Teknoloji harikası mı, pazarlama şaheseri mi?

Apple'ın CEO'su Steve Jobs'un 27 Ocak'ta iPad'i tanıtmasından bu yana altı ay geçti. Nisanda ABD'de piyasaya çıkan cihaz, sadece 28 günde 1 milyon barajını aştı, 80 günde ise 3 milyon adet sattı. Satmaya da devam ediyor, hatta 'yok satıyor'. Bu anlamda iPad inanılmaz bir başarıya imza attı. iPod ve iPhone'un açtığı yolda iPad, beklentileri karşılayarak Apple'ın değerini katladı. Öyle ki, NASDAQ (New York'ta kurulmuş olan özel bir borsa) endekslerinde ezeli rakibi Microsoft'u geride bırakan Apple, şimdi teknoloji şirketlerinin en büyüğü. Apple'a bu başarıyı getiren biraz da dünyayı etkisi altına alan iPad çılgınlığı. Tartışma programlarını yönetenler, internetten gelen soruları iPad üzerinden takip ediyor, sosyal ağlar üzerinden iPad'e methiyeler düzülüyor, hatta Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg, New York'ta uçağını beklediği sırada, ülke meselelerine iPad üzerinden müdahil olurken görüntüleniyor. Hal böyle olunca da, iPad satışları patlıyor. Teknoloji meraklıları iPad almak için listelere adlarını yazdırıp sıra bekliyor. Peki iPad, ne vadediyor da milyonlarca satıyor?
HAVALI VE KULLANIŞLI
Apple, biraz da garip bir şekilde, 'fanatik hayranlara' sahip bir şirket! iPad'i eleştirenlerin başvurduğu ilk argüman bu. Biz, bu fanatikleri bir kenara bırakarak ilerleyelim. iPad hedef kitlesinde bulunanların, bu cihazı almadan önce kendilerine sordukları soru: "iPad ile, netbook'lardan farklı ne yapabilirim?" oluyor. Haklılar, çünkü Steve Jobs da iPad'i bu ürünlere bir rakip olarak sunmuştu. iPad, iPhone'lardan aşina olduğumuz multitouch (dokunmatik) özelliğiyle, rahat bir internet deneyiminin yanında, büyük LED ekranıyla video, film seyredip, müzik dinleme imkânı da sunuyor. Bunlar iPad'in temel özellikleri tabii. Bir de iPad'in diğerlerinden ayrıldığı noktalar var. Bunların en başında, e-kitap okuma imkânı geliyor. Kindle e-kitap okuyucusuyla yeni bir okuma anlayışına ön ayak olan Amazon, geçen hafta e-kitap satışlarının, kitap satışlarını ilk kez geçtiğini açıkladı; 100 'klasik' kitaba karşılık, 143 e-kitap! Tüm bunlar yeni bir okuma alışkınlığına hazır olmamız gerektiğinin sinyalleri. iPad de barındırdığı, 10 binlerce kitabı içeren iBooks uygulamasıyla büyük bir kitaplıktan farksız. Üstelik, iPad, görselliği de işin içine katan bir okuma deneyimi sunuyor. Ayrıca, iPad sadece kitaplara değil, günlük, haftalık ya da aylık tüm yayınlara ulaşım sağlıyor. Gazete ve dergilerin dijital versiyonları teker teker iPad'lerle uyumlu hale getirilerek, kullanımına sunuluyor. Dijital yayınlara giden yolu belki iPad açmadı ama iPad bu yolun en havalı ve kullanışlı aracı olduğunu kanıtladı! Çünkü iPad dijital endüstriyi dönüştürüyor.
DONANIM DEĞİL, YAZILIM ÖN PLANDA
iPad'i diğerlerinden ayıran bir diğer özellik de, iPhone'la birlikte hayatlarımızda bir vazgeçilmez haline gelen uygulamaları (applications) eksiksiz çalıştırıyor olması. Uygulamalar, kullanıcılar kadar markalar tarafından da tutuldu. Birçok firma, iPhone ve iPad'de kullanılabilen Apple uygulamarına büyük yatırımlar yapıyor. Mesela, iPad'in Youtube uygulamasıyla, sansüre takılmadan Youtube üzerinden video izlemek mümkün. Eğlenceli uygulamalar bir yana Apple, iWork uygulamasıyla iPad'i iş için kullanmak isteyenlere de imkân veriyor. Yani iPad uygulamalarla, donanımın çok önemli olmadığını, önemli olanın yazılım olduğunu gösterdi. Üstelik yeni gelen haberler, iPad kullanıcılarını daha da sevindirecek. ABD'nin Washington merkezli Federal İletişim Komisyonu (FCC) iPhone, Blackberry, N-Gage ve benzeri akıllı telefonları 'kırmak' için kullanılan yöntemleri yasallaştırdı. Fakat ufak bir ayrıntı var; FCC, telefonların kırıldığı zaman garanti kapsamından çıktığını özellikle vurguladı. Bu riski göze alan kullanıcılar, üçüncü şahısların ürettiği uygulamaları da rahatça kullanacak. iTunes'a olan bağımlılık ortadan kalkacak. Mevcut uygulamalar ve yeni eklenenler sayesinde iPad ile yapabileceklerinizin sınırı sizsiniz.
GELECEK VADEDİYOR
iPad kullanıcıları tecrübelerini paylaştıkça, iPad çılgınlığı devam edecek gibi. Üstelik, iPad'in henüz tam potansiyelini kullanamadığı da genel bir yargı; Flash programını desteklemeyen iPad, internet siteleri yavaş yavaş HTML5 kullanmaya geçtikçe daha üstün bir internet deneyimi sunmaya başlayacak. New York Times yazarı David Pogue ilk iPad izlenimlerini aktarırken şöyle diyordu: "Ürünü henüz test bile etmemiş blog yazarları, iPad'e bütün güçleriyle geçirmeye başlıyorlar şimdiden. 'Nee, klavyesi yok mu?', 'Şşşt, pili çıkmıyor diyorlar, duydunuz mu?', 'Ooo, çok kazıkmış!', 'Hadi canım sen de! Aynı anda birden fazla işlem yapamıyormuş ki!' veya 'Hafıza kartı girişi yokmuş hanım, duydun mu?' gibi serzenişleri duymaya başladık bile." Pogue'un 'iPad'in ikinci aşaması' olarak adlandırdığı dönemde ayyuka çıkan bu eleştiriler, Pogue'un da öngördüğü gibi şimdi yavaş yavaş sona eriyor. Bu sindirim sürecini atlattığımızdan, "Apple'ın başarılı bir pazarlama stratejisi olmasına rağmen, iPad'in başarısı sadece bununla açıklanamaz; iPad günlük hayata kattıklarından dolayı yok satıyor," yorumlarına daha sık rastlayacağız.