Son Güncelleme: Cumartesi 23.04.2011
Maket hobisini müzeye taşıyacak
İşadamı Nejat Çuhadaroğlu'nun ofisi kendi yaptığı, savaş, western gibi çeşitli konseptlerdeki maketle dolu. Çuhadaroğlu şimdi de, bu maketleri sergileyeceği uluslararası bir müze hazırlığında
- Maketlere olan ilginiz nasıl başladı?
- Çocukluğumdan beri resim yapıyordum. Üniversitenin sonuna doğru makete geçiş yaptım. Evde maketlerim vardı. Onları bir anlam, bir ifade, bir konu içerisinde sergileme isteği doğdu. 1980'lerin sonuydu ve git gide bende bu istek artmaya başladı. Yaptığım maketler de bir nevi tablo benim için ama iki değil de üç boyutlusu. Üç boyutlu çalışmaların çok daha fazla derinliği var.
- Maketlerinizin hepsi farklı konularda kurgulanmış...
- Evet. Dünyada maketçilerin tamamına yakını belli konularda maketler yapar. Yani sadece II. Dünya Savaşı ya da sadece bilim kurgu gibi... Benim böyle ciddi bir farklılığım var. Maketle ilgili her konuda maket yapıyorum. Bu yaptığım konulu maketlerin gerçek objelerini de toplayıp, bire bir mankenlerin üzerine giydiriyorum.
- Bunları araştırmak ve bulmak da bayağı detaylı bir iş olmalı.
- Evet, zaten bunu yaparken çok ciddi bir kitap ve film arşivinizin olması gerek. Eski kitap, film, hatta o dönemlere ait fotoğrafları ve albümleri de topluyorsunuz. Esasında bunları yapan insanlar bile aynı değil. Mesela bir adam sadece kitap alıyor, diğeri sadece film ya da fotoğraf topluyor. Yani ben farklı farklı insanların yaptığını tek başıma yapıyorum. Kategori olarak ayırırsak, 40 kişinin yaptığını yapıyorum. Ayrıca, koleksiyonerlerin hiçbiri maketçi değildir. Onların da kendi aralarında çok farklı kategorileri var. Biri sadece II. Dünya Savaşı Alman askerleri kostümleri topluyor ama onun dışında başka bir şey yapmıyor. Ama ben, Alman, İngiliz, Amerikan, Çin, Japon, Fransız, Osmanlı derken ciddi bir perspektife yayılıyorum. Bu da ileride açacağım müzenin ciddi boyutta farklılığını belirleyecek ve dünyada ilk ve tek olma özelliğini taşıyacak.
- Yurtdışındaki müzelerde de böylesine rastlanmıyor.
- İnsanlar o müzeleri gezerken gerçek objeleri görüyor ama aksesuarsız ve yalın halde görüyorlar. O objelerin gerçek hayatta ya da tarihte nasıl ve nerede yer aldığı hakkında bilgileri yok. Tarihi olayların çizimleri ve fotoğrafların yardımıyla sergilenen maketlerle gerçek objelerin de duygusunu, anlatımını sunmuş oluyorsunuz.
- Peki nereden buluyorsunuz bütün bu gerçek giysi ve aksesuarları?
- Yurtiçindeki müzayedelere katılıyorum. İstanbul, İzmir ve Ankara'daki antikacılarla bağlantılarım var ve hepsiyle sürekli haberleşiyoruz. Ayrıca, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi ülkelerden Türk ve Osmanlı Tarihi ile ilgili parçalar bulup getiriyorum. Bu müze çalışması bittikten sonra bir kitap çalışması da düşünüyorum.
- Koleksiyonunuzda Atatürk modeli var mı?
- Evet, iki tane. Hatta üçüncüsü de yolda. O da Türkiye'de tek bende var. Tüm bu maketleri yaparken aynı zamanda tarihi de öğreniyorsunuz. Araştırarak, düşünerek... Asıl önemli olan sebepler, nedenler, nasıllar. Bu şekilde tarih öğretilmeli. Türk eğitiminde bu da halen büyük eksiklik olarak devam ediyor. O yüzden eğitimsiz, kültürsüz bir gençlik yetiştiriyoruz! Benim ana fikrim bu.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde