Pazar 28.02.2010
Son Güncelleme: Cumartesi 27.02.2010

40 yaşındaki 40 cesur kadın

SABAH Cumartesi'de 'mutlu çift' röportajları yapan Tuluhan Tekelioğlu bu kez bir kitap, bir belgesel ve bir sergiyle karşımızda. Her Şeye Rağmen İkimiz kitabı yeni evlenecek çiftler için bir rehber gibi. 40'ında 40 Kadın sergisinde ise hayatını değiştirme kararı alan farklı sosyal çevrelerden 40 kadın, bu değişim hikâyesini cesaretle anlatıyor

CESUR KADINLARIN MANİFESTOSUNU İZLEMEYE TÜM KADINLAR DAVETLİ
Tuluhan Tekelioğlu tam iki buçuk senedir her hafta SABAH Cumartesi'de okuduğunuz 'Her şeye rağmen ikimiz' başlıklı röportajları yapıyor. Bu röportajlarda, evliliğini 'her şeye rağmen' sürdürmeyi başaran çiftlerin hikâyelerini okuyoruz. Ve şimdi bu röportajlardan en çarpıcı 36 tanesi, aynı adla kitaba dönüştürüldü ve Turkuvaz Kitap tarafından yayımlandı. Tuluhan Tekelioğlu, "Bu kitap özellikle yeni evlenecek çiftlere rehber gibi oldu. Eğer evlenmeden önce bu kitabı okumuş olsaydım evliliğimde yaptığım pek çok hatayı yapmazdım," diyor. Tekelioğlu yeni çıkan kitabının yanı sıra bir video enstalasyon sergisiyle karşımıza çıkıyor. 2-20 Mart tarihleri arasında, EKAVART Sanat Galerisi'nde izlenebilecek sergiye tüm kadınları ve özellikle de kadın gazetecileri davet ediyor. 40'ında 40 Kadın sergisinde, hayatlarında değişim kararı alan ve bunu kamera karşısında cesaretle anlatan, İstanbul'un her semtinden, her sosyal çevreden gelen kadınlar var. Manikürcü Mayram Kabe'den, oyuncu Bennu Yıldırımlar'a, okuma-yazma öğrenen Nurten Kalkan'dan eski hayat kadını Ayşe Tükürükçü'ye, temizlikçi Kader Çakır'dan iş kadını Beyhan Bağış'a kadar... Sergi kataloğunun önsözünü ise Elif Şafak yazmış.
- Belgesel ve sergiden başlarsak, nasıl anlatırsınız bu çalışmayı?
- Hayatlarında değişim kararı alan kadınların manifestosu bu. Yıllar önce Duygu Asena'nın söylediklerini şimdi bir varoş kadınının ağzından duymak etkileyici. Her kadının kendi içinde yaşadığı ve cesaretle seslendirdiği bir değişim bu.
- Ne gördünüz peki?
- O kadınların iç hesaplaşmalarını fark ettim. 2 Mart'ta açılıyor sergi. 5 Mart da benim doğum günüm, 40 yaşıma giriyorum. Kendime yapacağım doğum günü hediyesini bütün kadınlarla paylaşmak istedim.
- 40'ınızda, 40'ında 40 kadınla konuştunuz yani?..
- Evet. Benim de 40 yaşımda olmam tesadüf değil tabii ki. 40'a gelirken insan bir şeyler hissetmeye başlıyor. Bir hayat hesaplaşmasının içine giriyor. Erkekler de giriyor ama onların girdiği yaş 50. Hatta gelecek sene, eğer bu enerjiyi bulabilirsem kendimde, erkekleri anlayabilmek için '50'sinde 50 Erkek' diye bir film çekmek istiyorum.
- Peki yola çıkışınız nasıl oldu?
- İki yıldır kafamda bu proje var. Çevremde 40'ına gelmiş arkadaşlarım vardı. Onların yaşadıklarını gözlemlerken, yoğun bir değişim içine girdiklerini fark ettim. Bazıları hayatını tamamen değiştirdi. Biri kuzenimdi mesela. Kendinden yedi yaş küçük biriyle ikinci evliliğini yaptı. Pek çok kadının, 'Hayat geçiyor, bugüne kadar hep kocam, çocuğum, ailem için çabaladım ama kendim için ne yaptım?' dediği an geliyor. Bir farkındalık gelişiyor, 40'la beraber. Bu bir eşik. Bazen bu eşiğe kadın 40'ında gelebiliyor, bazen 35'inde. Bazıları daha erken fark ediyor, bazıları daha geç. Bazılarıysa hiç fark edemiyor.
- Peki siz de bu farkındalığa erişmiş bir kadın olarak mı konuştunuz onlarla?
- Evet, onları anlamaya çalışan biri olarak konuştum. O yüzden samimiyetle açıldılar. O kadar ki, montaj yaparken çok çarpıcı gerçeklerle yüz yüze geldim. Ve dedim ki: 'Eyvah şimdi o kadıncağız kendi hayatında bunun zorluklarını yaşayacak mı, ona kötü bir yansıması olur mu bunun?' Telefon ettim, 'Siz bunu bana söylediniz ve bu yayınlanacak. Emin misiniz?' dedim.
- Ne söyledi ki?
- 'Ben artık kocama âşık değilim. Ve bunu ona da itiraf edebilirim.' Bu kadın Gazi Mahallesi'nde yaşıyor. Yıllar sonra ilk aşkı mahalleye geri gelmiş. Buluşmuşlar bir kafede, ona sormuş 'Sen neden beni alamadın?' diye. Ve fark etmişler ki hâlâ birbirlerine âşıklar. 'Bu aşkı eğer yaşasaydım çok ağır bedeller öderdim ama kendi içimde yaşadığım halde bu aşk beni onardı, güçlendirdi,' dedi.
- Nasıl buldunuz bu kadınları?
- Kadının İnsan Hakları Derneği'nden mesela. İlham aldığım bazı kadınlar vardı, onlarla konuşarak başladım. Daha sonra şöyle şekillendi; sivil toplum örgütleriyle iç içeydim. Anne-Çocuk Eğitim Vakfı'ndan çok destek aldım. Onlardan destek aldım çünkü hâlâ okuma-yazma bilmeyen kadınların oranı çok yüksek. Okuma-yazma bilmemek bütünüyle hayatı engelleyen bir şey. Okumayazma bilmeyen kadınlar, kocalarını ve çocuklarını yolluyor, ondan sonra da vurup kafayı yatıyorlar. Hayattan bir zevk alma isteği yok. Ağır bir depresyona giriyorlar.
- Belgeselde okuma-yazma bilmeyen kaç kadın var?
- Üç kadın. Biri İstinye'de yaşıyor. Bir devlet hastanesinde görevli. Adı Nurten Kalkan. Ayda 600 TL maaş alıyor. Eşi çalışamıyor. İki çocukları var. Gecekonduya 300 TL kira ödüyorlar. Ve bazı günler eve giderken askıda ekmek alıyor. Konuşurken ağladı. Hastanede laboratuarın ve morgun temizlik görevlisi. Doktorlar çok rica etmiş, 'Okuma-yazma öğren ki görevine devam et,' demişler. O da korkuyor 'Okuma-yazma öğrenemezsem işten atılırım ve çocuklarıma bakamam,' diye. 'Ama bunu söylemesem belki de iyi olur, kocama da ayıp olmasın çünkü onu çok seviyorum,' diyor. Bazı günler okuma-yazma kursuna gidebilmek için oğlunun beslenme çantasının parasından alıyormuş.
- Çok çarpıcı tabii.
- Bu belgesel beni büyüttü. 360 küsur saati İstanbul trafiğinde geçirdim. Avon destek verdi. Sergideki fotoğrafları Ozan Kutsal çekti. Mudo, fotoğraf baskılarını üstlendi. Belgeselin yapımı için Plato Film bize kapılarını açtı. Ben Sinan Çetin'e ilk gittiğimde 'Bu deli işi, nasıl yapacaksın?' demişti. Bir gün diyelim Pendik'te bir çekim var, oradan da çıkıp Başakşehir'e bir çekime gidiyorduk.
KADIN 40 YAŞINDA HAYATINI DEĞİŞTİRME GAYRETİNDE OLUYOR
- Sizi çok etkileyen başka bir hikâye?
- Sefaköy'deki Emine Şanlıoğlu, 'Artık beyim olgunlaştı, büyüdü, bağlantımız koptu. Çocuklar da askerde. Dedim ki beyime, ben okuma kursuna yazılacağım. Sonra da seramiğe gideceğim.' Sevilay Yükselir, seksten bahseden tek kadındı. 42 yaşında gelin olan Nurcan Alpak'ı, gelinlik provasında çektik. 'Öyle bir aşkla karşılaştım ki vazgeçemezdim,' diyor.
- Sosyoekonomik durumlarına göre yaklaşım farklılıkları gördünüz mü kadınlarda?
- Gelir seviyesi çok düşük olan kadınlar için daha zor tabii. Toplum baskısı, eş baskısı var. Mesela eski bir hayat kadını diyor ki, 'Biz normal bir iş aradığımız zaman erkekler kendilerinde tecavüz etme hakkı görüyorlar, kadınlar potansiyel rakip olarak görüyorlar ve iş bulamıyorsun.' Yani eğer hoşnut olmadığı bir durum varsa, onu değiştirme gayretine giriyor kadın, 40 yaşında.
EVLENMEDEN ÖNCE BU KİTABI OKUYUN
- Her Şeye Rağmen İkimiz kitabı da kendiliğinden ortaya çıktı galiba.
- İki buçuk sene oldu bu röportajları yapmaya başlayalı. Bir baktım ortaya renkli evlilik hikâyeleri çıkmış. Farklı camiadan insanların evliliğe bakışıyla ilgili bir sosyolojik gözlem de oldu bu kitap.
- İlk nasıl başlamıştınız röportajlara? - Evliliği anlamak için başladım. Hatta evliliğimde yolunda gitmeyen birtakım şeyleri anlamak için yola çıktım. Evlilikte kim 'Çok mutluyum, hiçbir sorun yaşamıyorum,' diyorsa yalan söylüyordur. Bir imza atmışsın ve bir ömür boyu sözü vermişsin. Bu sözü verdiğin insana karşı da son derece anlayışlı olman gerek. 'Bunu başaranlar nasıl yapmış?' diye merak ettim.
- Ve...
- Hepsi, kendi evliliğindeki o ortak anlaşmayı, bazı formüllerle bulmuşlar. Sinan ve Rebeka Çetin'in söyledikleri enteresan: 'Beklenti içinde olma, mutlu ol.'
- Özgür bırakmakla mı ilgili bu?
- Hayır. Her ikisinin de kendine ait bir hayatı olduğunu, bir özel alanı olduğunu kabul etmek. Bir de şu var, hangi evlilikler yürüyor? Bir ortak hedef varsa, geleceğe yönelik ortak plan varsa... İkincisi de birbirlerine karşı hayranlık duymaları gerekiyor. Bu kitabı, evlenmeyi düşünen insanlar için çıkardım. Evlenmeden önce bir kez, boşanmadan önce iki kez okuyun diyoruz.
- Mesela? - 'Beklentide olma mutlu ol' lafı beni çok etkiledi mesela. Babam gibi erkek istedim her zaman. Benim babam farklıydı, geceyarısı kalkar üstümüzü örterdi. Oğlum iki buçuk yaşına kadar uyumadı geceleri. Eşim kalkıp 'Ne oluyor bu çocuğa?' diye bakmazdı. Bunlar ufak şeyler ama bazen de seni üzüyor.
- Peki o nasıl değerlendirdi kitabı?
- Kocam bu röportajların hiçbirini okumadığını söyledi. Ama kitabı okuyor. Kitabı annemle babama ithaf ettim çünkü onlar 40 yıl sonra boşandı. Gitmişler mahkemeye, hakim 'Neden bugüne kadar yapmadınız?' demiş. Annem 'Vakit bulamadık,' demiş.
EN ÖNEMLİSİ KENDİ KENDİNE MUTLU OLMAK
- Siz 40'ınızda değiştirmek istediğiniz neyi fark ettiniz?
- Önce kadınları biraz gözlemledim bu projeyle. Aslında içimdeki kadınların sesleriydi onlar. Ben 40'ıma yeni giriyorum ve belki de bu iç hesaplaşmaya da yeni girdim. Ama onlarla birlikte farkına vardığım şey şu; kendi içimde mutluluğu yakalamak her şeyden önemli. Yani kendi kendine mutlu olmak.
- Kadınlara ne söylemek istersiniz bu deneyimin ardından?
- Sen neye hazırsan o da senin için hazırdır.
- Neden sadece belgesel değil de bir sergi olarak planladınız bunu?
- Amacım medyaya bu kadınların gerçek kadınlar olduğunu gösterebilmek. Ve o kadınları oraya getirmekti. Hayatında bir sanat galerisi görmemiş kadınlar da orada olacak. 2 Mart'ta tüm kadın gazetecileri 40'ında 40 Kadın'ı izlemeye davet ediyorum, EKAVART Galeri'ye. Bir kadının hayatında en temel dört konu var bence. Biri yaş almak. İkincisi aşk ve erkekler. Üçüncüsü çocuk. Dördüncüsü de yalnızlık. Hiç evlenmemiş ve çocuğu olmamış kadınlar, 40 yaşında yalnızlığı yoğun bir şekilde hissetmeye başlıyor. Belgeselde bu dört konu etrafında konuştum onlarla.

* ÜNLÜLERİN ÇÖMEZLİK HALLERİ
* EN SEKSİ 10 TÜRK KADINI
* BOŞANMA REKORTMENİ KADINLAR
* ÖYLE YERLERİNE DÖVME YAPTIRDILAR Kİ

* HANGİ ÜNLÜ NEREDE OTURUYOR?
* ÜNLÜLER HANGİ TAKIMI TUTUYOR?
* ÜNLÜLERİN BOYLARINI BİLİYOR MUSUNUZ?
* MAGAZİN TURU İÇİN TIKLAYINIZ
* ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.