Pazar 07.02.2010
Son Güncelleme: Cumartesi 06.02.2010

Haftanın tortusu

Haftanın Tartışması:
Meg Ryan İstanbul'daydı
Meg Ryan'ın kaçışı PR başarısı mı, kapris mi?
İstanbul Fashion Week'in onur konuğu olarak 100 bin dolarlık ücret karşılığında İstanbul'a gelen Hollywood yıldızı Meg Ryan'ın Türkiye macerası geçtiğimiz haftaya damgasını vurdu. Salı günü Atatürk Havalimanı'na gelen Ryan, Four Seasons Otel'de kalıyor ve her şey gayet iyi gidiyordu. Çarşamba günü İstanbul Fashion Week'in açılış kurdelasını kesen Ryan, daha sonra santralistanbul'daki dev çadırda gerçekleşen fuar alanını geziyordu ki, aralarında yerli ve yabancı gazetecilerin de olduğu 300 kişilik kalabalığı gördü, fenalaştı ve "Korkuyorum beni buradan hemen götürün!" dedi. Daha sonra "Hemen dışarı çıkmak istiyorum, beni buradan hemen çıkarın," diye bağıran, organizasyon yetkililerinden çadırın kesilmesini isteyen oyuncunun bu hareketi bir kapris mi, çok üstüne gelinmesinin doğal bir sonucu mu yoksa bir PR stratejisi miydi? Çadırın kesilen kısmından sürünerek dışarı çıkan ve havalimanına doğru yola çıkan Ryan'ın hareketi karşısında, fuarı düzenleyen İTKİB yetkilileri "Bir sorun yok, kendisi gitmek istedi" açıklaması yaparken gazetelerde Ryan'ın gidişi farklı yorumlara sebep oldu.
Onur BAŞTÜRK (Hürriyet, 5 Şubat)
Meg Ryan haksız değil
Defile alanına girerken resmen itiş kakış yaşandı. İnsanlar birbirinin üzerine yığıldı, herkes haklı olarak bağırıp çağırdı. Sanırsınız maça giriyoruz! Niye defile alanının kapasitesi kadar davetiye dağıtılmaz? Hadi biz bu gibi yoğunlukları, itiş kakışları önemsemeyiz. Çünkü zaten hayatımız böyle. Bir şekilde alışmışız. Kodlarımıza işlemiş bu şekilde yaşamak. Unutur gider, güler geçeriz... Ama Meg Ryan alışmamış tabii. Alışmak zorunda da değil. Dolayısıyla korkmuş ve kaçmış. Çok doğal. O yüzden "aman ne kaprisli kadın" demek de anlamsız.

Nur ÇİNTAY (Radikal, 5 Şubat)
Hande Ataizi gibi kaçtı
Tamam, organizasyon konusundaki yeteneği ve yetkinliğiyle tanınan bir ülke/şehir değil burası ama insanın bir davete birkaç saat tahammül edememesine sebep ne olabilir? Unutulmaz tuvalet penceresine sıkışmaya atıfla, Meg Ryan ve Hande Ataizi arasında bir kız kardeşlik bağı kurulabilir mi? Bu olanlar ona karşı kanaatimizi nasıl değiştirecek? Verdiği sözü tutmayan, biraz üstüne çullanılmaya gelemeyen bir VIP insanı mıymış yani? Yoksa şaşkın, delik buldu mu vın tüyen bir patavatsız çeşit mi?
Mevlüt TEZEL (SABAH, 5 Şubat)
Ryan'ın kaçışı bir PR başarısıdır!
Şimdi kim; 'Meg Ryan'ı getirmeyi kim akıl etti?', 'Hollywood eskisine 100 bin dolar verilir mi?', 'Oyuncunun moda organizasyonunda ne işi var?' sorularından yola çıkarak yazılar kaleme alırsa, hata eder. Tabii ki, Meg'in kaçışı planlı programlı olmadı. Olay tamamen, Türk basınının görüntü alma eylemini linçe dönüştürmesinden kaynaklanıyor. Meg muhtemelen ezilme tehlikesi yaşadığı için kaçmıştır. Ve bu kaçışıyla da Fashion Week'i gündemin birinci maddesi yapmıştır. Meg'in gelişi istemeden de olsa büyük bir PR'cılık başarısıdır.
Şengül BALIKSIRTI (SABAH, 5 Şubat)
Kaprisli Meg yerine çalışkan Tülin
Aldığı 100 bin dolar karşılığında ne yapmış? Vallahi birkaç kare fotoğraf var. Biri Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'la sohbet ederken, diğeri de moda haftasının açılış kurdelesini keserken... Amacına ulaşmayan Meg'li açılışın olduğu saatlerde bir başka yerde Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Türkiye'nin tanıtım yüzü olan Tülin Şahin vardı. Meg Ryan'dan çok Tülin'in fotoğrafı vardı gazetelerde. Kim Türkiye'yi daha çok konuşturdu dersiniz? Bence Tülin'i kopyalamalı ve o kopyalar Türkiye için dünyanın dört bir tarafına dağıtılmalı...
HAFTANIN TWEET'İ
MEHMET TEZ

Geçen hafta gazetelerin kültür servislerini en çok heyecanlanıran haber dört kelimeden ibaretti: "Bob Dylan Türkiye'ye geliyor!" Pozitif organizasyonuyla mayıs sonunda İstanbul'da bir konser vereceği söylenen, dünyada protest-folk müziğin yaşayan belki de en büyük ismi Bob Dylan'ın gelişini haber veren ise müzik yazarı Mehmet Tez (twitter.com/MehmetTez) oldu. 2 Şubat'ta "Bob Dylan mayıs sonunda İstanbul'da!" diyen Tez, Twitter'ı karıştıran bu cümleden sonra "Efendim bilgiler haberdedir şimdilik. Tek tek meşaz atmayın!" diye yazdı.
HAFTANIN PROTOKOLÜ
EMASYA

7 Temmuz 1997'de hükümet ve Genelkurmay Başkanlığı arasında imzalanan bir protokolle, valilik talep etmese bile askere toplumsal olaylara müdahale etme yetkisi veren EMASYA protokolünün içeriğini tam olarak hiçbir zaman öğrenemedik. İçişleri Bakanlığı'nın düzenlemesiyle yürürlükten kaldırılan protokolü, EMASYA hakkında doktora tezi de yazan Ali Bayramoğlu şöyle anlatıyordu: "Bugün Şemdinli hadisesinin iç yüzü daha iyi anlaşılıyor. Dönemin Genelkurmay Başkanı'nın deyişiyle iyi çocukların o yerde 'görev' yapmalarını sağlayan mekanizmanın adı EMASYA'ydı..."
HAFTANIN SAYISI
10
Geçtiğimiz yıl Amerikan Film ve Bilimler Akademisi, alışkanlıklarımızı tersyüz edecek bir karar aldı: Artık En İyi Film Oscar'ına beş değil, 10 film aday olacaktı. Eski güzel günlerde 'Bütün en iyi film adaylarını izledim,' demek kolaydı, şimdiyse iki kat fazla çaba göstermek, iki kat fazla film seyretmek gerekiyordu! Pek çok eleştirmen, bunun ödülün de ödüle adaylığın da değerini düşürdüğünü söylerken bugün Akademi'nin kararını alkışlayanların sesi daha gür çıkıyor. Avatar'dan The Hurt Locker'a, Precious'tan Up in the Air'e, An Education'dan District 9'a bunca iyi filmin olduğu bir yıl, nasıl yalnızca beş adaylık olabilirdi ki? Üstelik bu saydıklarımız arasında Quentin Tarantino'nun Inglorious Basterds'ı da, Pixar animasyonu Up da yok, dikkatinizi çekeriz. Akademi'nin kararını alkışlayan eleştirmenler, beş filmden 10'a çıkma kararının popülist bir adım olduğunu ve törenin reytinglerini artıracağını da söylüyor. Ne de olsa 10 film demek 10 farklı ilgi alanı, müşteri kitlesi, film çeşidi ve 10 farklı yaklaşım demek.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.