Cuma 15.05.2010
Son Güncelleme: Cumartesi 15.05.2010

Özcan çok komik fıkralar anlatıyor

'Samanyolu' dizisinde, Özcan Deniz'e umutsuzca aşık olan 'Eda' karakterini canlandıran Zeynep Özder, aslında bir çellist. Özder, rol arkadaşlarının sette örgü örerek, fıkra anlatarak vakit geçirdiğini söylüyor

Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Müzik Bölümü mezunu olan Zeynep Özder, şu sıralar atv'de yayınlanan 'Samanyolu' dizisinde oynuyor. Özder, oyunculuk hikayesini Cosmopolitan dergisine anlattı...
İstanbul'a yerleşmeye nasıl karar verdiniz?
Gaye Sökmen'in ajansında çalışan bir arkadaşım beni uzun bir süredir oraya yazdırmak istiyordu. O dönem Gazi Üniversitesi'nde master'ım devam ediyordu ama hayalimde hep oyunculukla ilgili bir şeyler yapmak vardı. Bir gün o arkadaşımın daveti üzerine kendimi İstanbul'da buldum!
BAŞTA KORKUYORDUM
Arkadaşınız nereden hissediyormuş sizin iyi bir oyuncu olacağınızı?
Şöyle diyordu; 'Evet güzelsin ama önemli olan o değil çünkü etrafta milyonlarca güzel kız var. İyi bir sanat eğitimin olduğu için farklı bir bakış açın ve ışığın var, lütfen bir dene...' Aslında ben de çok istiyordum, lisede tiyatro çalışmalarım olmuştu. Oyunculuğu çok seviyordum ama korkuyordum.
Neden korkuyordunuz?
Küçüklüğümden beri bir fanus içinde yaşadım. Müzik çevresi dışında hiçbir şey bilmiyordum. Birbirini destekleyen, ön plana çıkartmak için uğraşan iyi niyetli insanların arasında büyüdüm. Tele-vizyon sektörüyle ilgili kulağımıza gelenlerse çok daha ürkütücüydü. Ama arkadaşım içimi rahatlattı.
Oyuncuların sette beklerken ilginç oyalanma yöntemleri var mı?
Hülya Darcan kulaklıklarını takıp DVD seyrediyor. Hatice Aslan örgü örüyor. Ben kitap okuyorum. Özcan Deniz herkese çok komik fıkralar anlatıyor. Bu konuda çok başarılı, ben aynı fıkraları arkadaşlarıma anlattığımda o kadar komik olmuyor!
Kendinizi seyrederken ne gibi tespitler yaptınız?
Daha yapay ve tedirgin duracağımı zannediyordum. Çok konser deneyimim olmasının etkisiyle olsa gerek, fazla heyecanlanmadım kamera karşısında.
Hiç sahnede yerin dibine girmek istediğiniz bir an yaşadınız mı?
Hem de nasıl! Her yıl İsviçre'de, seçme konservatuvar öğrencilerinden oluşan uluslararası bir orkestra kuruluyor ve konser veriyorlar. Ben de başvurmuştum, seçildim. Konser günü geldi. En önlerdeyim. Seyirciler dibimizde. Hızla çaldığımız bir bölümde arşe elimden fırlayıp orkestra şefinin yanına uçtu! Korkunçtu, yerin dibine girmek istedim. Kalktım arşeyi aldım, sonra kaldığım yerden devam ettim. Ama sonra kuliste hüngür hüngür ağladım!
Müzik kariyerinizi İstanbul'da devam ettirmeyi düşünüyor musunuz?
İstanbul'da biraz uzak kaldım müzikten. O yüzden gerilediğimi hissediyorum. Açıkçası müzik çevrem Ankara'da. Birkaç müzisyen arkadaş edinirsem oda müziği yapmak istiyorum. Tabii bu, vakit istiyor. Bu yıl İstanbul'a yerleşmek, alışmak ve diziye adapte olmakla geçti.
Yalnız mı yaşıyorsunuz?
Hayır, erkek arkadaşımla.
Gittikçe artan popülariteniz erkek arkadaşınızda paniğe yol açıyor mu?
İlk başta biraz vardı. O söylemiyordu ama hissediyordum. Şimdi rahatladı. Çok destek oluyor bana, beğendiğini söylüyor. Çok mutlu oluyorum.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.