Son Güncelleme: Cumartesi 14.11.2009
Ne yapalım, Türkiye'ye Mozaikistan mı diyelim?
O kimileri için MHP'nin modern yüzü, kimileri için de MHP'nin Kılıçdaroğlu'su. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'ı son dönemde o kadar çok gördük ki medyada, kendisini yakından tanımak kaçınılmaz oldu
- Devlet Bahçeli'den çok sizi görüyoruz son zamanlarda ekranda, nedir bunun sebebi?
- Biliyorsunuz, sayın genel başkanımız çok sık medyaya çıkan birisi değil. Bizim de kadro olarak tanınmamızı isteyen bir şahsiyet. "Her şeyi ben söyleyeyim" anlayışına değil, kadrolarımızın zengin olduğunu ortaya koymamız için fırsat veren bir liderlik anlayışına sahip. Bir de tabii, grup başkanvekili olduğum için, Türkiye'nin önemli meselelerini dile getirebilecek bir platformda, sayın genel başkanımın, grup başkanımızın vekili olarak ön plana çıkıyorum.
- Bahçeli'nin halefi olmak gibi bir durumunuz var mı?
- Biz bir kadroyuz, bu kadroda çeşitli çarklar vardır. Tek amacımız başkanımızı başbakan yapmak, MHP'yi tek başına iktidara getirmek. Bu işi halef selef meselesi haline dönüştürerek demokrasiye ve idareye aykırı bir tutum oluşturmak, bizim siyasi anlayışımıza göre değil.
- Sizin ülkücü bir geçmişiniz de yok galiba, var mı?
- Ben bürokrasiden geldim. 1998-1999 yıllarında bürokraside üst görevlerde bulundum ama bütün sahip olduğum düşünce iklimi geçmişte bulunduğum mücadelelerden kaynaklandı. O süre içinde okudum, doktoramı yaptım, yurtdışına gittim. Diyarbakır'da bulunduğum zamanlarda da siyasal mücadele içinde bulundum.
- Hangi yıllar?
- 70'li yılların başından üniversiteye gidinceye kadar. Ortaokul, lise yıllarında bu mücadeleye başladım.
ÖNCE HİTLER VE LENİN, SONRA TÜRKEŞ'LE TANIŞTIM
- Tam da sağ-sol çatışmasının olduğu yıllar.
- O zamanki tartışmalar içerisinde bir münazara olacaktı okulda; "Toplumun gelişmesine hanımlar mı katkıda bulunuyor, erkekler mi?" Bu tartışma münasebetiyle okumaya başladım ilk. "Acaba toplumsal gelişmelere kimler yol vermişler, Hitler, Lenin, ne yapmış bunlar?" diye sordum. Kadınların tarafını tuttuğum için polemik gerekiyordu. Erkek kafalar, insanlık suçu işleyen bir sürü insan... Böyle başladım. Sonra Sayın Türkeş'in dokuz ışığını okuduk.
- Sonuç?
- "Bunlar mı insanlığın gelişmesine katkı sağlamıştır?" diyerek, milliyetçi bir düşünceye ihtiyaç olduğunu anlayarak araştırmalar yapmaya başladım. O sırada Bozkurt dergisi dağıtıyorduk, aydınlanma fikrine giriyorduk. Sonra üniversitede, hukuk fakültesinde fikri olarak bu mücadelenin içinde bulundum.
- MHP'nin çok güvendiği devletin tokadını yediği 80'leri nasıl yaşadınız?
- Üzerinden tankların geçtiği, düşüncenin yargılanmaya başladığı yıllar elbette o yıllar. Yalnız devletin değil, devleti yönetenlerin tercihlerinin kurbanı ve mağduru olmuş bir siyasi hareket olarak o dönemleri yaşadık. Bu tecrübelerle de siyasete girdik.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde