Pazar 28.02.2010
Son Güncelleme: Cumartesi 27.02.2010

Saçını öne tarayan ülke hakkında konuşamaz mı?

Başbakanın 'Sanatçılarla demokratik açılım kahvaltısı'nın konuklarından Nihat Doğan'la, 'o çok konuşulan buluşmada' olup bitenleri konuştuk. Herkese tepkili görünen genç şarkıcı: "PKK öncelikle askerin meselesi," diyor: "Sana tank, tüfek aldık, sınırsız yetki verdik. OHAL dedin OHAL verdik kardeşim. Biri de 'Başarısız oldum' demiyor!"

OHAL DEDİN OHAL VERDİK KARDEŞİM
Nihat Doğan'ı şöyle bir Google'layınca öyle şeyler çıkıyor ki karşımıza, insanın kafası fazlasıyla karışıyor. Ani bir dönüşüm söz konusu bir kere. Seda Sayan ile münasebetinden İbrahim Tatlıses davasına 'derin magazin haberleri' arasına, 'cunta anayasasına' ve 'kafatasçılığa' karşı bir Nihat Doğan karışmış... Geçen hafta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği 'açılım kahvaltısına' katılmış, söyleyecek sözleri artmış Nihat Doğan'ın. "Dersini almış da ediyor ezber" kıvamında söylediklerinden öte, özellikle sinirlendiğinde (daha bir kendisiyken belki de) söyledikleri derin düşüncelere sevk ediyor insanı.
SÖYLEŞİYE KÂĞIT KALEMLE GELDİ
Nihat Doğan kâğıdını kalemini hazır etmiş, söyleşiye başlamayı bekliyor. Ara sıra önündeki kağıda 26 yazıyor; 26, 26, 26... "Bu gizemli sayı da ne?" diye düşünürken, işin sırrı çözülüyor. Nihat Doğan açılım kahvaltısında 1984'ten günümüze 26 yıllık süreci masaya yatırmış. Biz de kendisini masaya yatırdık. Nihat Doğan sularında açıldık, bölüm bölüm Nihat Doğan gerçeğini anlamaya çalıştık...
HER ŞEY 26 YIL ÖNCE BAŞLIYOR
Nihat Doğan'ın masaya yatırdığı 26 yıllık sürecin başlangıcı 15 Ağustos 1984. PKK'nın Siirt Eruh'ta yaptığı ilk silahlı saldırı. "Sayın başbakanımıza, sayın sanatçılarımıza seslenişimde..." diye başlıyor Nihat Doğan konuşmasına. Ve bir nevi 'Yurda Sesleniş' havasında anlatıyor: "Doğu ve Güneydoğu'da fabrikaların yakılmasıyla daha da fakirleşen, öğretmensizlikle daha da cahilleşen, daha da asosyalliğin dibine vurmuş" Kürt kardeşlerinden bahsediyor. "Ekmeklerini karneyle aldılar, 50 metrede bir üstleri, arabaları arandı. Açık cezaevi hayatı yaşadılar kendi topraklarında," diye devam ediyor. Tam "Ne güzel gidiyor!" derken, bu sürecin sorumlusunu medya yapıp, Boğaz Köprüsü'nden atlayan insanlar örneğiyle açıklamaya kalkıyor durumu.
SUÇLU MEDYA MI?
Medya boğaz köprüsünden atlayanları göstere göstere bir moda yaratmış. PKK çatışmalarını bunca konu ederek de, bunların tanıtımını yapmış. "Görmeyince son mu bulacak?" sorumuza verdiği cevapla daha bir karışıyoruz: "Ben sistemi tartışıyorum. Ondan önce de sıkıntılar vardı bu ülkede. Menemen'de, Mersin'de olaylar oldu. Şeyh Sait isyanları oldu," diyor. "Şeyh Sait isyanında yıl 1925, ne medyası Nihat bey?" sorumuza; "O zaman da var. En azından gazeteler var..." diyor. Susuyoruz. Nihat Doğan devam ediyor; "Yıllardır bu milletin üzerinde bir asimetrik psikolojik hareket oynanıyor ve bu psikolojik savaşın en önemli aracı medyadır. 10 yaşında, bayrağı yakmaya çalışan çocuğu, ülke elden gidiyor diye veriyorlar ve bütün Türkiye ayağa kalkıyor. Benim bahsettiğim bu. Amerika'da şehit cenazelerinin gösterilmesini yasaklamışlar. Sen Amerika'dan daha mı özgürsün? Daha mı demokratiksin? Oradaki adam bizden daha mı aptal, daha mı gerizekâlı?" Bu açıklamanın üzerine, "Siz de medyada çok yer bulduğunuz için ünlü olmadınız mı?" diyoruz. Elini uzatıp; "İşte PKK'yı da öyle ünlendirdiniz, tebrik ediyorum. Sıkar mısınız elimi. Tebrik ediyorum, demek istediğim de buydu işte!" diyor.
BU MİLLETİ TARUMAR ETMEYİN DİYORUM!
Nihat Doğan'ın 'açılım kahvaltısı'nda yaptığı 15 dakikalık seslenişinden devam ediyoruz; "Yanlış yerlere fatura kesiliyor. Bu 26 yıllık süreç Kürt halkına bir fayda vermediği gibi siyasetçilere de fayda vermedi. Tam tersine, ülkemizi bir siyasetçiler çöplüğüne dönüştürmüştür. Her şeyin faturası mevcut iktidarlara kesilmiştir. Bu da psikolojik harekatın getirisidir. Damokles'in kılıcı gibi siyasetçilerin başında; 'Hükümet istifa! Hükümet istifa!' Ben bu süreçte bir tane Genelkurmay Başkanı'nın istifa ettiğini görmedim. Bir takıma teknik direktör veriyorsun, altı-yedi maç başarısız olunca başkan hocayı değiştiriyor. PKK öncelikle askerin meselesidir. Sana tank aldık, tüfek aldık, sınırsız yetki verdik. OHAL (Olağanüstü Hal) dedin OHAL verdik kardeşim. Bir tane adam da 'Ben başarısız oldum,' demiyor. Sayın başbakanımıza en son şöyle bir şey söyledim; 'Sizin aracılığınızla bu ülkenin yürütmesine, liyakat sahiplerine, STK'larına sesleniyorum; ortak toplumsal mutabakatın sağlandığı, özgürlüklerle, demokrasiyle dolu yeni bir Anayasa'dır çözüm,' dedim. Dışarıdan atılan bir mermi bu milleti bölmez. Sevgi tomurcuklarını yeşertir ammavelakin bu devlete atılan mermiler, ötekileştirici... Sen dağdaki çobansın, sen jönsün, sen elitsin, sen Türksün gibi ayrıştırıcı zihniyet mermileri, bu milleti tarumar eder, yerle yeksan eder, unufak eder. 'Yeni Anayasa'da en ağır cezanın bu yönde verilmesini, ötekileştirici zihniyetleri dillendirenlerin mevkisi ne olursa olsun savaş suçlusu addedilmesini istiyorum,' dedim."
NİHAT DOĞAN 301'E KARŞI
Nihat Doğan susunca, "Ne dedi peki Başbakan?" diyoruz. "Yeni anayasanın zorluğundan bahsetti. 'Toplumsal bir mutabakat şart Nihat'cım,' dedi. 'Senin dediğin gibi o yönde çalışmalar yapacağız,' dedi..." Nihat Doğan'ın mevcut Anayasa'da değişmesini en çok istediği madde ise 301. "301. maddeyi baştan aşağı değiştireceksin. Düşünce özgürlüğünü bu ülkede hakim kılacaksın. Konuşan insan silaha sarılmaz. Şu an ne mutlu bize, parlamento da konuşuyor," diyerek bu konudaki hassasiyetini belirtiyor. Parlamentonun konuşmaktan çok kavga ettiğini hatırlatınca da, yine bir 'Nihat Doğan yapışan cevabı'yla karşılaşıyoruz; "Canım benim, kavga her yerde var. Kavganın olmadığı hiçbir parlamento yok... Bu bir süreçtir. Tabii ki olmasın. Ama olsun. Silahtansa yumruğa razıyız."

* ÜNLÜLERİN ÇÖMEZLİK HALLERİ
* EN SEKSİ 10 TÜRK KADINI
* BOŞANMA REKORTMENİ KADINLAR
* ÖYLE YERLERİNE DÖVME YAPTIRDILAR Kİ

* HANGİ ÜNLÜ NEREDE OTURUYOR?
* ÜNLÜLER HANGİ TAKIMI TUTUYOR?
* ÜNLÜLERİN BOYLARINI BİLİYOR MUSUNUZ?
* MAGAZİN TURU İÇİN TIKLAYINIZ
* ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.