Eski sakinlerinden Bodrum

NAZLI ERAY (Yazar)
Evim, bahçem, anılarım var
"Benim sevdiğim, içinde yaşadığım Bodrum, yıllar boyunca bozulan ve yozlaşan Bodrum değil. Ben Bodrum'a, bahçe içinde ulu ağaçları olan evime gidiyorum. Bu ev Marmaris, Ayvalık ya da Fethiye'de de olabilir. En önemlisi bu ev, benim kalbimde. Benim tutkum Bodrum'un doğası, havası, iklimi, denizi ve çok sevdiğim koylarına... Beni çeken bahçemin her bahar uyanışı, yazın sulama için bana ihtiyaç duyması, sonbaharda delice esen rüzgârlar, tekneyle açılmak... Ben bütün bunları seviyorum."
50 yıllık tutku
MEHMET BARLAS (Gazeteci-Yazar) "1960'ın ortalarından beri her yaz Bodrum'a geliyorum. İlk mavi yolculuğumu 1965'te yaptım. İstanbul'dan sonra benim ikinci şehrim. Benim için Bodrum'un havası, suyu önemli. Bodrum, öyle bir yarımada ki hem tatil yeri hem de bir şehir özelliği var. İstanbul'da olmayan temiz denizi, rutubetsiz havası... Bütün arkadaşlarım da yazın Bodrum'a geliyor."
Eksisiyle artısıyla...
FİGEN BATUR (Gazeteci) "1969'dan beri her yıl geliyorum. Kendimi buraya ait hissediyorum. Başka bir yeri de beğenmiyorum. Eksisiyle artısıyla Bodrum'u seviyorum. Yerine bir şey koyamıyorum. Belki kalabalık ama her yer, Alaçatı, Çeşme, Marmaris de kalabalık. Arkadaşlarım, ailem burada. Evimi, denizini seviyorum."
Bodrum senfoni tadındadır
CAHİT KAYRA (Yazar) / Hoşçakal Bodrum'dan "Bodrum yaz aylarında büyük bir senfonidir. 24 saat sürer. 18 bölümü vardır. Her bölümün tadı başkadır. Üç allegro, bir allegro ma non troppo... Sonra andanteler, derinlerde akan sular gibi... Daha neler neler... O doyum olmaz güzellikte anlatış biçimleri, o furyozlar ve sonsuzcasına çeşitlenen kutsal ahenkler..."
Güven duygusu iyi geldi
MİNE SÖĞÜT (Yazar) "Bodrum'un Gümüşlük Köyü'nde yaşıyorum. İstanbul'da doğup büyüdükten ve ömrümü o çok sevdiğim ama hiç tekin olmayan şehirde geçirdikten sonra bu küçük köydeki 'güvenlik' duygusu bana çok iyi geldi. Arabanın kapılarını kilitlemeden dolaşmak, arkamdan koşan ayak sesleri duyduğumda yüreğimin ağzıma gelmemesi müthiş bir duygu. Burada yaşamayı en çok bunun için seviyorum. Havanın temizliği, bahar ve kış aylarının muhteşemliği, bitki çeşitliliğinin baş döndürücülüğü, her an her yerden gökyüzünü görebilmek, gün içinde sadece hayvan seslerinden oluşan 'gürültülere' maruz kalmak ve neredeyse altı ay boyunca denizde yüzebilmek şansı da cabası... "
Balıkçı'nın Bodrum'u
CEVAT ŞAKİR KABAAĞAÇLI (Yazar)/ Mavi Sürgün'den "Eskiden evler, savaş ve savunma için yüksek yamaçlara kondurulurdu. Bunlara ev değil 'kule' denirdi. Ama deniz özlemiyle, maviye imrenişten ötürü yerlerinde duramayarak, çam kokan nalınlarıyla, tıngır mıngır yokuş aşağı seğirtmişler; iki koyun gıcır gıcır çakılları boyunca dizilmişler. Arkada kalanlar ayak uçlarına kalkarak kızkardeşlerinin omuzları üzerinden denize bakakalmışlar. Kimi cesur evler de denize dalıp kayık olmuşlar ve dalgalar üzerinde oynaya güle, karadaki pısırık kızkardeşleriyle alay etmişler. İşte bundan dolayı kayıklarla evlerin, bir de mandalin bahçelerinin sıkı fıkı akrabalığı vardır. Denizde gidip gelmekten usanan kayıklar ya ev ya da mandalin bahçesi olurlar."
Her zaman güzel
MİNA URGAN (Yazar)/ Bir Dinozor'un Gezileri'nden "...Bodrum çirkinleşiyor, Bodrum fazla gürültülü, Bodrum şöyle kötü, Bodrum böyle kötü oldu filan... Gelgelelim, Bodrum İstanbul'a benziyor bana kalırsa: Onu çirkinleştirmek için ne yaparlarsa yapsınlar, ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, gene de güzel kalmanın yolunu buluyor her nedense. İşte bu yüzden, güneş batarken kumsalda oturup Kale'ye bakarken, Bodrum hâlâ ne kadar güzel diyorum..."