Son Güncelleme: Pazar 05.09.2010
Sol cemaat evlenmemize itiraz etmiş
ORAL ÇALIŞLAR
Sekiz senenin tamamını kaçak ve hapiste yaşadım. 12 Eylül'ün başında iki sene yattım.
Sonra serbest bıraktılar. Yeniden tutuklama kararı çıktı, dört sene kaçtım. Koğuş arkadaşım Alaattin Çakıcı'ydı.
Her gün Alaattin'e çantayla 10 milyon lira para geliyor. Bir kısmını cezaevi müdürüne veriyor, gerisini cezaevinde dağıtıyor. Cezaevi müdürü kumarbaz. 'Oral Abi bu adam gene benden para istiyor ne yapayım, gidip gebertsem mi?' derdi...
Nuri Çolakoğlu, İpek (Çalışlar), kız arkadaşlarımızın çoğunluğu çok ağır işkence gördüler.
Türk aydınında bugün bir entelektüel derinlik sorunu var. Korkunç bir düşünce yüzeyselliği var.
Hrant'la ölme ve öldürülme üzerine çok konuştum. Yapamazlar böyle bir şey diye düşünüyordum, Hrant da öyle düşünüyordu.
Bu kadar sembolik bir cinayeti işleyemezler...
Sonradan Ergenekon'u gördük ki adamlar çıldırmış. Hepimizi birden toptan öldürebilirlermiş.
İPEK ÇALIŞLAR
Kafayı çalıştırmadan adımını atmayan biriyim.
Oral önce adımını atar, sonra kafasını çalıştırır.
Bana biyografi yazma fikrini işkenceci polis vermiştir.
72 mayısında içeri alındım. 74 temmuzunda afla çıktım. Yakalanma dönemi, polis sorgusu çok ağır şeylerdi. Hapiste yattığımız arkadaşlarla hâlâ görüşüyoruz. Gülay Göktürk, Feraye Tınç, Oya Baydar, Fatma Gül Berktay.
Baktım çok yakışıklı bir gardiyan, lacivertleri giymiş, şöyle baktı. 'Yenge gel,' dedi. Meğer Alaattin Çakıcı'ymış.
- İkiniz dava arkadaşısınız. Siz mi örgütlediniz İpek Çalışlar'ı?
- O.Ç: İkimiz de Mülkiyeliyiz. 68 Mülkiye. 12 Mart 1971 döneminde, aynı davadan yargılandık. Okuldan birbirimizi tanıyorduk ama samimiyet yoktu. Onlar sempatizandı, ben baş kesenlerinden biriydim.
- İ.Ç: Beni örgütleyen Nuri Çolakoğlu'ydu! Hapishane arkadaşımızdır aynı zamanda. Aydınlıkçılar davasından birlikte yargılandık.
- Aşk ne zaman oldu?
- O.Ç: Cezaevinden çıktıktan sonra. 12 Mart zamanında üç yıl hapis yattım. İpek iki buçuk yıl kaldı. Aynı gün tahliye olduk. 141'lilerin (düşünce suçu) af kapsamı dışında tutulması yönündeki kararın bozulması sonucu tahliye olduk. Aydınlıkçılar, şafakçılar diye anılan davadan yargılandık. Ben aynı zamanda TİP davasından ve Dev-Genç davasından da yargılandım. Af çıkmasaydı, bir sürü ceza almıştık.
- İ.Ç: 72 mayısında içeri alındım. 74 temmuzunda afla çıktım. Yakalanma dönemi, polis sorgusu çok ağır şeylerdi. Hapiste yattığımız arkadaşlarla hâlâ görüşüyoruz. Gülay Göktürk, Ferai Tınç, Fatmagül Berktay, Oya Baydar...
- Aşk?
- İ.Ç: Oral hastalanmıştı. Zatürre oldu ve bir süre bizim evde kaldı. Oral'a baktık. O arada ondan hoşlanmışım demekki. O hastalık hikâyesinden sonra bir daha hiç ayrılmadık...
- O.Ç: Yıl 1975!
- Hayırlı bir hastalıkmış?
- O.Ç: Cezaevinden çıktım, midem kasılıyor, yemek yiyemiyorum. Çok kötü üşüttüm, geldim İpek'in evine sığındım. O günün dünyasında her şeyi fikir belirliyor. Aynı fikrin ve aynı örgütün parçasıyız. Birbirimizden de hoşlanınca mesele bitti.
- Nasıl tanımlarsınız bu beraberliği?
- O.Ç: Bizim evde esas karar verici İpek'tir. (Gülüyor) Evde adı başöğretmendir, toplumsal ilişkilerimizde de İpek daha etkilidir.
- İ.Ç: Oral'ı hiç karamsar göremezsiniz. En iyi tarafı odur. Benim karamsarlığımı dağıtır.
İPEK İŞİN NEGATİF TARAFINA BAKAR
- İpek Çalışlar olmasa ne eksik olurdu hayatınızda?
- O.Ç: Çok çeşitli konularda karar vermek zorunda kaldım. Örgüt işi, gazete, yazarlık, politika vs. Bütün bu alanlarda, kararları almamda İpek bir numaralı yol göstericimdir. Ona danışmadan, onun onayını almadan hareket etmem ve ben bunu kendi açımdan bir garanti olarak görüyorum.
- İ.Ç: Aslında birbirine benzemeyen iki insanız. Sistemliyimdir. Her şeyin kuralına uyarım. Oral ise planlama yapmaz. Sabah uyanır, 40 tane işi varsa, onların hepsini de yapar akşama kadar. Ben iki gün önceden planlamaya başlarım fakat bir şekilde aksilik olur. Gene de beynimi rahatlatıyor plan yapmak.
- O.Ç: İpek bir şeyle yüz yüze geldiği zaman işin negatif tarafına bakar. Ben işin negatif tarafını hiç düşünmem. Çocukluğumdan beri büyük zorluklar yaşadım, İpek de yaşadı. Bu büyük zorluklar mı acaba hayatta kalmak için beni bu duruma soktu...
- İ.Ç: Kafamı çalıştırmadan adımını atmayan biriyim. Oral önce adımını atar sonra kafasını çalıştırır.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde