Zanzibar yolcusu kalmasın

Hint Okyanusu'nun Afrika'yla buluştuğu kıyılarda, Tanzanya'ya bağlı iki adadan oluşan özerk yönetilen bir bölge Zanzibar'ı Cosmopolitan dergisinden Özlem Kotan kaleme aldı... En az 300 yıldır Hintli nüfus, İran Şiileri, Umman Arapları hep birlikte mutlu-mesut yaşıyorlar. Zanzibar'ın doğası aşırı bakir kalmış. Güney Afrika'nın en yeşil toprakları burada diyorlar. Adını da 'Zencilerin Sahili' anlamındaki Farsça 'Zangi Bar'dan almış. Arap ve Afrika kökenli halkın yüzde 99'u Müslüman. İngilizce'nin yanı sıra resmi Svahili dilini konuşuyorlar. Adanın başkenti Zanzibar'ın kalbi Stone Town'da atıyor. Burası 12'nci yüzyılda kurulmuş balıkçı köyüymüş ve UNESCO'nun dünya mirası listesinde. THY'nin Afrika'da 50'nci uçuş noktası Zanzibar. Haftada karşılıklı üç sefer şeklinde düzenlenmiş. Pazartesi, çarşamba ve cumartesi günleri karşılıklı düzenlediği uçuşların bilet fiyatları gidiş-dönüş 636 USD'den başlıyor. Gidiş totalde dokuz saat sürüyor. Önce altı saat 50 dakika uçup Afrika'nın en yüksek dağı Kilimanjaro'ya ulaşıyorsunuz. Orada 55 dakika uçak içinde bekleyip bir saat 15 dakika daha uçup Zanzibar'dasınız. Dönüşte Kilimanjaro'ya uğranmıyor. Yani Zanzibar'dan kalkıp yedi saat 20 dakikada İstanbul'dasınız. Zanzibar halkı kapı konusunda özenli. Pirinç kakmalı, oyma ahşaplı kapıların yanı sıra yol boyu kapı imalatı yapan ve satan marangozlar görüyoruz. Yollarda kaldırım yok, araba ve kamyonlar çok eski, çoğunluk bisikletli. Oradan oraya koşturan; çıplak ayaklı, siyah burkalı kadınlar, rengarenk giyinmiş erkekler, peçeli küçük kızlar yokluk içinde ama mutlular.

MAKYAJ YAPAN AĞAÇLAR
Zanzibar'ın öyle bir iklimi var ki; farklı ve acayip türde birçok baharat, sebze ve meyvenin yetiştirilmesine imkan veriyor. Bu sebeple kendimizi bir Baharat Turu'nda buluyoruz. Bildiğimizi sandığımız çoğu baharat ve meyvenin aslında bambaşka şekilde yetiştirildiğini öğreniyoruz. Parmaklar arasında ezilince olağanüstü renkte boyası çıkan ve bölge kadınlarının makyaj malzemesi olarak kullandıkları yenmeyen meyvenin büyüsü altındayım! Turun finalinde tanıştığınız tüm ürünleri sepetinize doldurup satın alma anında kendinizi kaybedebilirsiniz.

KAHROLSUN KÖLELİK!
Bu son derece fakir ama iyi kalpli ve mutlu insanların geçmişleri çok hüzünlü. Meğer dünyada köleliğin kalktığı son ülke Zanzibar'mış. 1873'te köle ticaretinin resmen sonlandırıldığı adada bu insafsız ticaret 100 yıl daha illegal şekilde gizlice sürmüş. Kölelerin tutulduğu Köle Pazarı'nı (Slave Market) zindanı ve müzeyi geziyoruz. Kanımız donuyor. Afrika'da yakalanıp satılmak üzere Tanzanya'ya getirilen köleler 40 metrekarelik zindana tıkılırlarmış. Üç gün aç susuz bırakıldıktan sonra hastalık ve havasızlıktan ölmeyenler zindandan çıkarılıp ağaca bağlanıp kırbaçlanır, bağırmayıp ağlamayanlar köle pazarında Amerikalı ve Avrupalılara pahalıya satılırmış.
BUNLARI BİLİN...
Gitmeden önce sağlık tedbirleri için yapılan uyarılara uymakta fayda var. Kısa süreli kalacağım için sarı humma aşısı olmadım ama sıtma hapı kullandım.
Yanınızda mutlaka sinek koruyucu sprey, 50 SPF güneş koruma yağı, İngiliz tarzı üç dişli priz için adaptör olmalı.
Tanzanya Şili'nin dışında Amerikan Doları da geçiyor.
Arabalarda direksiyon sağda.
Yazın beş ay tropikal sıcaklar adayı kavuruyor. Sıcaklık 28-30 derece arasında değişiyor.
Adanın her bütçeye uygun plajları var ama en iyisi Kendwa Rocks.
Muzdan elmaya, greyfurttan ananasa, tropikal meyvelerin hepsi çok şekerli, adeta reçel. Doya doya dalından kopma Hindistan cevizi suyu içip içini yemeli.