Kaynak suyu istilası

Dünyayı gelecekte bekleyen sorunların en başında su sıkıntısı yer alırken, Bursa bu konuda şanslı şehirlerin başında geliyor. Uludağ'dan doğan ve kentin dört bir yanını sarmalayan akarsular hem Bursa hem de Türkiye için büyük önem taşıyor. Türkiye'deki içme suyu ihtiyacını karşılayan ambalajlı su (damacana) firmalarının yüzde 70'inin dolum tesisi Bursa'da bulunuyor. Hatta uluslararası ambalajlı su firmaları bile Bursa sularını tercih eder durumda. Günümüzde su ihtiyacının sürekli olarak artması ve ambalajlı su firmalarının da su ihtiyacını karşılamak adına üretimlerini arttırması Bursa'nın doğal kaynaklarını tehdit eder hale geldi. Ambalajlı su firmalarının yanı sıra Bursa'nın meşhur suyunu tehdit eden bir diğer unsur ise sanayi tesislerinden atılan atıklar. Su firmalarından geriye kalan akarsular, kent merkezine ulaştığı andan itibaren sanayilerden bırakılan atıklarla kirletiliyor. Kaynağında içme suyu kalitesinde olan bu akarsular, kent merkezini dolaştıktan sonra ise 4'üncü kalite yani tarımsal sulama dahi yapılamayacak derecede kirlenmiş oluyor. SABAH BURSA'ya açıklamalarda bulunan Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Ali Uluşahin, "Bursa sudan ibaret sanılıyor ama Bursa'da su kalmadı. Bugün Türkiye'nin hangi şehrine giderseniz gidin Bursa'nın su markalarını görürsünüz. Hatta Avrupa'ya bile Bursa'nın suları gitmekte. Uludağ'daki su kaynakları ambalajlı su firmaları tarafından zapt edildi. Hatta bu firmaların kaynakları da yetmiyor ki artık artezyen kuyular açmaya başlandı" dedi. Uluşahin "Su firmalarından geriye kalan akarsular ise sanayi tesisleri tarafından kirletiliyor. Yapılan analizler gösteriyor ki, hiçbir akarsu temiz değil. Üzülerek söylüyorum ki Bursa artık sudan ibaret değil" diye konuştu.
"KURAKLIĞA GİDİYORUZ"
Su konusunda ciddi bir tekelleşme olduğunu kaydeden Uluşahin, kenti bekleyen tehlikeleri şu sözlerle anlattı: "Onlarca ambalajlı su firması var. Ayrıca bu firmaların çoğunluğu uluslararası firmalar. Bu uluslararası su şirketleri daha kaynağımızda suyumuzu satın alıyorlar ve ambalajlayıp halkımıza satıyorlar. Öyle büyük firmalar var ki 15-16 su kaynağına sahip. Bu firmalar her gün binlerce metreküp suyu damacanalara doldurmakta. Küresel ısınma nedeniyle Uludağ'a yağan kar ve yağmur da her yıl azalıyor. Bunun yanında ambalajlı su firmalarının sayısı sürekli artıyor. Dolayısıyla Uludağ'daki su kaynaklarının verimi uzun süre böyle devam etmez. 'Su şehri Bursa' kuraklığa doğru gidiyor. Bursa birçok kentin su ihtiyacını da karşıladığı için bu kaynakların azalması tüm Türkiye'yi etkileyecektir. Çünkü içme suyunun kaynağı Bursa."
"BURSA BU YÜKÜ KALDIRAMAZ"
Artık teknoloji sayesinde en kötü durumdaki suyun bile içilebilecek duruma getirildiğini belirten Uluşahin, "İstanbul başta olmak üzere birçok kent içme suyu olarak ambalajlı suları kullanıyor. Bu da demek oluyor ki bu şehirlerin su ihtiyacının büyük bölümü Bursa'dan karşılanıyor. İstanbul neden Bursa'da su alıyor? Artık teknoloji en kötü suyu bile içilebilir duruma getirme olanağına sahip. Belediyelerin bunu yapması gerekiyor. Dünya bu teknolojiyi kullanıyor. Günümüzde deniz suyu bile içilebilir hale getirilebiliyor. Dünya bu teknolojiyi kullanırken biz ambalajlı su tüketimini arttırıyoruz" dedi. Uluşahin, "Hiçbir özel firmanın inisiyatifine bırakılmadan devlet eliyle çeşmeden akan suyun içilebilir hale getirilmesi lazım. Bursa bu yükü daha fazla taşıyamaz. Son yıllarda sofra içeceği diye bir kavram türedi. Aslında bu her suyun arıtabileceğinin de bir kanıtı. Doğal kaynak suyu olmayan bir suyu üretip arıtıp insanlara sofra içeceği diye satılabiliyor. İşte bunu belediyeler yapmalı" diye konuştu.