Perşembe 20.11.2014

Aristokratla 1 gün

Otomobil dünyasının zirve noktalarından biri hiç kuşkusuz Rolls-Royce'tur. Kralların, aristokratların, yıldızların otomobili olarak anılan Rolls-Royce'un en yeni modeli Ghost Series II'yi Budapeşte'de kullanırken bir imaj testi de yapmış oldum

Rolls-Royce'un orta sıklet temsilcisi olarak nitelendirilebilecek Ghost Series II için Budapeşte'de özel bir test sürüşüne davet edilince açıkçası heyecanlandım. Bu, Rolls-Royce ile ilk deneyimim olmayacaktı ama hala el işçiliğiyle üretilen bir lüks devini tarihi binalarla dolu Budapeşte içinde kullanma fikri heyecanlanmama yetmişti. Şehir merkezindeki otelin önüne park edilen Ghost Series II'nin çevresine sıralanan Mercedes Serisi, BMW 7 Serisi gibi lüks otomobiller Rolls-Royce'a eşlik eden koruma araçları hissi veriyordu. Otomobilin tasarımı temel olarak eski nesille çok benziyor ama modern farlara sahip burun tasarımının biraz daha yükseltilmiş. Otomobilin yürüyen bir kale gibi hissedilmesini sağlayan tasarım unsuru da zaten bu yüksek yapı. Köklere bağlılığı da vurgulayan ve giriş çıkışı kolaylaştıran ters açılan arka kapılar da Rolls-Royce'un sevdiği tasarım öğelerinden. Budapeşte'de bana verilen Ghost, uzatılmış şasiye sahipti; yani Extended Wheelbase'di. Bu da normal Ghost'tan 17 cm daha uzun olduğu anlamına geliyor. Üstelik bu uzunluğun tamamı arka koltuk yolcuları için kullanılmış. 5.6 metre uzunluğundaki bu devin arka koltukları çok özenli tasarlanmış. İki yolcunun daha rahat konuşması için koltuklar hafifçe içe dönük yerleştirilirken kol dayanağı bir teknoloji üssü gibi görünüyor. Bunun sebebi, ön koltuk sırtlıklarındaki ekranlardan istenilen ayarların yapılabilmesi, DVD izlenebilmesi ya da araçla ilgili bilgilere ulaşılabilmesi. Son derece ağır arka kapıdan içeri girdikten sonra eğer kapınızı kapatan biri yoksa yorulmanıza da gerek yok. C sütunundaki camın duvarına yerleştirilen bir düğmeye basarak kapının elektrikli motorlarla kapatılmasını sağlayabiliyorsunuz. Bence Rolls-Royce'un en önemli özellikleri el yapımı olması ve elinizi dokundurduğunuz ya da gözünüzün gördüğü her noktanın son derece kaliteli malzeme ve işçiliğe sahip olması. Gerçekten de kusur bulmak neredeyse imkansız. Yaklaşık 2.5 tonluk bu otomobili hareket ettirme görevi 6.6 litre hacmindeki V12 motora verilmiş. 563 HP'lik motor asla bu ağırlığın altında ezilmiyor. 100 km/s hıza sadece 5 saniyede ulaşması da bunun göstergesi. 8 ileri vitesli otomatik şanzıman GPS sistemini kullanarak navigasyon bilgileri üzerinden gelecek virajları, inişleri ve çıkışları göz önüne alarak vites değiştiriyor. Yani bir nevi uydudan kontrollü şanzıman! Üç farklı yüksekliğe ayarlanabilen süspansiyonun sağladığı konfor çok yüksek. Daha da önemlisi, eğer 18 hoparlörlü muhteşem müzik sistemi kapalıysa araç içinde bazen sinir bozucu olan sessizlik. Peki, hiç mi kötü yönü yok? Fiyat listesine bakmak çoğumuz için kötü haber! Başlangıç fiyatı 850 bin eurodan başlıyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.