Son Güncelleme: Cumartesi 27.02.2010
"Beni Türk yönetmenlerine teslim..."
'ATIN BUNU DIŞARI!'
Senaryoya göre Latife Hanım, Mustafa Kemal'le evlendikten sonra birdenbire çığrından çıkarak evdeki hizmetlilere 'kötü muamele'ye başlayan, kocasının askerlerle sohbet etmesine dahi durduk yere sinirlenen ve ancak Yeşilçam melodramlarındaki zengin kaynanalarda görülecek tavırlarla "Atın bunu dışarı!" gibi replikler savuran birine dönüşüyor. Salonda haliyle kıkırdamalara sebep olan bu sahneler, aslında hikâyenin son derece ilgi çekici bölümlerine ait. Atatürk'ün Fikriye ve Latife Hanım'la ilişkisi, başlı başına bir film konusu olabilirdi. Keza Salih Bozok'la ilişkisi de öyle. Veya son günleri, cephedeki komutan olarak kişiliği (savaş sahneleri, bekleyeceğinizden daha iyi), hayatının herhangi bir bölümü... Livaneli'nin senaryosu, evet bazı bölümleri ister istemez hızlı sarıyor ya da es geçiyor, ama temelde, önemli olaylardan temsili parçaları art arda dizmeyi tercih ediyor. Neredeyse, ortada drama yok. Filmin herhangi bir odak noktası da olmadığı gibi. Modernite hayranlığıyla tanınan birinin hayatını anlatırken bu denli 'demode' bir sinema anlayışına saplanılmış olması, Veda'nın Atatürk'ü daha iyi, belki daha farklı bir yönüyle tanımak veya tartışmak için bir fırsat olmadığının en büyük kanıtı.
EN SON HABERLER
- 1 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 2 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 3 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var
- 4 Bu okullarda anne-baba adayları eğitiliyor
- 5 Boğaz’da kürek keyfi kabus olmasın
- 6 Aykırı bir ikon
- 7 Evde akıllı cihazlara yer açın güvenliği de ihmal etmeyin
- 8 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 9 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 10 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut