Pazar 27.03.2011
Son Güncelleme: Cumartesi 26.03.2011

Şaraplarımız altına oynuyor

Şarap Dostları Derneği'nin düzenlediği Türkiye'nin En İyi Genç Şarapları tadımına, 22 yerli üreticinin 124 şarabı katıldı. 2009-2010 şarapları arasından en iyiler belirlendi. Çok sayıda üreticinin boy gösterdiği tadım, şarap üretimimizin ne kadar geliştiğini de kanıtladı

Geçmişle övünmekten hoşlanmam. Çünkü bunun ardında eskiden sahip olunan üstünlüklerin geride kalışının ipuçları gizlidir. Ama yine de şunu belirteyim ki, şarap kültürünün başlangıcı, Anadolu'da Hititlerin yaşadıkları dönemlere kadar gidiyor. Yani bizler, şarabın vatanında yaşayanlar, onu ilk yapanların torunlarıyız. Bağcılık yanında şarapçılığı ilerleten Hititler, Mısırlılara bu bilgilerini öğretmişler, daha sonra şarapçılık ve bağcılık Ege kıyılarından Yunanistan, İtalya, Fransa ve nihayet tüm Akdeniz ülkelerine yayılmış. Ancak Anadolu üzümlerinden yapılan şaraplar, her zaman tercih edilmiş. Osmanlı Devleti'nin son dönemlerine kadar dinsel açıdan yasak bir içki olan şarabın üretimine en küçük bir kısıtlama getirilmediği gibi, desteklenmiş. Sonra? Sonrası malum. Özellikle Rumların Anadolu'dan ayrılmaları, dinsel propagandanın etkisi, bağlık alanların imara açılması ve devletin şarapçılığı üvey evlat olarak görmesiyle şaraplık üzüm bağları hızla azalmış. Bir yandan da önce Avrupa, ardından da Kuzey ve Güney Amerika, Güney Afrika ve nihayet Avustralya'da tesisler yenilenir, şaraplık üzüm çeşitleri ıslah edilirken, biz yakın zamana kadar yerimizde saymışız. Üstelik şarap, diğer içki çeşitleri arasında en itibarsızı sayılmış, sırf sarhoş olmak için ucuz şarap içenlere 'şarapçı' lakabı yakıştırılmış. Ülkemizdeki şarap sektörü derin bir uyku dönemi içindeyken, Turgut Özal'ın 1985 sonrasında Türkiye'de ithalatı serbest bırakması ve yurtdışına çıkış kısıtlamalarının kaldırılması gibi faktörler değişikliği de beraberinde getirdi. 1985 sonrasında Türk insanı, o güne kadar hayal dahi edemeyeceği ürün çeşitliliğiyle karşılaştı. Bu ürün zenginliği, tüketimi kamçıladı. Batı ülkelerine sıkça giden, yemek kültürüne aşina ama içki kültüründen nasibini almamış bir avuç ağzının tadını bilen kişi, gurme yazarların duayeni rahmetli Tuğrul Şavkay'ın çabalarıyla ilk kez 1991'de bir araya geldi. Amaç, Batılı sofraların tamamlayıcısı şarabı ve şarap kültürünü öğrenmekti.
5 NİSAN KARARLARI, ŞARAP DOSTLARINI KAMÇILADI
Şarabı öğrenmek, öyle kısa sürede üstesinden gelinebilecek bir şey değildi, sonu gelmeyen disiplinli bir çaba gerektiriyordu. Şarap Dostları Çevresi olarak bir araya gelen dostlar, bir şarap uzmanının başkanlığında her ay belli bir konuda yaptıkları tadımları, yaz ayları dışında 1991'den bu yana sürdürdüler. 5 Nisan kararları sonucu Türk ekonomisi krize girince, Tekel, o yıla kadar her yıl düzenlediği Uluslararası Ürgüp Şarap Yarışması'nı 1994'te yapmayacağını açıklamıştı. Şavkay ve 14 arkadaşı çılgınca bir işe kalkıştılar. Bu yarışmayı kendileri düzenleyeceklerdi. Önce dernekleştiler. Ardından Uluslararası Bağcılık Ve Şarapçılık Örgütü (OIV) ilk kez bir sivil toplum kuruluşunun böylesine önemli bir şarap yarışması düzenlemesini kabul etti. Örgütün Başkanı Robert Tinlot, bizzat 16-21 Aralık 2004'te jüri başkanı olarak Türkiye'ye gelmeyi kabul etti. Bütçesinde bir yıllık şarap tadımlarını karşılayacak para bile olmayan bu çiçeği burnunda dernek, böylesine kapsamlı bir yarışmayı nasıl düzenledi? The Marmara Oteli'nin muhteşem balo salonunda en küçük aksaklık olmadan yarışma nasıl başarıyla sonuçlandı? Bunu, o günleri yaşayan şarap dostları hâlâ şaşkınlıkla birbirlerine sorarlar. Şarap Dostları bir araya geleli aradan 20 yıl geçti. Bu sürede Türk şarapçılığı inanılmaz bir gelişme gösterdi. Bağcılık ve şarap üretiminde dünyanın en gelişmiş üreticileriyle yarışır hale geldik. Şaraplarımız artık yalnız bizi gururlandırmakla kalmıyor, yurtdışındaki yarışmalarda alınan sonuçlar, dünyanın önde gelen şarap otoritelerinin değerlendirmeleri de göğsümüzü kabartıyor. Geçtiğimiz cumartesi günü Şarap Dostları Derneği, Robert Tinlot'yu tekrar ağırladı. Bu kez Tinlot, Four Seasons Hotel Bosphorus'un balo salonunda ikinci kez düzenlenen Türkiye'nin En İyi Genç Şarapları tadımında OIV Onursal Başkanı sıfatıyla jüriye başkanlık yapmak üzere gelmişti. Tadıma 22 üretici firmanın 124 şarabı katıldı. 2009 ve 2010 yıllarının genç şarapları kör tadım denen, etiketi belli olmadan servis edildi. Sonuçlar elektronik bir oylama aleti ile anında belirlendi. 90 ve üzeri puan alan şaraplar Büyük Altın, 85-90 puan alanlar Altın, 80-85 puan arası Gümüş, 75-80 puan arası Bronz madalya ile ödüllendirildi. Bugüne dek belki de ilk kez bu kadar yüksek sayıda yerli şarap üreticisinin katıldığı bu yarışmada değerlendirmeyi çoğunluğu bu işin amatörü olan tadımcılar yaptı. Dolayısıyla sonuçlar, bana göre, en iyi şaraplarımızı belirlemekten çok, dünya klasmanında rahatça boy gösterebilecek ne kadar çok sayıda şarabımız olduğunu ortaya koyması açısından önemliydi. Bir sektör 20 yıl içinde ancak bu kadar hızlı gelişip çağı yakalayabilirdi! Benim de aralarında olduğum derneğin kurucu üyeleri ise bir tarihe tanıklık etme olanağını bulduk. Keşke Tuğrul Şavkay da orada olabilseydi..

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.