Son Güncelleme: Cumartesi 29.08.2009
Yönetmenler ve oyuncuları
Oyuncu-yönetmen ilişkisi bağımlılığı sinema tarihi kadar eski. Oyuncuları yönetmenlerin yarattığı iddiasına karşın birçok insan da haklı olarak, "Seyirci, perdede gördüğüne bakar,"düsturuna inanıyor
DITRICH VE STERNBERG
Sinemacılar hakkında yazmayı da seven bir oyuncu olarak, Brooks'un oyuncu yönetimi hakkında binbir fikri var. Sessiz filmlerin 'mimiklerle maymunluk yapma' tipi oyunculuğunu benimsediği için, üç filmde birlikte çalıştığı Mal St. Clair'den epey bir 'horgörü'yle bahsediyor. Howard Hawks'tan memnun: "Mükemmel yönetmendi. Hiçbir şey yapmazdı. O sadece sette çok, çok güzel ve zarif görünen, sempatiklik yapan ve çekilen sahneleri duvara yaslanıp seyreden biriydi." Tıpkı Tarantino gibi oyunculara karşı insancıl tavırlarıyla tanınan Pabst'ın ondan aldığı performansların başarısını ise, yönetmenin, daha çekimlere bile başlamadan önce filmin kurgusunu, kamera açılarını, yakın planları kafasında canlandırabilmesine bağlıyor. Röportaj vermeyi kabul ettiği pek az insandan biri olan, ayrıca yıllar içinde kankasına dönüşen İngiliz sinema yazarı John Kobal'ın People Will Talk kitabında, Brooks'un bir başka efsanevi yönetmen-oyuncu ikilisi olan Josef von Sternberg ve Marlene Dietrich'le ilgili görüşleri de mevcut: "Sternberg'in otobiyografisi Fun in a Chinese Laundry'yi okudum. Kitabın adı 'Neden Marlene Dietrich'ten daha büyüğüm?' olmalıymış. Çünkü bütün meselesi, kendisinin dâhi bir yönetmen, Dietrich'in ise onun tarafından yaratılmış bir oyuncak olduğunu kanıtlamak. Aslında Sternberg'in kitabının da gösterdiği gibi, bütün iş, bir yönetmenin bir oyuncunun ne yapabileceğini görmesinde ve ondan o performansı nasıl alacağını bulmasında bitiyor. Dietrich'in o uzun, muhteşem bakışlarını atarken ne düşündüğünü hep merak ederdim. Sternberg anlatıyor; ona demiş ki, 'Altıya kadar say ve o sokak lambasına, sanki onsuz yaşayamazmışsın gibi bak'. Böylece konsantre olmasını sağladığı gibi, ona o tuhaf gizem havasını da katmış. Ki aynı gizeme başka hiçbir yönetmenle ulaşamadı."
AKIN VE ÜNEL
Doğru. Ama şu var ki, Sternberg de aynı büyüyü başka bir aktrisle yakalamış değil. Benzer bir sebeple, son birkaç yıldır aralarının 'limoni' olduğunu bildiğimiz Fatih Akın ve Birol Ünel'in Soul Kitchen'da tekrar birlikte çalışmasının ikisi için de hayırlı olabileceğini düşünüyorum. Ünel'in sinema kariyerindeki en önemli film Duvara Karşı olabilir, lakin filmin onsuz aynı etkiyi yaratmayacağına da adım gibi eminim. Hangisinin filme ne şekilde katkısının olduğu, bizi ilgilendirmiyor. Seyirci, perdede gördüğüne bakar. Türk oyuncularını, perdede maalesef genellikle ağızlarına yakışmayan cümlelerle konuşur ve de kamera karşısında 'kalakalmış' olmanın sakilliğini umutsuzca bertaraf etmeye çalışırken görüyoruz. Yeşim Ustaoğlu, son filmi Pandora'nın Kutusu'nda mizansen yaratırken kullandığı psikodrama tekniğiyle, oyuncularından müthiş doğallıkta performanslar aldı. Zeki Demirkubuz ise, oyuncu yönetimine ve diyaloglarına belki de en çok kafa patlatan, ya da emek harcayan (güncel) Türk yönetmeni. Sanırım yöntemleri, Tarantino ve Pabst gibi 'sevecen'ler yerine, Hitchcock, Fassbinder ve Kubrick gibi 'zalim'lere daha çok benziyor. En azından Kader'in çekimlerinde Ufuk Bayraktar'ın yüzünde buhran ve sıkışmışlık havasını yaratmak için kullandığı 'atkıyla boğazını sık' yöntemi, böyle düşünmek için küçük bir sebep. Dediğim gibi, seyirci sadece perdede gördüğüne bakıyor. Oyunculuk deneyimi epey kısıtlıyken, Yazgı'da 'Türkiye eski güzeli' Zeynep Tokuş'tan çıkardığı performansı unutamam. Yeni filmi Kıskanmak'ta Nergis Öztürk ve Berrak Tüzünataç'la neler yaptığı, yakında nihayete erecek bir merak konusu.
EN SON HABERLER
- 1 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 2 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 3 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var
- 4 Bu okullarda anne-baba adayları eğitiliyor
- 5 Boğaz’da kürek keyfi kabus olmasın
- 6 Aykırı bir ikon
- 7 Evde akıllı cihazlara yer açın güvenliği de ihmal etmeyin
- 8 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 9 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 10 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut