A Haber'e çirkin saldırı

Şanlıurfa Suruç'ta bombalı saldırı sonrası olay yerine giderek gelişmeleri takip eden A Haber muhabiri Sercan Bilgi ve kameraman Orhan Şener saldırıya uğradı. Bir grup tarafından darp edilen A Haber ekibi büyük baskı altında işini yapmak zorunda kaldı.

Olay anını anlatan Sercan Bilgi çatıdan yayın yaptıkları sırada bir kaç kişinin hedef göstermesi sonucu kalabalık grubun saldırısına uğradıklarını söyledi. Patlamanın hemen ardından olay bölgesine giden A Haber ekibi canlı yayın sırasında bir grubun kalabalığı kışkırtmaya yönelik provokatif söylemleriyle karşılaştı. Aşağı atılmakla tehdit edilen A Haber ekibi aşağıda bulunan kalabalığa ise DAEŞ militanları olarak gösterildi.

Saldırıya uğrayan A Haber muhabiri Sercan Bilgi o anları işte böyle anlattı;
'Patlamanın hemen ardından bizler olay yerine gittik. Görüntülemek için bir binanın 4. Katına, çatı katına çıktık, tam canlı yayın sırasında, sayıları dördü bulan bir grup tarafından ilk önce canlı yayın sabote edildi ve canlı yayının ardından ise grubun tehdit vari ve kalabalığı kışkırtmaya yönelik provokatif söylemleri ile karşı karşıya kaldık. Dün yaşadığız olay, Diyarbakır'da Yasin Börü ve arkadaşlarının katledildiği olayın birebirini yaşayabilirdik çünkü orada bulunanlar bizi aşağı atmakla tehdit ettiler ve aşağıda bulunan kalabalığa aynen şunu söylediler 'Burada DAEŞ militanları var' diye aşağıdaki kalabalığı yukarıya çağırdılar ve sayıları 30-40'ı bulan bir kalabalık yukarıya geldiler. Ben o sırada kendi can güvenliğimizi korumak için aşağıdaki polislere seslendim ama polislere sesimi duyuramayınca aşağıya inmeye çalıştım işte o sırada merdivende karşılaştığım kalabalık beni darp etti, yukarıda bulunan kameran arkadaşım Orhan Şener'de yine yukarda bulunan kişiler tarafından dar edilmişti.'
'Uzun zamandır bölgedeyiz, Kobani'de meydana gelen ilk göç dalgasında da buradaydım, ondan sonra yaşan göç dalgalarında da buradaydım, sürekli bölgedeyim . Buradaki provokasyon yapmak isteyen kişiler ne yapmaya çalışsalar da ben kendi bildiğim doğruları yapma devam edeceğim. Yine buraya gelen Suriyelilerin duygularına tercüman olmaya devam edeceğim, onların sıkıntılarının giderilmesi için kendi bildiğim doğruları yapmaya devam edeceğim.'
'Boyun kısmında bir yaralanma oldu, oradaki güvenlik güçleri çok kısa bir zaman sonra gelip bizi koruma altına aldılar.'

MEDYA DERNEĞİ BASIN AÇIKLAMASI
21.07.2015
20 Temmuz 2015 tarihinde, Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde yaşanan bombalı saldırı hepimizi derinden yaralamıştır. Saldırıda hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı, yaralananlara acil şifalar diliyoruz.
VATANDAŞLARIMIZ BUNA ALET OLMAMALI
Terörün amacı dehşet uyandırmak, toplumsal kargaşaya yol açmak, birlik ve bütünlüğü bozmaktır. Medyanın görevi teröristlerin amaçlarına hizmet etmek değil, sorumlu yayıncılık yapmaktır.
Benzer şekilde, toplumun bütün fertlerine, özellikle siyasilere de büyük görev düşmektedir. Terör eylemlerini bir siyasi araca dönüştürmek; insanların acılarını kutuplaştırmayı artırmak ve seçmenlerini konsolide etmek için bir manivela olarak kullanmaya çalışmak bumerang etkisi yapan bir yanlıştır. Vatandaşlarımız bu neviden kışkırtmalara alet olmamalıdır.
DEMİRTAŞ MESLEKTAŞLARIMIZI HEDEF GÖSTERİYOR
Suruç'ta yaşanan bombalı saldırı sonrasında olay yerine giderek gelişmeleri takip etmeye çalışan A Haber muhabiri Sercan Bilgi ve kameraman Orhan Şener saldırıya uğramıştır. Dört kişiden oluştuğu belirtilen bir grup tarafından hedef gösterilen Bilgi ve Şener darp edilmiş, çatıdan aşağı atılmakla tehdit edilmiş, yayın yapmaları engellenmiştir. Meslektaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Medya Derneği olarak gazetecilerin can güvenliğine yönelik bu saldırı ile HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın bazı üyelerimizi hedef göstermesi arasında paralellik olduğunu düşünüyor; sayın Demirtaş'ı basın ve ifade özgürlüğüne saygılı davranmaya davet ediyoruz.
ÖZEL BİR ÖNLEM ALINMALI
Halkın haber alma hakkına kast eden saldırganların bir an önce bulunup adil bir yargılamaya tabi tutulması konusunda güvenlik güçlerinin üzerlerine düşeni yapacağı, en tabii beklentimizdir. Meslektaşlarımızdan ise sakin olmalarını, her ne olursa olsun hukuk içinde kalmalarını, 'kendi güvenliklerini sağlamak' gibi ilkel yöntemlere başvurmamalarını rica ediyoruz. Yetkili mercilerin ve ilgili siyasi parti yetkililerinin bu neviden olayların tekrar yaşanmaması için gazetecilerin çalışma koşulları konusuna özel bir önem vermelerini talep ediyoruz.