Pazar 07.02.2010
Son Güncelleme: Cumartesi 06.02.2010

Sinemada aşkın hali

Türk sinemasında her dönem aşk filmlerinin tonu ve teması değişiyor. 60'larda hüzün, 70'lerde emek, filmlerde baskın unsurken 80'lerde bol bol 'yasak aşk' filmi izledik. 90'larda tutku öne çıkarken, 2000'lerde 'gerçek aşkın' peşine düşüldü

14 Şubat Sevgililer Günü arifesinde sinemada aşkı hatırlamanın tam zamanı. Hele hele Türk sinemasında çeşit çeşit aşk filmimiz mevcutken. Fakat bu çeşitlilik dikkatle incelendiği zaman 60'lardan günümüze her 10 yıllık dönemde sinemacıların aşka farklı bir vurgu yaptığı ortaya çıkıyor. 60'ların siyah beyaz filmlerinde hüzünlü aşk hikâyeleri anlatılırken 70'lerde 'sevgi emek ister' tezi öne çıkıyor. 80'lerde kadının cinselliğini keşfettiği aşk filmleri pek bir moda. 90'larda ise fedakâr ve tutkulu aşklar... 2000'li yıllara gelince ise işler karışıyor. Gerçek aşkın peşine düşen karakterler beyazperdeyi kaplıyor. Kimi bulamıyor, kimi buluyor ama sevgiden korkuyor. 60'lardan günümüze Türk sinemasındaki kalburüstü aşk filmlerini sıraladık, belki 14 Şubat günü içlerinden birini seçer DVD'sini sevdiğinizle izlersiniz diye...
2000'LER
Aşkların da postmodern hale geldiği 2000'lerde herkes 'gerçek aşkın peşine' düşer. Sahicilik, samimiyet ve duygusallık aranır. Ama diğer taraftan aşklar ilişki olgusuna hapsolmuştur ve bu ilişkiler de kadın erkek arasındaki iktidar mücadelesinde heba olur. Türev'de yeni neslin ilişkilere bakışı resmedilirken, kadın ve erkek arasındaki tehlikeli oyunların zararlı sonuçlarından dem vurulur. Acı Aşk'ta kadın erkek arasındaki iktidar mücadelesi melodram kalıpları içerisinde sunulur. 2000'lerin fenomen filmi Issız Adam ise gerçek aşkı bulunca insanların yaşadığı tedirginliği anlatır. Başka Dilde Aşk, sevgi emek ister tezinden hareketle sevginin özel bir dili olduğuna vurgu yaparken, aşkın karşısındakine kendini teslim etmek olduğunu 2000'li yıllarda bize sadece Kader hatırlatır. Romantik Komedi filmi, ilişkilere yüzeysel bir bakış atsa da gerçek aşkı bu zamanda bulmanın zorluğuna dikkat çeker.

90'LAR
Artık erkeklerin de en az kadınlar kadar aşklarına sahip çıktığı bir dönemdir. Tutku iyiden iyiye belirginleşir. Âşıklar, sevdikleri için her şeyi göze almaya, ilişkiler sertleşmeye başlar. Eşkıya'da Cumali, sevdiği kadın için hayatı pahasına mafyayı dolandırır. Keje sevdiği adamla birlikte olamadığı için konuşmama yemini eder. Berfo sevgisi uğruna, eski arkadaşını bir kez daha satar. Masumiyet'te ise Bekir sevdiği kadın Uğur için hayatını heba etmiştir. Konsomatris Uğur da sevdiği adam Zagor'un peşinden Türkiye'yi turlar.

80'LER
Kadının bilinçlendiği, toplumsal tabulara karşı geldiği, bireysel mücadelesini vermeye başladığı ve cinselliğini keşfettiği yıllardır. Bundan olsa gerek tutkulu 'yasak aşklar' izleriz beyazperdede. Mine'de taşrada yaşayan, dikkat çekici bir güzelliği olan evli bir kadının, kasabaya yeni gelen İlhan'la yaşadığı aşkı seyrederiz. Kırık Bir Aşk Hikâyesi'nde de yine taşradaki aşk hikâyesi resmedilir. Bu sefer dışarıdan kasabaya gelen, Aysel adlı bir edebiyat öğretmenidir. Kasaba eşrafından Fuat istemediği bir evlilik yapmak üzereyken Aysel'i tanır. Fakat Aysel'e tutulmasına rağmen onu sevdiğini bir türlü ailesine kabullendiremez. Aysel ise daha cesur bir tutum sergiler. Bir Yudum Sevgi'de mekân İstanbul'dur. Kocası hayırsız çıkınca bir fabrikada iş bulan Aygül, dört çocuğu ile kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenir ve kocasını terk eder. Toplumsal baskıları umursamadan da mutsuz evliliği olan, aynı fabrikada çalışan Cemal ile yaşamaya başlar.
70'LER
Filmler yavaş yavaş renklenmeye başlar. Sevmenin emek istediği dönemdir artık. Çünkü toplumda emek mücadelesi öne çıkmıştır. Döneme de damgasını Atıf Yılmaz imzalı Selvi Boylum Al Yazmalım filmi vurur. Kamyon şoförü İlyas ile köylü kızı Asya ilk görüşte birbirlerine âşık olurlar ve hemen evlenirler. Fakat İlyas'ın aşkına sahip çıkmaması Asya'yı bırakması, sevdiceğinin başka bir yuva aramasına neden olur. Bulur da! 'Sevgi emek ister' repliğini belleğimize kazıyan film, Türk sinemasının en iyi aşk filmlerinden biri olarak kabul edilir. Asya'nın yaşadıkları insanın içini titretmeye yeter de artar bile! Bir diğer sevginin emek istediğini vurgulayan film ise Sultan'dır. Dört çocuklu dul Sultan, muhtarın oğlu minübüs şoförü Kemal'e gönlünü vermiştir. Kemal de Sultan'a yanıktır ama çapkınlığından vazgeçmeyince Sultan resti çeker.
60'LAR
Aşkın, siyah beyaz hallerinin beyazperdeye yansıdığı yıllar. Hüzünlü aşklar anlatılır. Dönemin ruhuna uygun olarak da sınıfsal çelişkiler kıyısından köşesinden de bulaşır bu aşklara. Atıf Yılmaz'ın yönettiği, Sadri Alışık ve Ayla Algan'ın oynadığı Ah Güzel İstanbul'da bir İstanbul beyfendisi olan Haşmet ile işçi sınıfından gelen ve üst sınıfa geçmek isteyen Ayşe'nin hikâyesini izleriz. Lütfi Akad'ın yönettiği Türk sinemasının klasiklerinden kabul edilen Vesikalı Yarim ise pavyonda çalışan Sabiha ile manav Halil'in imkânsız aşkına odaklanır. Erdoğan Tokatlı'nın Son Kuşlar filmi Yeşilçam melodramını gerçekçi bir anlatımla harmanlayarak liseli Ayşe ile Anadolu'da görevli mühendis Oğuz'un hüzünlü aşkını beyazperdeye yansıtır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.