Pazartesi 20.11.2017 00:00

İmmunoloji, Otizm ve Kanser ilişkisi masaya yatırıldı

Kanser, Otizm vakalarına dikkat çekmek ve bu konuda kamuoyu duyarlılığını arttırmak amacıyla düzenlenen ‘Uluslararası İmmunoloji, Otizim ve Kanseri’ konferansı İstanbul’da gerçekleştirildi.

Dünyada her geçen yıl artan Kanser, Otizm vakalarına dikkat çekmek ve bu konuda kamuoyu duyarlılığını arttırmak amacıyla Synevo Laboratuvarları tarafından düzenlenen 'Uluslararası İmmunoloji, Otizim ve Kanseri' konferansında, önemli bilgiler kamuoyuyla paylaşıldı. Dünya Sağlık Vakfı Başkanı ve ELN (European Laboratory of Nutrients) Direktörü Prof. Emar Vogelaar, dünyada ve ülkemizde hızla artan kanser ve otizm vakalarının bağışıklık sistemiyle ilgili ilişkilerine değinerek sağlıklı bireylerin yetişmesi konusunda katılımcılara değerli bilgiler verdi. Kanser ve Otizm hastalıklarının yanı sıra diğer bozulmuş bağışıklık sistemi hastalıklarında Nagalase ve GcMAF'in önemi ile ilgili bilgiler de paylaştı. Prof. Emar Vogelaar, günümüzde oldukça sık görülen bu hastalıkların artışını beslenme düzeniyle ilişkilendirerek nasıl durdurulabileceği konularında bilgiler verdi.

"HER İKİ ÇOCUKTAN BİRİNİN NÖROLOJİK BİR HASARLA DÜNYAYA GELMESİ BEKLENİYOR"

Dr. Necip Cem Kınacı, hedefinin otizme dikkat çekmek olduğunu belirterek, "Çünkü 80'lerde 10 binde 1 olan oran, bugün artık 50'de 1'den yukarı çıkmış durumda. Çok yakın bir gelecekte her iki çocuktan birinin nörolojik bir hasarla dünyaya gelmesi bekleniyor. İstatistik bilimi bize bunu söylüyor. Biz eğer bir yerde dur demezsek sonunda geleceğimiz nokta maalesef bu olacak" dedi.

"ÇEVRESEL FAKTÖRLERİN ETKİLİ OLMAYA BAŞLADI"

Çevresel faktörlerin inanılmaz etkili olmaya başladığını vurgulayan Kınacı, "Çünkü genetik mutasyonlara yol açıyor. Çevre kirliliği, gıdalardaki kirliliği de beraberinde getiriyor. Özellikle organofosfatlar yani tarım ilaçları, kan beyin bariyerini bozmada birinci sırada yer alıyorlar. Kan beyin bariyeri bozulan her insan sonuçta nörolojik hastalıklara kadar gider. Günümüzde artık ileri yaşlarda alzheimer, Parkinson, MS (Multiple Skleroz) gibi hastalıkların ortaya çıkmasının sebebi de budur. Saydığım bütün bu hastalıklar birbiriyle kuzen diyebileceğimiz aynı aileden gelen hastalıklardır" ifadelerini kullandı. Dr. Necip Cem Kınacı, "Hepsini aslında aynı potaya koymak mümkündür. Hepsinin temelinde immün yetmezliği yatar. Aslında onun sebebi de bağırsak geçirgenliğinin bozulmuş olmasıdır" dedi.

Yrd. Doç. Dr. Yavuz Dizdar ise tıbbın el yordamıyla ilerlediğini belirterek, "Bir klinik araştırmasının nedeni tahmin edememeniz. Halbuki mevcut yeni modeli uygulamaya kalkarsanız, tahmin edilebilir sonuçları ön görebiliyorsunuz. Bu da doktorların da hastaların da bununla ilgili diğer kim varsa işlerini kolaylaştıracak olan bir yaklaşım. Bana göre bu şekilde bakılması gerekiyor" dedi. Dizdar, raf ömrü uzun olan yiyecek ve içeceklerin ortak noktasının, içlerinden bir şeylerin eksiltilmesi üzerine kurulu olduğunu vurgulayarak, "Mikroorganizmalar tarafından işlem yapılmasın. Siz bunları açtığınız zamanda bozulmuyor, çok uzun ömürleri var. Bu sürekli hale gelirse gıda zincirinin içinde insan vücudu değişmeye başlıyor. Meselemiz sadece hastalık meselesi değil. Bundan hareketle tıbbın bakış açısını değiştirmeniz mümkün" ifadelerini kullandı.

"100 TRİLYON HÜCRENİN İÇİNDE VE ÜZERİNDE MİKROPLAR YAŞIYOR"

SYNEVO Laboratuvarları Medikal Direktörü Klinik Biyokimya Uzmanı Dr. Semra Tamer Levent ise, 100 trilyon hücrenin içinde ve üzerinde mikroplar yaşadığını belirterek, "Mikrobial topluluğa mikrobiyata diyoruz. Bunlar virüsler, bakteriler, yüzde 90'nı bağırsaklarımızda bulunuyor. 300'ün üzerinde farklı çeşit mikroorganizma var. Bağırsağımızda kalkan oluşturarak bizi koruyorlar. 3 yaşından itibaren mikrobiyata erişkinliğe ulaşıyor. Diyet, stres, bulunduğumuz ortam mikrobiyatanın zayıflamasına neden olabiliyor. Dolayısıyla hastalıklar meydana gelebiliyor. Mikrobiyata ile beyin arasında çift yönlü etkileşim mevcut. Beynimizdeki stres, bağırsağımızdaki mikrobiyata değiştiriyor" dedi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.