Son Güncelleme: Cumartesi 15.08.2009
Bir levrek sattı hayatı değişti
Silvanlı Latif Demirci ilkokul 3. sınıftan sonra okulu terk etti ve yıllarca sadece adını soyadını yazabildi. İstanbul'da balıkçı olmaya karar verdi ve bir balık onun hayatını değiştirdi
TARLALARDA ÇALIŞTI
Küçük Latif'in tarlalarda başlayan çalışma hayatı bu kez sokaklarda ayakkabı boyayarak, atık kâğıt toplayarak, parklarda su, köfte ve çekirdek satarak sürmüş. Silvan'da kahvehane ve dükkân işleterek, köylere gidip kumaş satarak evini geçindiren babasıyla uzun uzun düşünmüşler bu durumdan nasıl kurtulacaklarını ve o yıllarda Kartal Belediyesi'nin yaptırdığı Balıkçılar Çarşısı'ndan yer alarak, balıkçılık işine el atmaya karar vermişler. Anadolu yakasında 13 yaşındaki Latif'in heyecanıyla 1997'de kurulan Dicle-Fırat Balık'ın hikâyesi böyle başlıyor. İki yıl içinde aile kendisini epey toparlamış ve Latif hayatındaki en büyük eksikliğin, eğitim eksikliğinin farkına varmış: "1999'a kadar eğitime çok uzaktım, okuma yazma bilmiyordum. Bir tek adımı yazıp okuyabiliyordum. İstanbul'da çok zorluk çekiyordum, hiçbir yere gidemiyordum."
ÖNCE OKUMA YAZMAYI ÖĞRENDİ
1999'da Kartal Halk Eğitim'in kapısını çalmış ve altı aylık bir kurstan sonra okuma yazmayı öğrenmiş: Ardından ortaokulu hayal etmeye başlamış Latif Demirci ve açık ortaokula başlamış, bir yandan da dersaneye devam ederek katkı almış. 2003 yılında 18 yaşındayken elinde ortaokul diplomasıyla, bu defa Kartal Lisesi'nin kapısını çalmış, üç yılda mezun olmuş. Latif Demirci'nin Kartal'daki müşterileri arasında yazar Orhan Pamuk da var. Artık kafasına üniversiteye gitmeyi koymuş, sınava da girmiş, barajı geçmiş ama bir yere yerleşememiş. Orhan Pamuk'tan da fikir almış. Bir üniversitenin sinema bölümünü önermiş ona Pamuk. Fakat sinemanın kendisine göre olmadığını düşünüp, Bulgaristan'da bir üniversiteye kayıt yaptırmak üzereyken, hayatını değiştiren müşterisiyle tanışmış, Okan Holding'in sahibi ve Okan Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Bekir Okan'la: "O gün bir balık almıştım halden. Altı kiloluk bir deniz levreğiydi ve çok pahalıydı. Satış fiyatına yakın bir fiyata Bekir Bey'e sattım o balığı. Üniversiteye gitme niyetinden bahsettim. 'Sana yardımcı olurum,' dedi. O levrek benim hayatımı değiştirdi, kendimi hep o levreğe borçlu hissederim."
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde