiyorum. Hepimiz için yaptık bunu.
Ada ne düşünüyor peki?
Ada'nın olgunluğu sayesinde bu süreci kolaylaştırmaya çalıştık. Bu konuda kendimi kötü hissetmiyorum çünkü babalıktan ayrılmadım ben.
İTİRAF EDİYORUM BİRAZ HÖDÜĞÜM 40 YILDA BİR ROMANTİKLİK YAPARIM
Yeniden evlenmeyi düşünür müsünüz?
Evliliğin bana göre olmadığını düşünüyordum zaten. Bundan sonra da evlenmeyi düşünmüyorum. Geleceği Allah bilir ama istemiyorum.
Şu anda kendinizi daha mı özgür hissediyorsunuz?
Evet, daha özgür ve daha yaratıcı hissediyorum. Evlilik insanı ister istemez bağlıyor. Bunu kabul etmek lazım.
Rol aldığınız 'Evlenmeden Olmaz' adlı filminiz gösterime girecek. Nasıl bir film oldu?
Her kitleye hitap eden, eğlenceli bir film oldu. Cansel Elçin ve Özge Özberk'le birlikte rol aldık. Ben 'Mert' karakterini canlandırıyorum. Enteresan bir tip.
Ne açıdan?
Zengin bir adam olmasına rağmen ruh hastası biri. İnanılmaz romantik, şair ruhlu biri. Artık evlenmek yuva kurmak istiyor. Bir taraftan da mafyacılık yapmak zorunda kalan, büyük çelişkileri olan bir adam. Onun bu çelişkisini çok sevdim.
Siz de 'Mert' gibi romantik biri misiniz?
Yok değilim, biraz hödüğüm, itiraf ediyorum. Ama hiç romantiklik yapmıyor da değilim. 40 yılda bir yapıyorum, o da değerli oluyor. İçimden gelen o çünkü.
Sinema kariyerinizde istediğiniz noktada mısınız?
Hayır değilim. Bu filmin benim için bir kırılma noktası olacağını düşünüyorum. Kızımın izlerken gururlanacağı filmler yapmak isterim.
HİÇ KİMSEYİ YARI YOLDA BIRAKMADIM
Yeşim Hanım'la üçüncü bir kişi yüzünden mi ayrıldınız?
Asla! Yeşim, kadınsal duygularla böyle bir şeylerden şüphelendi ve "Biri mi var?" dedi. Ben de "Hayır, yok" dedim. Gerçekten de yok. "Ama içimde biri var ki, bunun böyle olmasını söylüyor. Benim için, senin için ve kızımız için hayırlısı bu" dedim. Tabii ki bu kararı alırken çok zorlandım ama bir kararı vermekten ziyade onun arkasında durmak önemli. Ben kimseyi terk etmedim, kimseyi yarı yolda bırakmadım. Ne yaptığını bilen bir adamım. Yeşim'i asla aldatmadım. Başka bir kadının elini tutup Yeşim'in elini bırakmadım. Ben maymun değilim yani! Duyguları olan bir insanım, babayım. Çocuğumun annesi böyle bir şeyi hak etmezdi. Yeşim'le ayrılırken hayatımda bir başkası yoktu.
