Son Güncelleme: Cumartesi 15.08.2009
Peşmelba ve kup griye
Soprano Nellie Melba onuruna Fransız şef Auguste Escoffier tarafından 117 yıl önce yapılan peşmelba bugün hâlâ kuplar arasında tahtını koruyor. Türkiye'nin peşmelbayla yarışabilecek kupu ise Baylan Pastanesi'nin kup griyesi
20. YÜZYIL BAŞINDA
Türkiye'nin de peşmelbadan hiç aşağı kalmayan bir kup dondurması var: Kup griye... Bunun öyküsü ise geçen yüzyılın başlarına geri gider. Filip Lenas adlı Osmanlı vatandaşı Rum Arnavut, 20. yüzyılın başında Epir'den İstanbul'a göç eder. O dönemde İstanbul'da tatlı ve pasta işleriyle Rum Arnavutlar uğraşmaktadır. Filip de pastacı olur. 1923'te Beyoğlu'nda Deva Çıkmazı'nda ilk pastanesini açar. Adı, Doğu anlamına 'L'Orient' (Loryan) dır. Burası kısa süre içinde dönemin en iyi pastaneleri arasına girer. 1923'te isimlerin Türkçeleştirilmesi kampanyası kapsamında pastanenin adı, Çağatay Türkçesinde 'kusursuzluk' anlamına gelen 'Baylan' olur. İki kez Karaköy'de değişik mekânlarda hizmet verdikten sonra 1954'te bugün Karaköy meydanındaki Axa Oyak'ın bulunduğu binanın giriş katında açılır. Burayı artık Filip Lenas'ın oğlu Harry yönetecektir. Harry'yi babası Viyana'ya pastacılık, İsviçre'ye de çikolatacılık öğrenmek üzere göndermiş, yeni teknikler ve bilgilerle İstanbul'a dönen Harry, Karaköy Baylan'a deneyimlerini aktarmaya başlamıştı. Gerçi Nellie Melba gibi divalar buralara pek uğramıyordu. Avrupa'nın soyluları da kıtanın batısını tercih ettiklerinden İstanbul'da görünmüyorlardı. Ancak Karaköy, İstanbul için iyi bir merkezdi. Civarda birçok yabancı okul, işyerleri vardı. Ayrıca Boğaz Köprüsü henüz hayal bile edilmediğinden, Avrupa'yı Asya ile bağlayan tak taşıt vapurdu, ana iskeleleri de Karaköy'deydi. Tarihi yarımada, Beyoğlu ve Anadolu yakası burada buluşuyordu. Harry Lenas ilk espresso kahveyi burada sundu İstanbullulara. Madlen çikolata da gerek adı, gerekse bugünkü biçimi ve boyutlarıyla ilk kez Karaköy Baylan'da yapılıp satıldı. Bunlar Lenas'ın yurtdışında görüp İstanbul'a uyguladıklarıydı. Ama onun yarattığı bir de kup dondurma var ve bu 'kup griye', 50 yıldır ağzının tadını bilen İstanbulluları mutlu etmeyi sürdürüyor. Harry Lenas kup griyenin öyküsünü şöyle anlatıyor: "İstanbul'da peşmelba, Kup Denmark, banana split gibi kup dondurmalar vardı. Ben Karaköy'deki şubeyi açtıktan sonra gördüm ki, halkımız karamelayı, karamel sosu seviyor. Karamel ile yaptığım şeyler hep tutulmuştur. Ben de bir şeyler çıkarayım dedim ve kup griyeyi yaptım." Bal ile bademin birlikte kavrulmasından dolayı, Fransızca 'kavrulmuş' anlamına gelen 'grillet' sözcüğü, bizde okunuşu esas alınarak kup griye olmuş. Karamel sos, bal badem ve kremanın mükemmel bir sentezi, kup griye. Onu yaratan Harry Lenas usta bugün Kadıköy Çarşısı içinde bu nefis dondurmayı pastanesine gelenlere sunmaya devam ediyor. İnsan eserleriyle yaşar, derler. Escoffier ve Lenas ustalar hep ağız tadıyla anılacaklar.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde