Haftanın tortusu
Ali BAYRAMOĞLU (Yeni Şafak, 11 Aralık)
Umudumu kaybetmiyorum
DTP'li politikacılar da bir yol ayrımına yaklaşıldığını görmelidir. Bugün kapatma davasının sonucu ne olursa olsun (ki gerginliği artıracak kapatmayı teşvik edecek, belki de amaçlayan bir eylemdi Tokat pususu). Siyasete karşı şiddeti körüklemek, sokak eylemlerinin destekçisi görünmek Öcalan'ın gölgesinde hareket etmek sadece sorumsuzluk değildir, artık açık bir demokrasi karşıtlığıdır... Ancak bu en zor günlerde bile ben umudumu kaybetmiyorum. Silah, demokrasi ve siyaset öne geçtiği için patlıyor. Tarihin yönü terse çevrilemez...
Emre AKÖZ (SABAH, 11 Aralık)
Öcalan'ı yok sayamazsınız
Milyonları ilgilendiren demokratikleşmeyi, hak ve özgürlükleri bir yana bırakıp, Açılım'ı, Öcalan'ın hücre kapısının açılmasına bağlamak... Birçok kişi bunu, bencilce bir yaklaşım olarak görebilir. Evet, bencilce olabilir ama mesele sadece Öcalan'ın "bencilliği" ve "fırsatçılığı" değil ki. Kayda değer kitle oluşturan Apocular açısından, olay tam da bu! "Öl de ölelim" havasındalar. Öcalan 'Kürtlerin atası' mı? Bilemem ama Apokürt yani 'Kürtlerin amcası' olmuş durumda. Onu yok sayarak bu işi kotarmak çok zor...
Hasan CEMAL (Milliyet, 11 Aralık)
Allah hepimize kolaylık versin
Şiddet şiddeti doğurur. Gerçek bu. DTP'nin kapatma davası görüşülürken bunları düşünmek acı veriyor. Barışı savunan herkes Kürtlerin siyasette temsilinin ne kadar hayati önemde olduğunu savunup durdu. Çoğumuz hâlâ umudumuzu yitirmiş değiliz. Ben hukuka değil ama halkın vicdanına güveniyorum hâlâ. Bu ülkede son otuz yılda bizi birbirimize düşürmeyen her neyse o mayaya inanıyorum. Bu toplumun kodlarında o kardeşlik var çünkü... Bu kardeşliğe Bejan Matur gibi ben de inanıyorum. Ama korkuyorum da.
Haşmet BABAOĞLU (SABAH, 11 Aralık)
DTP başka Batasuna başka
Ne zaman HEP, HADEP, DTP gibi partilerin geleceği tartışılmaya başlansa... Hemen akla Bask bölgesi ve Batasuna gelir. Yanlışlar, eksikler, cahillikler dört nala koşar. Bizim Güneydoğu'muzun şu haliyle Bask'la arasında var mı bir benzerlik? Hayır! Hani nerede oy potansiyeli çok yüksek fakat silahlı eylemlere ve ayrılıkçılığa kesinkes karşı Kürt partileri? Yoklar! Bu durumda DTP ile Bask bölgesinin küçük partilerinden biri olan Batasuna arasında taban tabana bir çakışma olabilir mi? Hayır!
HAFTANIN TWEET'İ
NİL KARAİBRAHİMGİL
Bu yıl çıkardığı Nil Kıyısında albümü hâlâ dinleniyor, çektiği ve çekeceği yeni klipler de merakla bekleniyor: Nil Karaibrahimgil'den bahsediyoruz. Aktif bir Twitter kullanıcısı olan Karaibrahimgil (twitter.com/niltakipte), yazdığı tweet'lerde kendisinden üçüncü kişi olarak bahsetmeyi seviyor, biz de onu takip etmeyi... İşte geçen hafta yazdığı bir tweet: "'İroniye bak, herkesin çocuk kaldığını görmek için, büyümek gerekiyormuş,' diye düşündü ama seslendirmedi. Kings of Convenience dinliyor..."
HAFTANIN BATTANİYESİ
KOLLU BATTANİYE
ABD'yi etkisi altına alan 'kollu battaniye modası'ndan haberdar mısınız? Ünlü talk-show sunucuları Ellen DeGeneres, Jay Leno ve David Letterman'ın programlarında konuklar tarafından giyilirken gördüğümüz bu battaniye, artık Türkiye'de de satılıyor. Özellikle Bruce Willis'e canlı yayında bir budist rahip görüntüsü vermesine hayran kaldığımız battaniye, soğuk kış günlerinde işe yarar, eminiz.
HAFTANIN UZAY YOLCUSU
VICTORIA PRINCIPAL
Dallas dizisinin en seksi kadın oyuncusu (Bobby'nin karısı Pamela olarak hatırlayabilirsiniz kendisini), Victoria Principal'dı kuşkusuz. Epeydir kendisinden haber alamadığımız Principal, Virgin şirketinin sahibi, çılgın girişimci Sör Richard Branson'ın VSS Enterprise isimli uzay turizmi projesine dahil olacağını açıkladı. Dünyanın ilk ticari uzay yolculuğuna katılacağı için heyecanlı olduğunu söyleyen Principal, "Gezeginimizin bilmediğim pek çok yerini göreceğiz, pek az insanın gittiği bir yere çok hızlı bir seyahat yapacağım ve umarım geri de döneceğim!" dedi. 2011'de yapılacak seyahat için yaklaşık 300 bin TL gibi bir ücret ödeyecek olan 59 yaşındaki oyuncunun en sevdiği film de Stanley Kubrick imzalı 2001: A Space Odyssey'miş.
HAFTANIN MÖNÜSÜ
DAN BROWN'A AFİYET OLSUN
Kayıp Sembol ve Da Vinci Şifresi'nin yazarı, kimilerine göre Vatikan'ın kimilerine göre edebiyat sanatının baş düşmanı Amerikalı yazar Dan Brown, geçtiğimiz hafta Altın Kitaplar Yayınevi'nin 50. yıl kutlaması için İstanbul'daydı. Gazetecilerin birlikte fotoğraf çektirmek ve Brown'ın İstanbul'daki 'son akşam yemeği'ne katılmak için birbiriyle savaştığı gecenin mönüsünü bilginize sunuyoruz... -Marine edilmiş ton balığı, enginar sos, -Deniz mahsülleri özünde enginar ve naneli lazanya, -Dana madalyon ikilemesi, morel mantarı ve siyah zeytin kabuğu, balzamik ve mantar sos, glaze havuçla sotelenmiş brokoli, kremalı patates, -Çarkıfelek, muz kreması, Ananas sos, tutku meyvesi sorbe, -Kahve, kafeinsiz kahve, çay çeşitleri.
EN SON HABERLER
- 1 Kılıcıyla ezberleri bozuyor
- 2 Son Devir Osmanlı Uleması’ndan çıkarılacak dersler
- 3 Tünel bulamadılar ama toplu mezar vardı
- 4 İlişkilerde sahte beklentiler
- 5 Özgür Filistin’in sembolü
- 6 Ani Köyü’nün kaderini Menderes değiştirdi
- 7 Mahremiyet kapılarınızın anahtarı, çocuğunuzun sosyal medya hesabında
- 8 Hâlâ çok güçlüler
- 9 Filistin davasının savunucusu
- 10 Türkiye’yi görmeden anlatıyorlar