Fikret ESER: Trenin önemi de modası da geçmez

5 ay sonra Cumhuriyet'in 90. yılını kutlayacağız.
O gün iki dev proje de hayata geçecek. Birisi Marmaray ki dünya bile büyük bir dikkatle takip ediyor. Marmaray, malum denizaltından iki kıtayı birleştirecek ve böylece 15 milyonluk mega kent İstanbul'un her geçen gün içinden çıkılmaz hale gelen trafiğine büyük bir çözüm olacak. Bir yandan da Anadolu yakasında Gebze'den başlayıp Avrupa'da Silivri'ye kadar uzanan banliyo hatları da elden geçiriliyor.
İstasyonlar restore edilip kullanışlı ve daha modern hale getiriliyor.
29 Ekim'de açılışı yapılacak ikinci projeyle de Ankara'dan yola çıkan hızlı tren Eskişehir'den sonra İstanbul'a ulaşacak. Düşünebiliyor musuz, karayoluyla 6-7 saatte o da kaza ya da başka bir şey yoksa alınan yol, artık üç saate düşecek. Yani artık İstanbul'daki bir vatandaş Ankara'daki akrabalarını görmek için vakitlice yola çıkarsa kahvaltıya bile yetişebilecek. Akşam dönüşünü de öyle uzun uzun düşünmesine gerek yok. Trenin çevreci, güvenilir, ekonomik olmasının yanı sıra ülkenin kaynaklarıyla yapılması da çok önemli.. Bir de konforu ve keyfini de katarsanız tadından yenmez bir yolculuk olacak.
Bursa ekinin manşetinde yer alan habere göre, hızlı trenin bir ayağı kısa bir süre sonra Ankara'dan Bursa'ya uzanacak.
Konya hattı da bir süre önce hizmete alınmıştı...
Hemşehrileri trenin Bursa'ya gelmesi için 16 yıldır mücadele eden eski milletvekili Kemal Demirel'e ne kadar teşekkür etse azdır.
Demirel, siyasetin yalnızca bağırıp çağırmak olmadığını, seçmenleri için neler yapılacağını göstermesi açısından da örnek bir insan...
Ağır hasta olduğunda ya da kendisine "Çuf çuf Kemal, Demiryolu Kemal" gibi lakaplar takıldığında bile mücadelesini bırakmamış misyonunu tamamlamak için yoluna devam etmiş.
Geçen yılın aralık ayında hattın temeli atılırken üç bakan ona teşekkür etmiş. Hem de Demirel CHP'li olmasına rağmen.
Kemal Demirel beşinci sayfada okuyacağınız söyleşisinde diyor ki, "Her yıl, Kurtuluş Savaşı'nda verdiğimiz şehitten daha fazlasını trafik terörüne kurban veriyoruz." Bence meselenin en önemli yeri işte bu...
Anımsarsınız geçenlerde trafikle ilgili yazıda yalnızca iki ayda 50 bin kaza (o da kayıtlara geçen) olduğundan söz etmiştik...
Tren ve uçakların devreye girmesiyle artık halkımız şehirlerarası otobüslere rağbet etmiyor. Bu da yollarda daha az kaza anlamına geliyor.
Bursa, Ankara'dan sonra İstanbul'a da trenle bağlanırsa müthiş olmaz mı? Düşünmesi bile güzel..