Giriş Tarihi: 5.6.2011

Yaşayan efsane Borg anlatıyor

İsveçli efsane tenisçi Borg, Fransızların eski sol beki Lizarazu'yla konuşmuşken bunu ıskalamak doğru olmazdı. Altı kez Roland Garros'u kazanan Borg'u bugüne kadar bir tek Nadal yakalayabilir

Fransa Açık Tenis Turnuvası, daha şık adıyla Roland Garros (garo değil garos!) erkekler finaliyle bugün sona eriyor. Daha önce beş kez bu turnuvayı kazanan Rafael Nadal, yarı finalde Andy Murray'yi yendi ve İsveçli efsane Björn Borg'un 'altılı'sını egale etme fırsatını yakaladı. Bjorg Nadal'a geçilsin veya geçilmesin şöhreti nesilden nesile geçecek bir adam. Fransızların ünlü spor gazetesi L'Equipe'te, dünya ve Avrupa şampiyonu eski futbolcu, şimdinin spor gazetecisi Bixente Lizarazu (BL), çocukluk kahramanı Borg'la (BB) konuşmuş. "Bir gün bizim diyarlarda da bu tip işler görmek nasip olsun," deyip sözü ikiliye bırakıyorum.
- B.L: Küçükken tenis oynardım ve kahramanım sizdiniz. Kafa bandınızın aynısı bende de vardı. Raketi de aynı sizin gibi tutardım. Sonra futbolcu oldum...
- B.B: Başarlı olmuşsun (gülüyor) ama... Küçükken ben de futbol oynadım. Diğer iki favori sporum tenis ve buz hokeyiydi.
- B.L: Küçükken kortta çok sinirliymişsiniz...
- B.B: Kazanmak için deliye dönen bir çocuktum. Tenis oynadığım kulübün yöneticisi bir gün ailemi aramış, 'Oğlunuzu cezalandırmamız lazım,' demiş. 10-11 yaşımdayken altı ay ceza aldım ve tenis oynayamadım. Korta geri döndüğümde bir daha ağzımı açmadım. İyi bir cezaydı!
- B.L: O zaman lakabınız 'Iceborg', çok da doğal bir tanımlama değil?
- B.B: Kesinlikle (gülüyor). Daha iyi performans sergileyecek ve en iyi tenisi oynayacak 'ben'i yaratmak hedefimdi.
GEÇMİŞE TAKILMAMAK GEREK
- B.L: Zamanın en profesyonel sporcularından biriydiniz. Günde ne kadar çalışıyordunuz?
- B.B: Günde beş saat ve bu yaklaşık 10 yıl sürdü. O dönemde hazırlık konusunda ciddi düşünen ilk bendim. Vücuduma iyi bakmanın bana kazandıracaklarını biliyordum ve bu hoşuma gidiyordu. Kazanmak için bu şarttı. Bir gün 'Bu artık sıkıcı oldu, bundan nefret ediyorum,' diyene kadar...
- B.L: Sizi bırakmaya bu durum mu itti?
- B.B: Grand Slam kazanmak için en iyisini yapmalısınız ama zevk de almalısınız.
- B.L: 1991'de neden geri döndünüz?
- B.B: İçimde yeniden tenis oynama isteği doğdu. Tahta raketimle idmanlara çıkıp hiçbir şey olmamış gibi Monte Carlo'da turnuvaya çıktım. Sadece eğlenmek istedim.
- B.L: Her şeyi kazanmış bir adamın yarışmacı yapısından kurtulup böyle bir şey yapması nasıl mümkün olabilir?
- B.B: Tenis topuna vurmaktan mutluydum, sadece o kadar. Kim olduğumu kimseye ispat etmek durumunda değilim.
- B.L: Ben hâlâ maç yaparken rakibin beni geçmesine sinir oluyorum. Belki sizden bir şeyler öğrenebilirim...
- B.B: Hâlâ böyle olman kötü bir şey değil.
Fakat bu değişimi yavaş yavaş kabul etmeli.
- B.L: Zidane'a bir gün 'Oynarken mi yoksa sportif direktör olarak mı daha mutlusun?' diye sormuştum. O da 'Oynarkenki kadar mutlu olamam,' demişti. Sizin için de geçerli mi bu?
- B.B: Oynarken çok mutluydum. Şimdi ailemle başka bir hayatım var. Geçmişe takılmamak lazım.
BENER ONAR

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.