Pazar 31.01.2010
Son Güncelleme: Cumartesi 30.01.2010

Patron Eczacıbaşı değil fotoğrafçı Şakir olmak istedi

Geçtiğimiz hafta önce Şakir Eczacıbaşı'nı ardından Ömer Uluç'u yitirdik... Mühim adamlar teker teker gidiyorlar hayatımızdan. Biz de 15 yaşından beri arkadaşı olan Ara Güler'le Şakir Eczacıbaşı'nı konuşmaya gittik. Güler, bir kültür yöneticisi ve fotoğrafçı olan dostunu anlattı

"Babamın evi," dediği Ara Cafe'de yanımıza gelir gelmez dışarıyı göstererek; "Şu köşede röportaj yapmıştık Şakir, ben, bir de Çetin Altan," diyor 82 yaşındaki Ara Güler. "Yazdı, dışarıda oturmuştuk. Şakir fotoğraf çekiyor, yanında da ben varım. Öyle bir fotoğraf basmışlardı..." Şakir Eczacıbaşı 1950 yılının sonlarında, Tıpta Yenilikler isimli bir dergiye fotoğraf çekmesi için gönderdiği Ara Güler'in fotoğraflarını beğenmeyince fotoğrafa merak saldığını şakayla karışık anlatıyor sohbetlerinde. Ara Güler; "Bu kadar çok biliyorsan git kendin çek," deyince de Şakir Eczacıbaşı, Leica makineyi eline alıyor hemen. Ara Güler'le söyleşmek zor zanaat. Kırmızı noktalı bir kişi kendisi. Küfür kıyamet... Pirinç ayıklar gibi ayıklamak gerekiyor küfürleri. Özenle ayıklanmış röportajımız Şakir Eczacıbaşı ile başlayıp Fidel Castro'ya, Orhan Veli'nin ölümüne, ölümün kendisine, yaşlılığın zevallerine doğru bir yol çiziyor kendisine...
- Şakir Eczacıbaşı'ndan sonra Ömer Uluç da ayrıldı aramızdan. 2010 kötü başladı. Ne diyorsunuz?
- Hepsi benim yaşımda onların. Ben Şakir'den bir yaş büyüğüm. Şakir 81 diyor ama değil, 80 yaşındaydı. Nasıl olsa eksilecek dünya. Hep dünyada mı kalacağız yani?
- Gençlere yer açılıyor mu diyelim?
- Gençler de bir şeye yarıyor sanki. Gençlik bir yere varacak diye bir umudum yok. Hepsi çöpe bile atılmaz. Çöp tenekesi kirlenir.
- Siz de çok karamsarsınız. Şakir Bey öyle değildi. Ümitliydi gençlerden.
- Ne yapalım, geldik 80 yaşına bir şey olmadı. Şakir baktı ki bunlarda iş yok, "Kendim yaparım," dedi.
- 77 yaşınıza özel açtığınız sergi için yapılan bir söyleşide "Öteki taraf siyah. Ölünce karanlığa gideceğiz," diyorsunuz. Böyle mi düşünüyorsunuz gerçekten ölüm için?
- Nedir ya? İnanıyor musun yani cennet var da, cehennem var da... Ortaçağ safsataları bunlar. Artık bilim dünyasında yaşıyoruz.
- Şakir Eczacıbaşı'nın cenazesi bayağı kalabalıktı.
- Ben gitmedim. Asabım bozuluyor.
- Neden?
- Çok daha mühim bir görev yapıyoruz işte burada. Şakir hakkında konuşuyoruz.
- Birtakım insanlar da görünmek için gidiyor cenazelere değil mi?
- Vallaha onlar öyle. Görünmek için.
- Oscar Wilde'ınki gibi yedi kişinin gittiği cenazeler var bir de.
- Evet evet. Oscar Wilde da yanlış anlaşılmış bir heriftir.
- Niye?
- Şu geldiğimiz dünyaya bak. Bir asır evvel yaşadı Oscar Wilde. Neymiş, ibneymiş. Şimdi hepsi ibne ne olacak? Demek ki Oscar haklıydı.
- Şakir Eczacıbaşı'nın da çok önemsediği bir isim Oscar Wilde. Hakkında kitap bile yazdı. O anladı mı sizce?
- Tabii, tabii ki anladı. Bernard Shaw hakkında da kitabı vardır Şakir'in.
- Arkadaşlarınız ölürken ne hissediyorsunuz?
- Hiçbir şey hissetmiyorum. Ben de gideceğim.
- Korkmuyor musunuz?
- Yok yok. Fatih Sultan Mehmet'e bile kalmamıştır burası.
- Şakir Eczacıbaşı'nın ardından pek çok yazı yazıldı. Herkes kendi tanıdığı Şakir Eczacıbaşı'nı anlattı. Siz nasıl anlatırsınız Şakir Bey'i?
- Şakir Eczacıbaşı senden bir şey beklemez. Yazarsan ne olur, yazmasan ne olur. İş icraatı yapmak, icraatı! Çok zor şeydir icraat ama o başardı. Yapabildi. Parası da yoktu. Eczacıbaşı ailesi o kadar zengin değildir. Türkiye'nin en zengini kaç paradır?
- Refik Erduran yazmıştı yanılmıyorsam, Şakir Bey soyadının ağırlığından kurtulmak istiyor esasen.
- Eczacıbaşı olacağına fotoğrafçı Şakir olmayı daha çok isterdi. Genel müdür nedir? Bir şey olsa genel müdür olmaz, oturur yerinde.
- Şakir Eczacıbaşı için "İyi bir sanatçıydı," der misiniz?
- Tabii derim. Tahsili de iyidir onun. İngiltere'de filan okudu.
- Şakir Eczacıbaşı Kültür Bakanı olsa nasıl olurdu?
- Olur mu ya, enayi midir o?
- Kıskançlık olur muydu fotoğraf konusunda?
- Ben o kadar başka bir yerdeyim ki. Türkiye'nin başbakanı yapsan olmam.
- İşadamları fotoğrafa düşkün oluyorlar. Cem Boyner, Serdar Bilgili...
- Serdar Bilgili bir şeye yaramaz ama Boyner daha iyidir. Şakir de iyidir. Tahsili doğru adamdan olur bu iş, kültürlü insandan olur. Gecekondudan olmaz.
- Sponsorlara karşı mısınız şimdi siz?
- Elin kapitalistleri mi kurtaracak dünya sanatını? Burjuvazinin oyunu mudur yani bu? Bu burjuvazi nasıl olur da Leonardo da Vinci'nin üstüne çıkar parası vardır diye.
- Son Bienal de eleştirildi Koç sponsor oldu diye.
- Koç yerinde otursun tabii.
- Eczacıbaşı'nın sponsorluğuyla çok konser izledik, sergiler gördük ...
- Sponsor nedir ya? Görmesinler. Görse de ne olacak? Ne oluyor?

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.