Dünya sofralarındaki 150 yıllık saltanat

Bursa'nın en meşhur yiyeceği olan İskender Kebap lezzetinin 1,5 asra yaklaşan öyküsü, 1867'de Mehmet oğlu İskender Efendi'nin, Bursa'nın en eski mahallelerinden biri olan Kayhan'daki dükkanında başladı. Kuzunun bütün olarak ve yere paralel biçimde odun kömürlü bir ocakta pişirildiği o dönemlerde İskender Efendi, kuzu etinin farklı bölümlerine ait kendine has lezzetlerinin, müşterilerine eşit oranda dağılmasını sağlamak için çözüm aradı. Et pişirme konusunda usta bir aileden gelen İskender Efendi, bu düşünceden yola çıkıp ustalığıyla girişimciliğini bir araya getirerek bulduğu yöntemle lezzetli bir ürün elde etti. Kuzu etini, sinir ve kemiklerinden ayırdıktan sonra dikey bir çubuğa kat kat yerleştirip, tasarladığı dikine bir ocağın önünde döndürerek odun kömürü ateşinde pişiren İskender Efendi, farklı bir yemek ortaya çıkardı. Uludağ'ın yaylalarındaki ot ve kekiklerle beslenen koyun ile kuzu etlerinin farklı bölümlerinin lezzetlerinin birbiriyle karışmasıyla meydana gelen, pide, tereyağı, sos, yoğurt, domates, yeşil biber ilavesiyle geliştirilen, yanında şıra ile servis edilen bu kebap türünün ünü, dilden dile, ülkeden ülkeye yayıldı. O dönem adı "İskender Efendi'nin Dönen Kebabı" olan, günümüzde ise "İskender Döner Kebap" diye bilinen, Türk ve dünya mutfak kültürüne eşsiz bir damak keyfi katan yemek, yaklaşık 1,5 asırdır Bursa ve Türkiye ile anılıyor.

TÜM İSİMLER PATENTLİ
Hazırlama yöntemi, sunumu, gelenekleri ve seri markalarıyla sık sık taklit edilmeye çalışılan "döner kebap", "İskender", "Bursa Kebapçı İskender", "İskender Kebapçısı", "Bursa İskender Kebabı", "Bursa İskender Kebapçısı", "Kebapçı İskender", "Hakiki İskender Kebabı" ve "İskender Kebabı" isimleriyle marka olarak tescil edildi. Bu markalar, sadece İskenderoğlu ailesi tarafından kullanılabiliyor.