Son Güncelleme: Cumartesi 12.02.2011
Ahu'yu da sorun, 'yokum' demesin
İstanbul Moda Haftası Danışma Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, hafta kapsamında ağırladığı ünlü isimlerle gündemdeydi. İş yaşamını, başarıyı ve Ahu Tanrıkulu ile ilişkisini anlattı
- 650 bin lirayla başlıyor iş hayatınız...
- Bugünün parasıyla 6 bin 500 lira diyebiliriz. 1986'da Damat'ı bu bütçeyle kurdum. Büyük maddi olanaklarla başlamadım ama iş hayatında olan bir ailem vardı. Böyle bir avantajım oldu.
- Babanız ne iş yapıyordu?
- Babamla değil, dedemle başlamam lazım. Dedem kurucu meclisin ilk başkan yardımcısı. İlk dönem milletvekilliğinden sonra Cumhuriyet'in ilk imar müdürü oluyor. Çeşitli yerlerde kaymakamlık yapıyor; Elazığ'a geliyor, vali yardımcısı olarak. Orada, Doğu illerinin ilk kitap kırtasiye dağıtım firmasını kuruyor. Aile bir süre Elazığ'da kalıyor, sonra büyük bir kısmı İstanbul'a dönüyor. Bir rahmetli babam kalıyor Elazığ'da. Politikayla ilgileniyor, bir de dedemin dağıtım işiyle. 1960 darbesinde Menderes'e çektiği 'Geçmiş olsun' telgrafı yüzünden üç ay tutuklu kalmış. Adalet Partisi İl Başkanlığı, belediye başkanlığı yapmış. Fikir insanı babam; paraya değer veren biri değil.
- Siz daha çok mu değer veriyorsunuz paraya?
- Öyle demeyeyim ama babam insana insan olarak bakardı. Bizler için para bir gereksinim, babam için öyle değildi.
- Peki anneniz?
- Annem ev kadınıydı ama geniş bir vizyonu vardı. Çocuklarının ilerlemesi için çok çalıştı
.
- Gidip geliyor musunuz Elazığ'a?
- Zaman zaman gitmeye çalışıyorum ama orada yakın ailem kalmadı. Fakat Elazığ hayatımın en önemli fırsatıydı. Büyük şehirde yaşamamış olmak başka bir anlayış katıyor. İstanbul'un ve Ankara'nın insana sağladığı sosyal standartlara sahip olmak lüks, ama gerisini küçük kentlerde öğreniyorsunuz.
İSTANBULLU MUYUM, BİLEMİYORUM
- Elazığlı olmanın başarınızda payı var...
- Elazığ'da doğup büyüdüm. 15-16 yıl kaldım orada. 30-35 yıldır İstanbul'dayım. 'Elazığlıyım,' mı demek lazım 'İstanbulluyum,' mu bilemiyorum. Türkiyeliyim. İstanbul'un hakkını da yiyemem ama.
- Öyle çok yokluk içinde değilmişsiniz...
- Öyle çok darlık, yokluk yoktu ama büyük zenginlikler de yoktu. Herkesin varlıklı olarak gördüğü ama yokluğu da yaşamış bir aileyiz.
- Aileniz sizinle gurur duyuyor mu?
- Bizde bir yerlere gelmek övünülecek bir şey değil. Mütevazılığı kaybetmemek önemli.
- Annenizle sık görüşüyor musunuz?
- Haftada bir, en çok iki haftada bir görüşürüz. İhmal etmem annemi. Onların duası başımdan eksik olsun istemem.
- E işe başlama hikayesi?
- Dayımların mağazalarında satılmayan ürünleri satar, harçlığımı çıkarırdım. Bisiklet istiyorsam, parayı kendim kazanırdım. İşletme İktisat Enstitüsü'nün master programına devam ederken işe başladım. İkisini birlikte yürütemedim. İşi seçtim.
EN SON HABERLER
- 1 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 2 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 3 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var
- 4 Bu okullarda anne-baba adayları eğitiliyor
- 5 Boğaz’da kürek keyfi kabus olmasın
- 6 Aykırı bir ikon
- 7 Evde akıllı cihazlara yer açın güvenliği de ihmal etmeyin
- 8 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 9 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 10 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut