Pazar 28.02.2010
Son Güncelleme: Cumartesi 27.02.2010

Modada Türkün ayak sesleri

Türkler bu sefer dünya moda sahnesini gerçekten ele mi geçiriyor? Hayır, şaka yapmıyoruz. Şimdi ciddi ciddi bütün dünya, modada Türklerin başarısını alkışlıyor

Yıllar yılı kandırıldık! Olmamış, yaşanmamış şovlarla dünyayı fethettik sandık. Türkiye sınırından çıktıkları anda esameleri okunmayan, bir avuç yetenek fakiri sosyete terzisini modacı sandık, daha doğrusu sandırıldık. Habere aç gazetelere, televizyonlara, çalıntı modelleri tasarım diye yutturmak kolaydı tabii. Yazarsın şöyle en afilisinden: 'Paris bana, ben sana hasta', 'Podyumların ustasıyım, Marc Jacobs'ın hastasıyım', 'Tek rakibim Chanel' tarzı şişirmeli basın bültenlerini, yarın manşetsin... Yeter ki bol dekolteli mankenlerin, pembe renkli elbiselerin olsun. Araştıran soruşturan yok ki! Bilirsiniz, klasiktir 'Paris'i salladı' başlığı. Halbuki ortada ne sallayan, ne de sallanan bir durum vardır. Bir yeri sallamak da öyle kolay değildir. Neyse amacım bu işe daha çok prim vermek de değil. Bilin istedim, aşağıda okuyacağınız ve içinde 'Dünya onları konuşuyor' cümleleri olan haberin ve adı geçen modacıların, sanal sosyete terzileriyle hiç alakası yok! Bu iş gerçek: Tarihinde ilk kez bu kadar çok Türk modacı, dünya basınından övgü alıyor, bu kadar çok Türk, kendi koleksiyonlarıyla Moda Haftaları'nı 'sallıyor'. İşte modada devleşen Türkler...
1 numara: Hakan Yıldırım
Yazıyı yazmamın nedeni de onun Londra Moda Haftası'nda sergilediği özgün, giyilebilir, yaratıcı, şık, kaliteli, ustalıkla dikilmiş koleksiyonu. Şimdi, 'Defilede ön sırada sadece Chanel'in defisinde görmeye alışkın olduğumuz Kate Moss ve Fransız Vogue'unun Genel Yayın Yönetmeni Carine Roitfeld oturdu,' diyeceğim, magazinel olacak. 'Kıyafetleri Londra Moda Haftası'nda podyuma çıkmaya tenezzül etmeyen Natalia Vodianova, Lara Stone, Mariacarla, Anja Rubik gibi dev isimler tanıttı,' diyeceğim, mankenler anlatmak istediklerimin önüne geçecek. Evet bu anlattıklarım dünyaya kendini Hakaan olarak tanıtan halis muhlis Türk çocuğu Hakan Yıldırım'ın New York Times'dan Nylon dergisine kadar 'ciddi' modayla ilgilenen her basımda yer almasını sağladı ama Hakaan'ın koleksiyonu, zaten ayakta alkışı gani gani hak ediyordu. Dediğim gibi modacının bant, kürk ve tül detaylarıyla zenginleştirilen zamansız elbiseleri hem terzilik hem de tasarım olarak gerçek bir ustanın elinden çıkmıştı. Ben kıyafetlerin her detayına onlarca kez baktım, dakikalarca inceledim, onlarca elbise arasında 'en güzeli bu' diyemedim. 'Ben bu haldeyken şovu canlı izleyenler ne hissetmiştir?' diye düşünüyordum; duyduğuma göre birçoğu gözyaşlarına hakim olamamış.

2 numara: Erdem Moralıoğlu

Her ne kadar o, kendini dünya basınına Londralı olarak tanıtsa ve tek kelime Türkçe bilmese de Erdem Moralıoğlu'nun babası halis muhlis Türk. Romantik tarzın prensi olarak adlandırılan Erdem'in bu sezon Londra Moda Haftası'nda sergilediği koleksiyonuna, ben de tüm dünya basını da bayıldı. Yıllardır kesimden çok, desen üzerine yoğunlaşan, kullandığı kuş ve çiçek desenleriyle ilgi toplayan Erdem, ilk kez bu sezon bu anlattıklarımın üzerine bir de fazlasıyla yaratıcı bir tarz ve tasarım eklemişti. Romantik elbiselerine zamana uygun grafik kesimler ekleyen Erdem'e 'Geleceğin Christian Lacroix'sı' adını takan dünya basınına şimdi ben de hak verdim. Tasarımlarında Lacroix kadar detaycı ve yaratıcı olan Erdem'in kendini pazarlamasını
3 numara: Ümit Benan
Henüz ciddi bir yeni yetmeyken, ikinci koleksiyonuyla İtalya'daki 'Who's Next?' yarışmasını kazanan Benan'a tüm dünya bayılıyor. Son olarak Floransa'daki Pitti Uomo Fuarı'nda koleksiyonunu sergileyen Benan övgülere çoktan alışmış. Moda endüstrisinde çalışan tüm erkeklerin bir Benan parçası sahibi olmak için yarıştıkları söyleniyor, tasarımcıya ilgi öyle yoğun ki Benan çoktan bağımsız butikleri aşıp, mallarını Saks Fifth Avenue gibi dev mağazalarda satmaya başladı.
4 numara: Aslı Filinta
Göğsümüzü kabartan dördüncü ve son isim ise Aslı Filinta. İstanbul menşeili kıyafetler tasarlayan Filinta, yabancı basının gözbebeği. İstanbul Fashion Week'e gelen bütün satın almacılar ve basının peşinden koştuğu Filinta için Comme des Garçons'un tasarımcısı Rei Kawakubo da, "Yeni delilikler görmek çok güzel," yorumunu yapmıştı. Filinta, dünya moda devleriyle işbirliği yapıyor ve koleksiyonları Japonya'dan Ortadoğu'ya kadar biçok mağazada satılıyor. Bu genç isimler, eskinin devleri Rıfat Özbek, Hüseyin Çağlayan, Bora Aksu ve Dice Kayek'le birleşince moda dünyası sanki ayaklarımıza kapanıyormuş gibi geliyor. Öyle değil mi?

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.