Pazar 15.11.2009
Son Güncelleme: Cumartesi 14.11.2009

Henüz aşı için aileme sıra gelmedi

Domuz gribi, sağlık çevrelerince bilenen ismiyle H1N1, bu günlerde tek gündemimiz oldu. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, gribe karşı geliştirilen aşının yan etkilerini ve kendi ailesinin aşı durumunu anlattı: "Tüm aileme yaptırmadım çünkü aşılama, biliyorsunuz, sırayla gidiyor..."

Geçenlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Ben aşı olmayacağım," diyerek aşı polemiğine başka bir boyut kazandırmıştı. Sonradan Başbakan'ın risk grubunda olmadığı için tercihini aşı olmamaktan yana kullandığı anlaşıldı. Erdoğan ısrarla aşının yan etkileri konusunda halkın bilinçlendirilmesi gerekliliğinin altını çiziyordu. Biz de domuz gribine ve aşıya dair her tür ayrıntıyı Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a soralım dedik. Ne de olsa, Başbakan'la aralarında bir anlaşmazlık, uyuşmazlık olduğu sanılıyordu ve meseleye bir açıklık getirmek şarttı.
- Herkesin kafasındaki en önemli soruyla başlamak istiyorum, ABD'deki aşı bizdekinden neden farklı?
- Türkiye'deki aşı bütün Avrupa ülkelerinin kullandığı aşı. ABD şunu yaptı: Bu salgının çıkabileceği Dünya Sağlık Örgütü tarafından dört-beş yıl önce anons edildiği için, birkaç firmayla anlaştı, bunlara tabiri caizse araştırma geliştirme parası verdi, 'Bu pandemi için aşı üretmeye ön hazırlık olarak çalışın, yarın bir pandemi olsun-olmasın bu parayı şimdiden size veriyorum,' dedi.
- Domuz gribi salgını öngörülerek yapıldı yani...
- Bu salgının geleceği, kuş gribinin ardından Dünya Sağlık Örgütü tarafından anons edilmişti. Dolayısıyla ABD bu aşının sadece antijen olarak üretilmesi için firmalarla anlaştı. Parayı önceden verdi, bu sürecin sonucunda aşı yapılıp yapılmayacağına bakmadan verdi parayı. Biz şimdi Türkiye'de, aşılar ruhsat aldıktan sonra, güvenilirliğiyle ilgili kuruluşlar tarafından onaylandıktan sonra, tüm Avrupa'nın kullandığı aşıları kullanmak üzere sipariş verdik. Tüm bunlara rağmen bize hesap sorulmaya çalışılıyor. Bu husustaki düşünceleri olgunlaştırmak lazım. Bu pandemi denen şey farklı bir şey. Bu kadar aşı tamamlandıktan sonra satın alma konusunda bile Türkiye'de nasıl gürültüler koparıldı, görüyorsunuz işte. ABD'nin aşısı bundan farklı, oradaki zihniyet bu noktada, onlar araştırma için para ayırıyorlar. Dolayısıyla Amerika böyle bir yola girdi. Ancak Amerika'nın kendisi de, Avrupa ülkelerindeki ve dolasıyla Türkiye'deki aşıların güvenli olduğunu biliyor. Neden antijenin yanına ajuvan denen yardımcı maddeler konuyor? Antijenin etkinliğini artırmak ve daha çok kişiye ulaştırmak için. Tüm dünya Amerika'nın kullandığı gibi bir aşı kullanmaya karar verseydi, aşı ihtiyacı olanların onda birine bile aşı bulunamazdı.
- Neden, Amerika'daki gibi bir aşı üretmeye yetecek kapasite mi yok?
- Onu üretecek kapasite yok. Süreç nasıl çalıştı biliyor musunuz? Bu zamanla yarış, Dünya Sağlık Örgütü, Meksika'daki vakalar çıkıp Amerika'ya sıçrayınca, Amerika'da virüs izole edildi ve bunun ayrı bir virüs olduğu anlaşıldı. Sonra aşı firmalarına 'Hazırlıklarınızı yapın, mevsimsel grip aşısı yerine bunu üreteceksiniz,' denildi. Firmalar derhal o hazırlığa başladılar, bu firmalar zaten grip aşısı üretme tecrübesi olanlar, altyapıları buna müsait, virüsü aldılar, aşıyı üretmeye başladılar.
- Amerika'daki sistemle üretmek çok daha uzun bir süre mi alıyor?
- Ajuvan antijenin etkinliğini birkaç kat artırıyor. Aslında üretmesi zor olan antjien. Bu şuna benzetilebilir; bir tohumu toprağa koyup büyütürsünüz ya onun gibi bir şey. Önce çoğaltılıyor, ondan antijenler elde edilerek aşıya dönüştürülüyor. Dolayısıyla ajuvan konularak antijen etkinliği artırılıyor. Bu aşıların içinde, birtakım dedikodularda olduğu gibi domuz kanı, insan spermi, insan cenini gibi şeyler kesinlikle yok. İçinde cenin, sperm var dediğiniz zaman herkes korkar, dini hassasiyeti olan da başka insan da. Böyle şeyler olmadığını biliyoruz. Bu aşılar yıllardır kullanılan diğer grip aşılarından yapı olarak farklı aşılar değil. Sadece etkinliğini artırmak için ajuvan konuyor. Bu husustaki spekülasyonlara değil de bilim çevrelerine kulak vermek gerekiyor. Biz bu aşıyı getirdik, vatandaşların hizmetine ücretsiz olarak sunduk. Bu çok önemli bir sigortadır, hem bugün için, hem yarın için.
- Aşı neden bir anda gelemiyor, peyderpey geliyor?
- Hiçbir ülke kendi ülkesi için planladığı aşıyı, ilki Kasım ayında, bundan sonraki Aralık ayında falan diye, tamamen temin edemiyor. Aşı peyderpey geliyor herkese, üretildikçe geliyor. Tüm bu firmaların kapasiteleri ancak yanına bir ajuvan koyduğunuz zaman ihtiyaç olan aşıyı üretebiliyor. ABD'deki gibi antijenle gidilmeye çalışılsaydı kapasite yetmeyecekti.
- Siz tüm ailenize aşı yaptırdınız mı?
- Tüm aileme yaptırmadım çünkü aşılama, biliyorsunuz, sırayla gidiyor. Ben sağlık çalışanı olduğum için aşı yapıldı. Küçük yaşta çocuğum var, ona önümüzdeki günlerde yaptıracağım, eşim de bağışıklık sistemini etkileyen bir ilaç kullandığı için ona da yapılacak. Diğer çocuklarım da belli bir sıra geldiğinde aşı olacaklar.
- Benim de iki yaşında oğlum var, aşıyı yaptırın diyorsunuz yani?
- Elbette yaptıracaksınız. Aşının tartışılan ve muhtemel yan etkileri bir yanda hastalığın oluşturabileceği hastalık tablosu ve onun sonunda gelebilecek ölüm diğer yanda; bu ikisini kıyasladığımız zaman hastalıkla aşı risk açısından kıyaslanabilir bile değil. 250 bin sağlık çalışanına aşı yaptık. Bazı yerlerde haberlere konu oldu, 'Bazı aşı olanlar bayıldı,' falan diye. Bunların hepsi şu anda işine devam eden sağlıklı insanlar. Türkiye'de 300 binin üzerinde hasta olduğunu tahmin ediyoruz, 30'un üstünde insan hayatını kaybetti. Her aşıda, her biyolojik maddede olduğu gibi çok nadir riskler var, milyonda bir, birkaç yüz binde bir, ciddi bir alerjik reaksiyon geçirilebilir, başka bir problem olabilir, biz bunları artık tartışmalar çok alevlendiği için toplumda her seferinde anlatacağız. Vatandaşımız asıl hastalığın risklerinden korkmalı.
- Biz öyle bir milletiz ki, radyasyonlu çayları içen bakanlarımız vardı, hiçbir şey olmaz diye... Bu noktada insanların bürokratların söylediğine güveni pek kalmıyor maalesef...
- Bu benzetmeden hep inciniyorum. Çünkü bir zaman, bir sayın bakan çay içmiş içmemiş beni bağlamaz. Burada bu karar bakan tarafından alınmış bir karar değil. Burada bilimden bahsediyoruz. Tüm dünyadaki bilimsel kuruluşların hepsi ağız birliği etmiş durumda, bunlara güvenmeyeceğiz de kime güveneceğiz? O zaman niye doktora gidiyoruz? Neden bilim dünyasının kullanın dediği ilaçları kullanıyoruz? Modern tıptan yarar uman, oradan kendine şifa vesilesi arayan herkes burada da bilimin böyle söylediğini bilmeli. Sonra kendi tercihini kendi yapacak, biz kimseyi zorlamıyoruz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.