Son Güncelleme: Cumartesi 13.11.2010
Kutluğ Ataman'ın kimlik oyunları
İnsanın kendine biçtiği kimlik ile yaşadıkları, Kutluğ Ataman'ın ilk retrospektif sergisi 'İçimdeki Düşman'daki yapıtların ortak teması
HERKES KENDİ FİLMİNİN BAŞROLÜNDE
"İnsanlarda şey var, dünya onların dünyası sanki. Başkaları da kendi filmlerinin başrolünde halbuki," diyen Ceyhan, Ruhuma Asla isimli yerleştirmenin bir başka sahnesinde, fazla sırnaşık bulduğu İsviçreli partnerinin yerini, tanıdık bir travesti divalığıyla açıklıyor: "O bir figüran sadece, benim filmimde oynayan." Neredeyse saplantılı bir Türkan Şoray hayranı olması, hayatın bazı sahnelerinde Cahide Sonku olmasına engel değil. Farklı roller için ruhun kostüm değiştirmesi gerekebiliyor. Bu Bir Fasit Daire'de (2002), çember halinde yere dizilmiş on iki ekranda Berlin'lilerce uğradığı ırkçılığı anlatan Jamaikalı göçmeni dinlerken, kolaycı yargılardan kendisinin uzak olduğuna dair bir ipucu yakalamakta zorlanıyor insan. Stefan (Stefan'ın Odası, 2004) ve Veronica (Veronice Read'in 4 Mevsimi, 2002), hikâyelerine 'toplum müdahalesi'nin yollarını tamamen tıkamışlar; saplantılı hobileri içinde yaşıyorlar. ABD'nin yüksek refah bölgelerinden Orange County'de Laguna Beach Kahkaha Kulübü'ne katılanlar, ayrıcalıklı yaşamlarının sağlamadığı özgürlüğe, plajda John Waters kahramanları gibi davranarak ulaşmaya çalışıyor (Cennet, 2006). Ataman ve babasının hep 'Türk rolü' yaparak yaşamış Ermeni dadısı, ortaya dökmeye fırsat bulamadığı hikâyesini, artık kendisi de unutmuş görünüyor. Peruk Takan Kadınlar (1999), bedenleriyle kurdukları ilişkinin toplumsal bedellerini ödedikleri senaryolar içindeler. Arşa doğru yükselen beş farklı ekranda, zikir eyleminin farklı aşamalarında görülen adam (99 Ad; 2002), bedeninden kurtulduğu yerde bulmaya çalışıyor kendini. Dilenciler (2010), avuç açarken kendilerine belirledikleri pozisyonu (ısrarcı, küskün, duacı...) hayata geçirmek için, sadece göz göze gelmeyi bekliyorlar. fff (2006-9) ise, iki İngiliz ailenin 50'li - 60'lı yıllarda çekilmiş video kayıtlarını bir bilmeceye dönüştürerek, seyredeni onun içinde bir anlatı aramaya itiyor. Türk Lokumu (2007), 'anlaşılan'ları bazen ne denli basit kodların belirlediğine dair bir hatırlatma. Karanlık bir galerideki ekrandan 'üzerimize üzerimize' dans eden dansöz (Kutluğ Ataman), kibirli bir kayıtsızlıkla bakıyor. Neye baktırıp neye şaşırttığını çok iyi biliyor çünkü. Taşıdığı klişelerin bıkkınlığı da var biraz üzerinde. Ama iç ve dış düşmanlara inat, püsküllerini sallamaya devam ediyor. Zaten birileri 'artistlik' yapmadan, gerçeklerden bahsetmek mümkün olmuyor.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde