Pazar 25.07.2010

Seyahat bir yaşam biçimidir

- Nasıl kuruldu Sırtçantalılar?
- Ömürden Sezgin:
Onur, ben ve şu an Güney Amerika'da olan Engin Kaban kurduk. Biz 2002 yılında Engin'le bir yurtdışı gezisinde tanıştık. Onur Amerika'daydı. Hiç bir araya gelmeden, internet üzerinden bir grup kurmak istedik. Amacımız benzer arkadaşlarımızı bir araya getirebileceğimiz bir çatı oluşturmaktı.
- Benzer arkadaş?
- Ö.S:
Hep seyahat etmeyi seven, çantasını kaptığı gibi çıkan ve ucuza seyahat eden insanlar.
- Onur İnal: Meslek sahibi insanlarız çoğumuz. Ama her şeyden fırsat yaratıp seyahat eden insanlarız.
- Buket Uzuner: Ben bu gezgin gençlerle geçen kış tanıştım. Hem gezginlik hem ODTÜ'lülük akrabalığımızı düşünerek benden Seyahatnamem adlı gezi kitabına önsöz yazmamı rica ettiklerinde onların farkına vardım. 'Bu kitabın satışı da ODTÜ burs havuzuna gidecek,' dediklerinde seve seve katkıda bulundum. Sonra onların, benim ta 1980'lerde hayat felsefesi edindiğim, 'Az parayla çok yol yapar, çok merak ve cesaretle çok ülke gezilir' ilkesine sahip olduklarını anlayınca grubun parçası oldum. Bana bir gece 'Grubumuza hoşgeldiniz Buket Uzuner' diye nazik bir not yolladılar. Ben de sabaha karşı bir yazı üzerinde çalışıyordum, bu mesaj beni ilk kez yollara çıktığım 20'li yaşlara götürdü. Daha burada sırt çantası bulamazken, annemin çadır bezinden evde sırt çantası diktiği zamanlara... Hemen Sırtçantalılar'a 'Çocuklar ben 20 yıldır sizi bekliyordum, asıl siz hoşgeldiniz!' diye bir yanıt yolladım. Sanıyorum, seyahat, gezginlik derken ne demek istediğimi 'nihayet' anlayan kuşakla buluştum.
- Ö.S: Bizim için öncelikli olan keşfetmek. Ben mesela iki yıl çalıştığım işimden istifa edip Uzakdoğu'ya yerleştim. Burs buldum. Grubumuzdaki diğer insanlar da aynı mantıkta.
- B.U: Yani burada bahsedilen klasik anlamda yan gelip yatarak tatil yapmak değil. Dünyayı gezerek çalışmak, çalışırken tatil yapmak, seyahati bir hayat biçimi haline dönüştürebilmek! Seyahat yalnızca tuzu kuruların işi değil, artık inter-rail ucuz tren seyahati serüvenine Türkler de katılabiliyor. İşte bu Sırtçantalılar'ın kimi, yeri geliyor işini, maaşını bırakıp gidiyor veya gittiği yerde iş buluyor. Benim bu grupla ilişkimin asıl sebebi de bu benzer dili konuşuyor olmamız. İşte tatil yapmakla, gezginlik arasındaki en önemli fark böyle bir şey.
- Hepimizin içinde aslında zaman zaman 'Her şeyi bırakıp gitme' duygusu var. Ama kimi cesaret gösterebiliyor kimi gösteremiyor.
- Ö.S:
Bazı şeyleri ertelememek lazım. Bu grupla beraber toplumda daha fazla kişiye ulaşma şansımız oldu. Tek başına 'Ben gideceğim,' dediğiniz zaman aileden baskı geliyor örneğin, 'Nereye? O kadar okudun şimdi de çalış, elin ekmek tutsun,' diye, ama bu grupla beraber aynı zihniyetteki insanlar bir araya gelince o mahalle baskısına karşı çoğunluk oluştu.
- B.U: Bizim kültürümüzde seyahat nedense sadece tatil gibi görülür, yani işsizlik durumudur bir bakıma... Halbuki seyahat de kendi başına ciddi bir iştir. Batı kültürlerinde yüzlercesi varken bizim mesela Evliya Çelebi'den başka önemli gezgin-yazarımız yoktur. Nobelli Amerikalı yazar John Steinbeck'in bir gezi kitabı vardır, Charlie ile Yolculuklar adında. Steinbeck epey yaşlı bir döneminde kamyonetiyle Amerika'yı geziyor tek başına. Charlie de köpeğinin adı aslında. Bilirsiniz edebiyatçıların seyahatnameleri de edebi lezzet taşır. Şöyle anlatıyor: 'Ben eski kamyonetim ve köpeğimle ülkeyi baştan başa gezer, yeni insanlarla tanışırken, yaşıtım insanlar benim arkamdan bakarken gözlerinden bir an için geçen o kıskançlığı gördüm. Ve yaptığım da bir şey değil aslında. Ama onları öyle zincirleyen bir şey var ki, yola çıkmalarına engel oluyor. Seyahat için gerekli özgürlük ruhundan yoksunlar.' İşte bütün mesela o. O riski alabilecek kadar istemek.
- Ne zaman başladı sizde bu gezme hali Buket Hanım?
- B.U:
Dünyayı gezmeyi çok arzu eden bir çocuktum. Ailemin ekonomik şartları bana seyahat etme şansı vermediği için ben de farklı ülkelerdeki üniversitelerden eğitim bursları alarak (moleküler biyoloji ve çevre bilim konularında) 15 yıl dünyayı dolaştım, farklı ülkelerde yaşadım, özellikle 'inter-rail'le uzun tren yolculukları yaptım. 1980'lerde tek başına seyahat eden başka Türk kızı var mıydı bilmiyorum. Zaten ilk seyahat kitabımın adı, Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları'dır.
- Peki sizler ne iş yapıyorsunuz?
- Ö.S:
Ben pazarlama ve marka üzerine çalışıyorum. Ama marka sözü yanlış anlaşılmasın, İstanbul da bir marka örneğin. Mesela bir havayolu firmasına danışmanlık yapıyoruz şimdi.
- O.İ: Ben de 30 yaşıma geldim ama hâlâ öğrenciyim. Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdim, sonra Koç Üniversitesi'nde Anadolu uygarlıkları üzerine yüksek lisans yaptım. Bu arada Türkiye'yi ve Avrupa'yı adım adım gezdim. Akademisyenliğin gezme tutkusunu tatmin edecek en iyi meslek olduğuna karar verdim. Arizona Üniversitesi Tarih Bölümü'nde doktora yapıyorum şimdi. Bol bol konferans, araştırma oluyor, ben de o sayede geziyorum. Ayrıca seyahat kültürü üzerine yazılar yazıyorum.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.