Pazar 07.02.2010
Son Güncelleme: Cumartesi 06.02.2010

Sola mal olan bütün değerler Kuran'da vardır

Savunduğu görüşler nedeniyle İslami ve sol çevrelerce yakından takip edilen İhsan Eliaçık, İslam'ın politik duruşunun sol olduğunu ve adalet, eşitlik, özgürlük gibi kavramların Kuran'a ait tabirler olduğunu söylüyor

Türkiye kamuoyunun büyük kısmı İhsan Eliaçık ismiyle, geçtiğimiz günlerde MÜSİAD'ın eski Başkanı Erol Yarar'la yaptığı tartışmayla tanıştı. O tartışmada İslam ve kapitalizm hakkında çarpıcı görüşlerini ortaya koyan, Müslümanların kapitalizme karşı olması gerektiğini söyleyen ve zenginlikle İslam'ın yan yana gelemeyeceğini savunan Eliaçık; aslında 30 yıldır İslami çevrelerde tanınan, bilinen bir isim. Birçok dergide yazılar yazan, görüşlerini sayısı 30'u bulan kitaplarında toplayan Eliaçık, 'farklı' ve 'yeni' görüşleri nedeniyle 'yeşil komünist', 'Allahlı komünist' diye niteleniyor. Müdavimleri onu, adını taşıyan blog'undan takip ediyor, bir de yazdığını bildikleri aylık dergilerden. Gerçekten de hayli ilginç biri Eliaçık, öyle ki randevumuza o gün bütün Türkiye'de yapılan işçi eyleminden geliyor olması bile bu farklılığı anlatmaya yeter herhalde. Fatih'teki bürosunda buluştuğumuz Eliaçık'la hayli uhrevi, hayli dünyevi, hayli tarihsel ve hayli çağdaş bir sohbet yaptık..
. - İslam'ın yeniden inşasından bahsediyorsunuz, ne demek bu?
- Yazılarımı okuyanlar beni dinde reform yapmakla suçluyor. Hâlbuki dinde reform yapılmış, peygamberimizin vefatından sonra İslamiyet aşama aşama Emevi ve Abbasi imparatorluklarının dini haline getirilmiş zaten. O günlerden bu yana İslam iktidarla ve malla ilişki konusunda sinirleri alınmış, Kuran-ı Kerim zararsız bir tapınak metni haline getirilmiş ve gerçek hayatla bağları koparılmış durumda. Ben İslam'ın özündeki saflığı ortaya koyuyorum. Ama söylediklerim, klasik Müslüman zihni tarafından tedirginlikle ve endişeyle karşılanıyor.
- Açtığınız bu bir tartışma Türkiye'de destek buluyor mu?
- Buluyor tabii, biraz evvel işçilerin eylemine katıldım. Oradaki işçilerden birçoğu İslami çevrelerden birinin işçi eylemine destek vermesini çok sevindirici ve enteresan buldu. Düşüncelerime bir de dini çevreler yüzünden dinden soğumuş çevreler destek veriyor.
- Biraz çelişik bir durum...
- Ama bu saf bir dinden uzaklaşma değil, dini çevreler yüzünden dinden uzaklaşmış çevreler bunlar. Mesela bir ateist, "Ben Allah'a inanmıyorum, adalete, eşitliğe, özgürlüğe, hakka, hukuka, sevgiye, merhamete inanıyorum," diyor. Ben de ona "Sen aslında Allah'a inanıyorsun. Çünkü bu söylediklerin Allah'ın isim ve sıfatlarıdır, sen yoksulun sesi olan Allah'ı değil, mollanın Allah'ını inkâr ediyorsun," diyorum. Çünkü eşitlik, özgürlük, kardeşlik, emek, adalet Kuran kavramlarıdır ve Allah bunları sürekli ister ve talep eder.
- Görüşlerinizin şimdi tartışılmaya başlanmasının nedeni nedir?
- Bunları 15-20 senedir konuşuyorduk, sesimiz fazla duyulmuyordu. Artık içinde bulunduğumuz dini-muhafazakâr çevreler yaklaşık 15 senedir Türkiye'yi yönetiyor. Gençlik yıllarımızda 'Sınırsız ve Sınıfsız İslam Toplumuna Doğru' diye duvarlara birlikte yazı yazdığımız arkadaşlar sınıf atladı. Bizim de bir burjuvazimiz oluştu, bu yeni sınıfın ideolojisi kariyerizm ve konformizm. Birçok idealist arkadaşım gözlerimin önünde değişmeye başlayınca, feveran etmeye, ses yükseltmeye, yazılar yazmaya başladım. Ve zamanın ruhunun değiştiğini söyledim.
- Nasıl bir ruh değişikliği peki bu? Eskiden zamanın ruhu nasıldı, şimdi nasıl oldu?
- Bir düşünce adamı olarak dünyanın bütün devrimlerinin iktidara gelinceye kadarki sloganlarını benimsiyorum ve savunuyorum. İran devrimininin 'Azadi' sloganını, Rus devrimin 'Emek', Fransız devriminin 'Eşitlik, kardeşlik, özgürlük' ile Amerikan devriminin 'İnsan hakları' kavramlarını. Dinler ve devrimler iktidara gelinceye kadar insanlık vicdanının patlamalarıdır, saftır; ama iktidara gelince bozulurlar. Bence iktidarlar sıkı bir hukuk ve halk denetimiyle gözetim altında bulundurulmalı. Bizim ülkemizde muhafazakâr iktidarla beraber fethetme, ele geçirme, iktidara gelme dönemi bitti. Halk muhafazakâr iktidara istediği her şeyi verdi. Şimdi eleştireceğimiz kişiler kendi içimizden çıkan kişilerdir. Bundan sonra biz muhalefette olacağız ve fakat bu muhalefeti yıkıcı ve hesapçı bir tarzda yapmayacağız, yapıcı olacağız. Türkiye'deki mevcut iktidarın kendisiyle aynı iklimden gelen, aynı tarihsel bilince sahip, aynı dini ve geleneksel eserlerden beslenmiş insanların muhalefetine ihtiyacı var.
- Bu muhalif ruh güçlenmeye gebe mi?
- Şu anda kuluçka döneminde fakat göreceksiniz önümüzdeki 5-10 yıl içinde Türkiye'nin en güçlü muhalefet damarı bu olacak.
- Dine karşı din diyorsunuz ve Türkiye'nin geleceğinde de bunun olduğunu söylüyorsunuz. Ne demek dine karşı din?
- Dine karşı din, İranlı sosyolog Ali Şeriati'ye ait bir tabir. Ali Şeriati, Muhammed İkbal, Mehmet Akif, Cemalattin Afgani ve Aliya İzzetbegoviç'i üstadım olarak görüyorum. Tarihte bütün peygamberler dinsizliğe karşı değil, dine karşı mücadele etmişlerdir. Bu anlamda peygamberimiz bir ruhban değildi, onun karşısındaki müşrikler dindar kişilerdi. Hz. İsa'yı hahamlar çarmıha gerdi, Buddha Hindistan'da Brahmanlara karşı çıktı, Zerdüşt, Mani, Hz. Musa din adamlarına karşı mücadele etti. Günümüzde ise dindar zihinle yetişmiş insanlar zengin oluyor ve İslam'ın ruhuna aykırı olan durumlarını "Allah bizi zenginlikle, onları da yoksullukla imtihan ediyor. Allah kulları üzerinde nimetlerini görmek ister," diye açıklıyorlar. Bu bakış açısı, sınıflar arasındaki uçurumu dinle meşrulaştırmaktır.
- Din bu kadar hayatın içinde olursa din ve devlet işleri birbirinden nerede ayrılacak?
- Size birkaç tane din kuralı söyleyeyim: Adalet, doğruluk, dürüstlük, hak, özgürlük, eşitlik, kardeşlik... Devlet bunları esas almasın mı? Dinin kurallarını hırsızın elini kesmek, türban takmak, zina edeni cezalandırmak, mirası erkeğe iki kadına bir şekilde vermek, dört kadınla evlenmek şeklinde anlıyorsanız bunlar dinin evrensel değerleri değildir. Bunlar dinin evrensel değerlerinin Arap toplumunda nasıl hayata geçeceğine dair verilmiş örneklerdir.
- Ve bunlar değişebilir mi?
- Zaman içerisinde dönüşebilir, yerlerine yenileri uygulanabilir. Değişimci ve dinamik bir din anlayışıyla bunlardan kurtulmak mümkün.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.