Giriş Tarihi: 5.9.2010

Kemalizm, Mustafa Kemal'in ürettiği bir şey değil

Akademik çalışmalarını Amerika'da sürdüren ve yakın zamanda SABAH'ta yazmaya başlayacak olan Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu, Türkiye'de siyaseti halkı eğitmek gibi gören zihniyetin değişmediğini, ama bu söylemin artık tepki aldığını söylüyor

Prınceton Üniversitesi'nin Ortadoğu Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu, yakın dönem Osmanlı tarihi alanında akademik çevrelerde ünlü bir isim. Prof. Dr. Hanioğlu, özellikle İttihat ve Terakki üzerine yaptığı çalışmalarıyla da söz sahibi. Yakın zamanda SABAH gazetesinde yazmaya başlayacak Prof. Dr. Hanioğlu ile Princeton Üniversitesi'ndeki odasında, Türkiye'nin siyasi tarihi üzerine konuştuk.
- Princeton'da bilimsel anlamda hangi konularla uğraşıyorsunuz?
- Bizim bölüm, Ortadoğu araştırmaları bölümü. Ben onun alt dalı olan Osmanlı ve Türk tarihi araştırmalarıyla uğraşıyorum. Bölüm bütün Ortadoğu ile ilgili; tarih, edebiyat, sanat ve sanat tarihini kapsıyor.
- Bu bölümde en çok hangi konular ele alınıyor?
- Ortadoğu bölümlerinin ele aldığı konuların başında Arap-İsrail çatışması gelir. Amerika'da bilimsel düzeyde çok ilgi çeken ve üzerine çok sayıda makale yazılan bir konu. Daha sonra İran, hemen ardından da Osmanlı ve Türkiye araştırmaları geliyor.
İTTİHATÇILIK KOMPLEKS BİR OLAY
- İttihatçılık, uzmanlık alanınız. Bu konunun literatürdeki en önemli isimlerindensiniz. Nedir ittihatçılık?
- İttihatçılık, çok kompleks bir olay. Çok karmaşık bir örgüt İttihat ve Terakki. Talat Paşa'ya bir röportajda, 'Paşam bir cümle ile İttihat ve Terakki'yi anlatır mısınız?' diye soruluyor. O da; 'Bir cümleyle anlatılmaz, ama illa bir cevap istersen söyleyeyim, İttihat ve Terakki, idare edilmesi çok zor bir şeydir,' diyor. 'İttihat ve Terakki düşüncesi', 'İttihat ve Terakki zihniyeti' derken değişik dönemlerde İttihat ve Terakki içindeki farklı grupların düşüncelerine atıfta bulunuyoruz. Bu merkez komitede Ürgüplü Hayri Efendi ile Ziya Gökalp gibi çok farklı fikirleri savunan, merkez komite toplantısı dışında hiçbir sosyal münasebeti olmayan, tamamen farklı dünyanın insanı olanlar var. İttihat ve Terakki, 10 yıl imparatorluğu yönetmiş bir yapı ve 1910 yılının rakamlarıyla 360 bin üyesi var. Bu yapıyı günümüzdeki siyasi hareketlerle karşılaştırmak, bilimsel açıdan kolay değil.
- Elitist, tepeden bakan, kendini ayrıcalıklı hisseden siyasi yaklaşımların bugün de var olması, 'Bir devamlılık mı var?' sorusunu da beraberinde getiriyor.
- Devamlılık tabii var. Türkiye'de 100 yılı aşan bir zihniyet var. 2008'de 1908 ihtilalinin-inkılabının 100. yılı nedeniyle bir yazı yazmıştım ve 1908'de gelen zihniyetin hâlâ iktidarda olduğunu ifade etmiştim. Tabii zihniyet düzeyinde, bu iş devam ediyor. Halk için ama halka rağmen ve siyaseti halkı eğitmek gibi gören bir zihniyet, devamlılığını sürdürüyor. Ama bu söylem, eskisinden çok daha fazla tepki alıyor artık. Bunu söyleyenler, rahat değil.
- CHP'nin siyasetinde ittihatçı bir yaklaşım var mı?
-
İttihat ve Terakki, vatanı uçurumdan kurtardığı, anayasal sistemi yürürlüğe tekrar koyduğu için kendini üstün bir kurum olarak görüyordu. Hatta İttihatçılar, kendilerini o kadar yüksekte görüyorlardı ki büyük inkılapları sayarken 4 Temmuz Amerikan inkılabı, 14 Temmuz Fransız inkılabı ve 24 Temmuz'u da büyük Osmanlı inkılabı olarak sıralıyorlardı. Yani İttihat ve Terakki, kendini en büyük devrimlerden birinin yapıcısı olarak görüyordu. İttihat ve Terakki, 'Biz bu kadar büyük bir devrimi yapan kurum olarak, vatanın çıkarlarının ne olduğunu diğer insanlardan dahi iyi biliyoruz,' diyordu. Öte yandan tek parti döneminin CHP'si, kendini farklı nedenlerden dolayı ayrıcalıklı görmekteydi. CHP, İttihat ve Terakki gibi, çok uluslu bir imparatorluğu yönetmeye çalışan bir parti değildi. CHP, ulus devleti kurmayı ve yönetmeyi planlıyordu. 'Ulus devleti biz kurduk, bunun için iyi olanı biz biliriz,' demekteydi. Ve bu da sorunlu bir başlangıç oldu. Halk Partisi, ülke çıkarlarının tanımlayıcısı olarak ülke için iyi olanı tanımlama hakkını kendinde gördü. Bu tür yapılar, kendilerine getirilen eleştirileri, genelde vatan hainliğiyle eş tutar.
- Çok partili yaşama geçince CHP değişti mi? Böyle yaklaşıma sahip olan bir parti değişebilir mi? Değişmek ister mi?
-
Bir partiden kendi geçmişini reddetmesini bekleyemezsiniz. 1980'de bu parti kapatıldı. Tekrar açılırken 'Biz yepyeni bir partiyiz,' mi diyecek? Ama bir parti, kendi geçmişine özeleştiriyle de bakabilir. CHP 'Geçmişimizde çok övünülecek şeyler var, ama özeleştiri yapılacak şeyler de var,' demeli. CHP, özellikle Bülent Ecevit'in liderliğinde büyük bir değişim yaşadı. CHP'nin içinde tek parti dönemini, partinin ideal dönemi olarak görenler de var.
- Artık yeni bir lider var CHP'de. Kemal Kılıçdaroğlu'nu nasıl görüyorsunuz? CHP'de bir değişim oluyor mu?
- Bilemiyorum. Günlük siyaseti tam anlamak için biraz daha beklemek lazım. Ama CHP'nin bir dönüşüm yaşaması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'deki siyaset kurumunun ileriye adım atabilmesi için bu çok önemli. Türkiye'de siyasetin bir kurum olarak kendi kültürünü oluşturamamış olması, bütün sistemi tıkıyor.
- Neden oluşturulamıyor bu ideal siyaset kültürü?
- Başlangıçta bunda partilerin bir kısmının kendini ayrıcalıklı görmesinin etkisi var. Partilerin kendilerini bürokrasinin bir uzantısı olarak görmesi de bir başka problem. Bu olduğu zaman siyaset kendine ait bir kültür oluşturamıyor.
- İdeal siyasal kültürümüzün oluşamaması, ulus devletimizin bir problemi olabilir mi?
- Sorunlu bir çıkışı oldu Türk ulus devletinin. Sürekli -ideolojik olarakbazı sorunları yok saydı. Problemler konuşulamadı. Sorunlar tartışılamadı. Şu an bazı şeyleri konuşmak, çok zor geliyor Türkiye'ye. Çünkü senelerce öbürünün olmadığını/olamayacağını söyledi ulus devlet.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.