Pazar 05.06.2011
Son Güncelleme: Pazar 05.06.2011

Sinemanın yeni yüzü

Cannes'dan ödüllü Bir Zamanlar Anadolu'da filminde başrol oynayan Muhammet Uzuner'i, çekimleri yeni biten Küf filminde ve önümüzdeki günlerde atv'de yayınlanacak bir dizide de izleyeceğiz

Cannes'dan Jüri Büyük Ödülü ile dönen Bir Zamanlar Anadolu'da filminde Yılmaz Erdoğan, Taner Birsel, Ahmet Mümtaz Taylan gibi oyuncularla birlikte oynayan, bir Nuri Bilge Ceylan keşfi de var: Oyuncu Muhammet Uzuner. Filmde doktor rolünü üstlenen Uzuner, şimdiden söylenebilir ki, gelecek sezon adından sıkça söz ettirecek bir oyuncu. Uzuner, Bir Zamanlar Anadolu'da'nın yanı sıra şu aralar sinema dünyasında merakla beklenen ve çekimleri yeni biten Ali Aydın'ın Küf filminde de oynuyor. Küf'ün, Çoğunluk, Sonbahar gibi önemli bir çıkış yapacağı konuşuluyor. İki filmin Türkiye'de gösterilmesiyle birlikte Uzuner, tanınan bir aktör haline gelecek. Uzuner'i bu ay atv'de başlayacak Kalbim Seni Seçti dizisinde de izleyeceğiz. Gazi Üniversitesi'nde iktisat okurken, Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü'ne geçen, sonra da taşrada tiyatro yapma fikrinden etkilenip 12 yıl boyunca Antalya'da tiyatroyla uğraşan Uzuner, sakin bir yaşam sürmeyi seven bir oyuncu. Ama önümüzdeki günlerde hareketli bir yaşam sürmesi muhtemel. Uzuner, fırtına öncesinde hikayesini Pazar SABAH'a anlattı.

- Bir Zamanlar Anadolu'da sizin çıkış filminiz. Filmi başa sararsak, nerede başlıyor hikayeniz?
- 1992 yılında Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ndeki tiyatro bölümünden mezun oldum. Ödenekli tiyatrolarda çalışmak istemiyordum. Antalya'da iş imkanı olduğunu öğrendim ve Ankara'dan ayrılıp oraya yerleştim. Belediye bünyesinde bir tiyatro kursu açtım. Her yaştan yaklaşık bin kişi başvurdu. Öyle bir açlık varmış meğer. O kurs, giderek ödenekli bir tiyatroya dönüştü. Burada oyunlar oynadım, yönettim, dersler verdim. Sonra belediyedeki iktidar değişince biraz önümüz kapandı. Ben de istifa ettim. Bu macera 12 yıl sürdü.
- Fakat öncesinde Gazi Üniversitesi'nde iktisat okuma döneminiz var, yanlış bilmiyorsam...
- Okudum diyemem, orada bulundum diyebilirim. İktisadı sevmedim. Ama okuldayken, birçok kulübe üye oldum. Halk oyunları üzerine epey çalıştım. Oradan Mustafa Erdoğan ile tanışıklığım vardır. Sonra okuldan ayrıldım. Ailem de bana destek oldu ve tiyatronun kapılarını araladım.

- Antalya sonrası İstanbul'a geldiniz.
- Evet. Antalya'da eleştiri alamıyorduk. Bir şeyler yapıyorsunuz, bunu değerlendiren yok. Zaman içerisinde böyle bir açlık oluştu. Mesleğin kalbi İstanbul'da attığı için buraya geldim.
- Umduğunuzu bulabildiniz mi?
- İstanbul'un dünyada yaşanabilecek ender şehirlerden biri olduğunu düşünürdüm hep. Oyunculuk anlamında da tiyatro yaptım, dizilerde rol aldım. Birkaç filmde oynadım. Benim Antalya'da kamera tecrübem yoktu. Diziler, filmler sayesinde de kamerayla haşır neşir oldum.

- Nuri Bilge Ceylan ile yollarınız nasıl kesişti?
- 'Nuri Bilge Ceylan film çekecek, roller de aslında belli ama sen yine de bir görüş,' diye bir telefon geldi. Ben de Nuri Bilge Ceylan ile tanışmak, görüşmek için gittim. Odada Ercan Abi (Kesal) ile Nuri Bilge Ceylan vardı. Ercan Abi, Nuri Bilge'ye bakıp 'Doktor, değil mi?' dedi. Ben de senaryoyu bilmediğim için 'Doktor kim?' dedim, gülüştük. Sonra bir deneme çekimi yapıldı. Ertesi gün de çağrıldım.

CANNES AŞIRI DOZ ETKİSİ YAPTI
- Bir tarafta Taner Birsel, diğer tarafta Yılmaz Erdoğan... Bir tedirginlik yaşadınız mı?
- Üzerimde bir tedirginlik vardı. Böylesi bir ekibin içerisinde ağır bir rolü nasıl taşıyacağım endişesi yaşadım. Ama bu endişelerim boşa çıktı. Bunda Ceylan'ın etkisi var. Nuri Bilge Ceylan, bu kadar farklı yollardan gelen insanları kavşağında buluşturdu. Yılmaz (Erdoğan) ile çok eskiden tanışıyorduk. Mustafa Erdoğan okul yıllarımdan arkadaşımdı, o vesileyle tanışmıştık. Ama beni hatırlayacağını ummuyordum. Hatırladı. Taner Birsel de muhteşem bir insanmış. Onunla karşılıklı oynarken mutlu oluyordum.

- Sinemada ilk başrolünüzdü, o da Nuri Bilge Ceylan filmi... Sonra Cannes'a gitmek...
- Aslında ben kendimi sinemadan uzak tutardım. Kendi kendime 'Sinemaya gönlüm kaymayacak, aslolan tiyatrodur,' derdim. Şimdilerde bu anlamda biraz şaşkın olduğumu söyleyebilirim. Ama artık daha soğukkanlı bakıyorum. Cannes konusunda da sette şaak yapıyorduk. Ama Cannes'a gitmek başka bir şey. Ben, kendi halinde yaşayan, hanesinde mutlu olan, sakin bir hayat sürmeyi seven bir insanım. Cannes aşırı doz etkisi yaptı. Çok mutlu oldum. Benim için aslolan işimi iyi yapabiliyor olmak. Oyunculukla ve hayatla ilişkimi sağlıklı tutabilmek. Yoksa gün gelir unutulabilirsiniz.

- Nasıl geçti Cannes?
- Dünyanın en önemli festivali. Ama esas olarak, film market adı altında çok önemli bir ekonomik faaliyet var orada. Bu ekonomik faaliyeti büyütmek ve önemli kılmak için de vitrinini çok iyi tutuyorlar. İçerik olarak da dünyanın en önemli yönetmenlerinin son filmlerini gösteriyorlar. Bunun yanında yeni farklı bir bakış açısıyla film çeken genç yönetmenlerin filmlerini de izleyebiliyorsunuz. Eğer filmleri seçenlerin dikkatini çekip Cannes'a katılabiliyorsanız, o yönetmen ve ülke için önemli kapılar açılabiliyor. Bir de hani dünyayı bir bütün olarak algılarsanız, Türkiye biraz dünyanın taşrasında kalıyor. Ama siz orada Jude Law'ın Nuri Bilge Ceylan hayranı olduğunu, Uma Thurman'ın Hollywood dışında üretilen filmlere ilgi duyduğunu, Robert De Niro'nun da uzun planları sevdiğini öğrenince ufkunuz genişliyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.