Yarışların şahı 100 metre

Hemen hemen bir futbol sahası uzunluğunda bir mesafe 100 metre... İnsanoğlunun 100 yılı aşkın bir süredir 'en hızlı koşan olmak için' mücadele verdiği ve sürekli daha kısa sürede katettiği 100 metre koşusu, atletizmin de en prestijli yarışı. Bu en heyecanlı, en güzel, en merakla beklenen yarış, spor müsbakalarının da ne yazık ki en kısa süreni. Ve gün geçtikçe de kısalmakta. Neyse ki salise salise... Bugün sporseverlerin gözü kulağı Berlin'e çevrilecek. İlki 1983 yılnda Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de yapılan, 1993'ten bu yana da iki yılda bir düzenlenen Dünya Atletizm Şampiyonası'nın 12.si dün Almanya'nın başkentinde start aldı. Berlin'de dokuz gün sürecek şampiyonada kıyamet ise bugün kopacak. Elbette pek çok dalda nefes kesen mücadeleler verilecek, ancak herkesin merakla beklediği yarış 100 metre olacak. Türkiye saatiyle 22.35'te başlayıp en fazla 10 saniyede bitecek 100 metre koşusunda finale kalan sekiz atlet piste çıkıp bu mesafeyi 10 saniyenin altında kat etmek için çaba harcayacaklar. Bir yanda geçen yıl 100 metreyi 9.69'a çekerek dünya rekorunu kıran ve antrenörünün, "9.54 koşabilir," dediği Usain Bolt, diğer yanda çok formda bir sezon geçiren eski dünya şampiyonu unvanını geri almak isteyen Tyson Gay. Bir de tüm zamanların en iyi derecelerinde ismine sık sık rastlanan ancak istikrarsızlığı ile bilinen Asafa Powell. Bu akşam 22.35'te ekran başına geçip nefes kesecek yarışı izlemeden önce favori olan atletlerin durumlarına bir göz atalım.
USAIN BOLT
100 metre yarışının reytingini artıran en önemli unsur şüphesiz Usain Bolt. 1986 Jamaika doğumlu Bolt, geçen yıl üç dünya rekoru kırdığı Pekin Olimpiyatları'nda 100 metreyi 9.69 saniyede koşması, son metrelerde sevinçle poz vermesi ve ardından yaptığı sempatik hareketleri ile, bir anda sporseverlerin sevgilisi oldu. Ancak Pekin sonrası 'dünyanın en hızlı sprinteri' lakabını almak Bolt'a yetmemiş olacak ki, yeni yıla 2009 model bir BMW alarak girdi. Nisan ayında ülkesi Jamaika'da bu arabasıyla bir trafik kazası yapan Bolt, vücudunun herhangi bir yerinden değil de ayağından yaralandı. Bu yaralanmayı çabuk atlatan Bolt sezonu çok da umut verici açmadı. 11 Haziran'da Toronto'da 10.00'lık derece elde eden Jamaikalı, kısa bir süre sonra Ostrava'da 4.7 millik rüzgârın da yardımıyla 9.77 koşmayı başardı. O, Çek Cumhuriyeti'nde kendi rekoruna yakın bir derece peşinde koştururken, hırsızlar Jamaika'da evinden bin dolarlık elektronik eşyasını çalmakla meşguldü. Haziran ayı bitmeden bir de ülkesinde 9.86'lık derece yaptı. Daha sonra çıktığı Golden League'in yağmurlu bir Paris gecesinde 9.79 koşarak formda olduğunu gösterdi. Bir hafta sonra Londra'da bu kez 9.91 koştu. Tüm bu koşuşturmanın arasında antrenörünün verdiği bir demeç, Berlin öncesi ciddi bir heyecan yarattı. Temmuz ayındaki Golden League yarışları öncesi Glen Mills, Bolt'un isterse 100 metreyi 9 saniye 54 salisede koşabileceğini söyledi. Bolt da, "O diyorsa koşabilirim," diyerek heyecanı biraz daha artırdı. Mutlak favori kendisi tabii ki ama en önemlisi 9.69'dan yukarıda bir derece ile kazanması hayal kırıklığı yaratabilir. Herkes ondan yeni bir rekor bekliyor.
TYSON GAY
Bolt'un bugünkü en önemli rakibi. Bir önceki 2007 Atletizm Dünya Şampiyonası'nda, hem de Asafa Powell'ı geçip şampiyon olmuştu. Bu sene Roma'da temmuz ayında elde ettiği 9.77'lik zamanla yılın en iyi derecesini yapan Amerikalı, tüm zamanların en iyi 8. zamanına da ismini kondurdu. 27 yaşındaki sporcu formda ama bugün mahallenin yeni parlak çocuğunu mutlaka geçmek zorunda. Bolt'un yarışlarda kötü çıkış yapmak gibi bir özelliği var. Jamaikalı kafasını kaldırıp o müthiş hızına ulaşmadan önce Gay vaktinde hızlanabilirse. Neden olmasın? Tyson Gay'in geçen yıl Pekin'de sakatlığı nedeniyle yarı finalde elenip yarışamadığı Bolt'u bugün geçemese bile onu yeni bir rekora zorlama ihtimali de çokça konuşuluyor.
ASAFA POWELL
Jamaikalı bir başka rekortmen atlet. Usain Bolt yokken o vardı. 2005'te Yunanistan'da 100 metreyi 9.77'de geçip dünya rekorunu kıran Powell aynı dereceye 2006'da iki kez daha ulaştı ve 2007'de İtalya'da kendi dünya rekorunu 9.74 koşarak kırdı. Üç yıl taşıdığı dünya rekortmeni unvanını Pekin'de 5. olduğu yarışta vatandaşı Usain Bolt'a kaptırdı. Powell'ın 2009 yılında gösterdiği performans da, Berlin'de ipi göğüslemeye yakın olduğu izlenimini vermiyor. Pekin'den sonra eylül ayında Lozan'da elde ettiği 9.72 ile Bolt'un rekoruna en yakın derece de ona ait. Ancak bu yıl kayda değer tek zamanını 10 Temmuz'da Roma'da 9.88 ile yaptı. Haziranda ülkesinde 9.97, temmuz başında ise Oslo'da 10.07 koştu. Tüm zamanların en iyi 100 metre listesinde 8. sıraya gelene kadar beş kez ismine rastladığımız, 100 metreyi tam 43 kez 10 saniyenin altında koşabilen bir atlet olarak Powell'dan bu gece bir sürpriz beklemek çok da abartılı olmasa gerek.
VE DİĞERLERİ...
Atletizm, yüzme ve benzeri yarışlarda ilk üç dışında birkaç saniye farkla o mesafeleri tamamlayan ancak pek öne çıkmayan sporcular vardır. Onlardan sürprizlere yakın olan dört isme bir bakalım.
Ivory Williams… 2002'de daha 17 yaşında Dünya Gençler Atletizm Şampiyonası'nda 100 metreyi 10.23 saniyede koşup birinci olmuş. Amerikalı, 24 yaşına geldiği bu sene o derecesini 9.93'e kadar çekerek gelişime açık olduğunu da göstermiş. Bolt'tan bir yaş küçük Willimas'tan bu yarışta figüran olmaktan öteye geçip rol çalmasını, eve madalyayla dönmesini bekleyebiliriz.
Jamaikalı 20'lik genç yetenek Yohan Blake… Ona geleceğin Bolt'u diyebilir miyiz? Bu Berlin performansına bağlı. 3 yıl önce 10.42 ile elde ettiği Dünya Gençler Şampiyonası'ndaki üçüncülüğünden bu yana derecesini 9.93'e kadar çekmiş. Bu gece Bolt'la kürsüye çıkma şansı Powell'dan daha çok. 23 yaşındaki Daniel Bailey, Antigua ve Barbuda denilen tek bir ülkenin vatandaşı. Karayipler'den gelen bu genç yetenek en son Paris'te 100 metreyi 9.91'de koştu. Bu sezon bir de 9.96'sı var. Kürsüde Bailey'i görmek Karayipler turizmine olumlu etkide bulunur. Bir de Hollanda Antilleri'nden Churandy Martina'ya bakalım. 25 yaşındaki atlet son iki yıldır 100 metreyi 10 saniyenin altında koştu. En iyi derecesini Pekin'de 9.93 ile yapmış. Bu sezon 9.97 koştu. Kürsüye neden çıkmasın?