Cuma 09.01.2010
Son Güncelleme: Cuma 08.01.2010

Zamanı yenme kılavuzu

Eskiden en değerli şey paraydı, şimdilerde ise 'zaman'! Arkadaşımın beş yaşındaki kızı Lâl bile "Yapamam, vaktim yok" diyor. Sonunda bu durumun nedenini buldum; biz 24 saati, 16 saat gibi hissediyoruz... Bunun nedeni ise; 'sumen rezonans' denen bir durum. Buna göre dünyanın nabız atışı yükselmiş! Yani dünyamız taşikardi şu sıralar ve gittikçe de hızlanıyor ... Benim de bu hafta radarıma bu trende adapte olan yerler takıldı...

ACİL DİKİM YERİ
Galatasaray bir vaha, her gittiğimde yeni yerler keşfediyorum. Bu bölgedeki Antijen, kısa sürede kıyafet diken bir yer. Çok değişik bir konsept aslında... İstersen kendi elbiseni götürüyorsun, istersen oradaki modellerden birini seçiyorsun ve seçtiğin kumaşa göre sana kısa zamanda istediğin modeli dikiyorlar. Eğer ellerinde iş çok yoksa bir saatte bile teslim ettikleri oluyormuş. Fiyatları günlük giyim için 150 TL'den, abiye içinse 250 TL'den başlıyor. Günümüzde bize zaman kazandıran ikinci olaysa Dermalogica'nın 20 dakikada cilt bakımı yapan yeni ürünü MicroZone... Normal bir cilt bakımı bir buçuk-iki saat sürer halbuki! Ürün; canlandırıcı eksfoliasyon, gerginleştirici göz bakımı ve arındırıcı sivilce bakımlarından oluşuyor. Problemli bölgelerde de çok işe yarıyor. Fiyatı ise 50 TL. Bu habere erkekler çok sevinecek! IGORA, 10 dakikada uygulanan bir saç boyası çıkarmış. Erkekler sevinecek diye, kadınların kuaförde geçirdikleri zamanı göz önüne alarak söyledim. Sonuçta kadınların kuaförde uzun süre geçirmelerini önleyecek bir ürün bu. 10 dakikada renklendirme yapan ilk profesyonel saç boyası IGORA COLOR10; derinlemesine bakımı, mükemmel beyaz kapamayı ve canlı parlaklığı siz kahvenizi içene kadar gerçekleştiriyor.

* * *
KOMŞUM PRADA, HERMES VE CHANEL
Nişantaşı'nın kalbindeki Abdi İpekçi Caddesi'nde oturuyorum. Bir çıkıyorum sokağa; tüm modanın nefesini içime çekerek başlıyorum güne. Prada ile kapı komşusuyuz, çok gürültülerini çektim... O binayı yapmak sessiz olmuyormuş, anladım! Açılacağını öğrendiğimde heyecandan ölüyordum, herkese mail attım; "Adresim değişmiştir, artık Prada'nın yanında oturuyorum" diye... Çok şık, şaşaalı klasik bir Prada mağazası. Ayakkabı bölümü yıkılıyor, ekek bölümü de öyle... Ama ağzımın suyu aksın diye kadın bölümünü didik didik etmeme rağmen hiçbir şey beğenmemem beni üzdü. Mağaza sezon sonunda açıldığı için bu kadar az koleksiyon getirmişler... Kapımdan çıktıktan 218 adım sonra küçük bir saygı duruşunda bulunuyorum! Ne de olsa Bronz Sokak'la Abdi İpekçi'nin birleştiği noktada Chanel açılıyormuş, gereken saygıyı göstermek lazım!
SEVMEK İSTİYORUM
Biraz daha yürüyorum; 175 adım sonra Hermes'teyim. Park manzaralı Hermes'te, aynı Paris Hermes mağazası gibi her şey var ama hiçbir şey yok gibi davranılıyor. Seviyorum bu tavrı aslında; sanki müşterilerini onlar seçiyormuş gibi bir halleri var ama bunu son derece kibar yapıyorlar. Her şeye bakmakla yetiniyorum, sevmek istiyorum ama mazallah bir şey olur, dokunmuyorum. Tabii fiyatlarını da sormuyorum...
* * *
TülIN:
Vatka IN olmaya devam ediyor, uzaylı gibi gözükseniz de!
TülOUT:
Taşlı, pullu, sade; nasıl olursa olsun babet OUT!

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.