Salı 27.01.2015 19:59
Son Güncelleme: Salı 27.01.2015 21:09

Yılmaz Tunç: 12 ayrı dava için ihbar yazmışlar

Meclis Soruşturma Komisyon raporu gündemdeki yerini koruyor. Ak Parti Bartın Milletvekili ve Soruşturma Komisyonu Başkanvekili Yılmaz Tunç “Söz Bitmeden” de hazırladıkları raporun tüm detaylarını paylaştı

Tunç, "17 Aralık'ın ihbar mektubunu yazanların 12 ayrı dava içinde ihbar mektubu yazıldığını tespit ettik. Bunlar gayet profesyonel, sıradan insanlar değiller" ifadelerini kullandı. Programda ayrıca Yılmaz Tunç, Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek'in iddialarını da yalanladı.
Elif Çakır'un sunduğu Ülke TV'de yayınlanan "Söz Bitmeden" programının bu akşam ki konuğu Ak Parti Bartın Milletvekili ve Meclis Soruşturma Komisyonu Başkanvekili Yılmaz Tunç oldu. Programda önce komisyonun nasıl çalıştığını anlatan Tunç, CHP'nin Ak Parti'den sonra önerge verdiğini söyledi. Tunç; "Komisyonun kurulmasını isteyen Ak Partili milletvekilleriydi. 4 eski bakan ve oğulları ile ilgili bir takım iddialar gündeme getirildiğinde Ak Parti maddi gerçeğin ortaya çıkması için 77 milletvekili Meclis Başkanlığı'na komisyon kurulması için önerge verdi. CHP'nin önergesiyle bu komisyon kurulmadı. CHP, önergesini Ak Parti'nin önergesinin arkasından vermiştir. Soruşturmayı isteyen Ak Parti'dir." dedi.

ÇUVALLA GÖNDERİLEN BELGELERİN NE OLDUĞU BELLİ DEĞİLDİ


17 Aralık soruşturmasının hemen ardından İstanbul'dan gönderilen çuvallar içindeki belgeleri de değerlendiren Yılmaz Tunç, belgelerin ne olduğu belli değildi ifadelerini kullandı. Tunç şunları kaydetti: "İstanbul'da devam eden soruşturmanın belgelerini biz ihbar kabul ettik. Aslında bu bir fezleke değildi. İstanbul'da bakanların oğullarıyla ilgili belgeler Meclis'e gönderildi. Bu belgeler çuvallar içinde gönderildi. Ama içinde hangi belgeler olduğu belli değildi. Dizi pusulası yapılması gerekiyordu. Ne yazık ki, çuvalların içinde ne olduğu belli değildi."

'TAKİPSİZLİK KARARININ HARİCİNDE ÇOK FAZLA HUKUKSUZLUK TESPİT ETTİK'


Soruşturmayla ilgili verilen takipsizlik yorumlayan Yılmaz Tunç, takipsizlik kararının dışında daha farklı hukuksuzlukları da tespit ettiklerini söyledi. Milletvekili Tunç; "İstanbul'da Sayın Ekrem Aydıner'in takipsizlik kararı verdiği dosya komisyonda incelendi. Ama biz o dosyaya bağlı değiliz. Önümüzde 4 eski bakanla ilgili iddialar vardı. Biz İstanbul'dan bakanları ilgilendiren kısımları istedik ve geldi. Sayın Aydıner'in tespit ettiklerinin dışında dosyada çok önemli hukuksuzluk tespit ettik." ifade etti.

'17 ARALIK'IN İHBAR MEKTUBUNU YAZANLAR 12 AYRI DAVA İÇİNDE YAZMIŞ'


17 Aralık sözde soruşturmanın nasıl başladığını da anlatan Yılmaz Tunç şöyle konuştu: "Soruşturma 2008 ve 2012 tarihli MASAK raporuna dayandırılıyor. Her iki raporda da iddia edilen kara para aklama da suç tespit edilememiştir. Buna rağmen İstanbul Cumhuriyet savcılığı soruşturmayı ihbar mektuplarına da dayandırarak başlatıyor. İhbarların yapıldığı IP adreslerinden başka ayrı 12 ayrı davaya da ihbar mektubu gönderdiklerini gördük. Demek ki, ihbarı yapanlar gayet profesyoneldi. Öyle sıradan isimler değillerdi. Başka bir araştırma yapmadan ihbardan 2 ay sonra direk telefon dinlemesiyle soruşturma başlatılıyor. Aslında araştırma yapmadan telefon dinlemesi yapamazsınız. Daha sonraki dinleme kararı da bu dinlemeye dayandırılarak aldırılıyor."

'UÇAKTAN BAVULLA İNECEKLER İHBARI ASILSIZ ÇIKTI'


Dosyadaki hukuksuzlukları programda anlatan Yılmaz Tunç, Reza Zarrab'ın uçaktan inip, para dolu bavulla çıkış yapacağına ilişkin ihbarın asılsız çıktığını söyledi. Tunç; "Asılsız çıkan bir ihbarlar var. Ama mahkeme soruşturmayı 4 ay daha uzatıyor. 'Şahıs uçaktan inecek ve elinde para dolusu bavulla şu adrese gidecek' diye ihbar veriliyor. Bu ihbar asılsız çıkmıştır. İstanbul 26. Sulh Ceza Mahkemesi'nin vermiş olduğu 10 Mayıs 2013 tarihli dinleme kararı, 10 Haziran da bitmesi lazım iken 14 Haziran'a kadar devam etmiş. İstanbul 38. Sulh Ceza Mahkemesi'nin e-posta şifrelerine girerek takip kararı almış. Kişinin bütün e-postalarına ulaşabiliyor. Kişinin özel hayatı böylelikle polislerin ellerine geçiyor. Anayasa'daki özel hayatın gizliliği ihlal edilmiş oluyor. 32 kişi hakkında dinleme kararı alınırken, 100 den fazla kişi dinleniyor. Bir Bakan'ın oğlu ile yaptığı görüşmede dinlemeye devam edemezsiniz. Bakanın oğlu ile yaptığı görüşmeyi dosyada biriktirip soruşturma yapamazsınız. O zaman Meclis neden var? Kimse 'Bunları biriktirip, depo edip günü geldiğinde kullanayım' diyemez. 2013 Nisan ayı itibariyle tüm şüpheliler tespit ediliyor. Aradan 8 ay geçtikten sonra Cumhuriyet savcısı diğer dosyalar ile birleştirilerek bir ceza soruşturması yapıyormuş gibi hava oluşturuyor. Madem şüphelileri tespit ettiniz o halde neden 8 ay bekliyorsunuz. Siyasi bir girişim olduğu çok açık.

'SAVCI CELAL KARA DARBEYİ İTİRAF ETTİ'


Programda dönemin savcısı Celal Kara'nın açıklamalarını da değerlendiren Yılmaz Tunç, Kara'nın her şeyi itiraf ettiğini belirtti. Tunç şunları kaydetti: "Celal kara 'devam etseydik Başbakan'a kadar ulaşacaktık' diyor. Zaten çekmecelerinden dönemin başbakanı ifadelerinin çıktığını görmüştük. Kendisi darbeyi itiraf ediyor. Elbette bu darbe girişimiydi. Celal Kara'da bunu açıklamalarında itiraf ediyor. Kara 'Başbakan'ı biz aşağıya indirecektik' diyor. Bunu söyleyen bu ülkenin Cumhuriyet Savcısı"

'CHP'Lİ ÜYE ERCAN CENGİZ, PARTİSİNİN PEŞİN HÜKMÜNDEN RAHATSIZ OLDUĞU İÇİN KOMİSYONDAN ÇEKİLDİ'


CHP'li komisyon üyesi Ercan Cengiz'in neden komisyondan çekildiğini de anlatan Yılmaz Tunç, CHP'li üyelerin yaptığı usulsüzlükleri görmesine bağladı. Tunç; "CHP'den 4 üyeden 3'ü değişti. Özellikle CHP'li milletvekili Ercan Cengiz bu hukuksuzlukları görerek komisyondan çekildi. Her toplantıda arkadaşlarının peşin hükümlerinden rahatsız oldu. CHP'nin içinden de baskı kuruldu anlaşılan. Ben olaya yargısal bakıyorum dedi ve çekildi. Ercan Cengiz olaya tamamen hukuk normları içinde bakıyordu. CHP'li diğer üyelerden rahatsız oldu."

'ZAFER ÇAĞLAYAN SAATİN PARASINI ÖDEDİĞİNE İLİŞKİN BELGE GÖSTERDİ'


Programda 4 eski bakanla ilgili ayrı ayrı suç isnatlarını da değerlendiren Yılmaz Tunç, 4 bakan içinde suçlanabilecek yeterli delil bulunmadığını ifade etti. Tunç şunları kaydetti; "Egemen Bağış'ın bir şahsın otel kiralama işine ilişkin yardımcı olduğu iddiası vardı. Oysaki bu iddiaya ilişkin hiçbir delil dosyada yoktu. Aynı şekilde vize yardımında bulunduğuna ilişkin de hiçbir delil tespit edilememiş. Muammer Güler'in bakanlığı döneminde görev alanıyla alakalı da herhangi bir suç unsuruna rastlamadık. Böyle bir suç unsuru tespit edemedik. Zafer Çağlayan ile ilgili Gana'dan Dubai'ye giden bir buçuk ton altın yüklü uçak yakıt ikmali için İstanbul'da iniyor. Ve kaçak olduğuna ilişkin ihbar yapılıyor. Bakırköy savcısının soruşturduğu ve suç unsuruna rastlamadığı bu olay tekrar bu dosyaya giriyor. Ayrıca Çağlayan ile ilgili İran'a altın ticareti komisyon oranlarına indirim yaparak şahsa menfaat sağladığı iddiası. Halk Bankası Teftiş Kurulu raporunda yüksek hacimli müşteriler için de komisyon tutarlarında indirim yaptığını ortaya koyuyor. İki iddia açısından da Yüce Divan'a sevkine gerek olmadığına karar verdik. Zafer Çağlayan'ın saatiyle ilgili soruşturma önergesinde bir şey yoktu. Kaldı ki, saatin parasının kendisinin ödediğin söyledi ve bunun da belgesini gösterdi. Sayın Bayraktar ile ilgili iddiaları destekleyecek bir tane delil yoktu. Kişiye özel imar planlarını değiştirdiğine ilişkin o kadar iddia ortaya attılar. En küçük suç unsuru yoktu."

'BAKANLARIN KİŞİSEL ÖZELLİKLERİ OYLARIN FARKLI ÇIKMASINA NEDEN OLDU'

Oylamada Ak Parti'nin fire verdiği yorumlarını da değerlendiren Yılmaz Tunç, oylamanın bir güven oylaması olmadığını söyledi. Tunç; "Her bir bakan için oy oranları farklı çıktı. Gizli oylamada hangi milletvekilinin nasıl karar vereceğini bilmek mümkün değil. Herkes vicdanıyla baş başa... Önergelerin salt çoğunluğu bulamamış olması bence önemli. Muhalefet partileri 276'yı bulamadılar. 'Ak Parti fire verdi' yorumları çok yanlış. Bu güven oylaması değil ki. Her bir bakan için farklı oylar çıktı. Bakanların kişisel özellikleri farklı oyların çıkmasına neden oldu. Kişisel nedenlerle de oy verilmemiş olabilir. Böyle bir hesaplaşma var ise bunun zamanlamasının yanlış olduğunu düşünüyorum. Ak Parti'nin dışında tüm muhalefet partileri bu konuyu grup toplantısında gündeme getirdiler. Yüce Divan'a gitmesi yönünde sürekli konuştular. Ak Parti'de böyle bir şey olmadı. Partimizin üyeleri komisyon çalışmaları sırasında asla hiçbir görüşme olmamıştır. Meclis'teki oylama da da asla baskı olmadığını çıkan sonuçtan anlayabiliyoruz. Fotoğrafın büyük bölümü olayın darbe olduğunu gösteriyor. Ama buna rağmen olay gerçekleşmiş mi gerçekleşmemiş bunu araştırdık. Ve sonuçta siyasi bir darbe girişimi olduğunu gördük. Çünkü çok sayıda hukuksuzluk vardı. Bu kadar hukuksuzluğun olduğu hukuk tarihimizde görülmemiştir. Apaçık bir darbe girişimi olduğunu raporumuza da yansıttık."

'DENİZ ZEYREK'İN İDDİALARI YALANDIR'

Ak Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, programda son olarak Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek'in iddialarını yalanladı. Tunç şu ifadeleri kullandı; "Deniz Zeyrek'in iddiaları Zeyrek'in kendi yorumu... 9 Ak Partili komisyon üyesi hepsi de hukukçudur. Kesinlikle yönlendirme falan olmamıştır. Devreye girmesi vs mümkün değil. Deniz Zeyrek'in iddiaları tamamen asılsızdır. Bize değil Cumhurbaşkanı hiçbir yerden baskı falan gelmemiştir. Hiç kimsenin meclis soruşturma komisyonundan hukuka aykırı belgeleri baz alarak karar vermesini beklememesi gerekir."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.