Yaşayan efsane Borg anlatıyor
İsveçli efsane tenisçi Borg, Fransızların eski sol beki Lizarazu'yla konuşmuşken bunu ıskalamak doğru olmazdı. Altı kez Roland Garros'u kazanan Borg'u bugüne kadar bir tek Nadal yakalayabilir
- B.L: Küçükken tenis oynardım ve kahramanım sizdiniz. Kafa bandınızın aynısı bende de vardı. Raketi de aynı sizin gibi tutardım. Sonra futbolcu oldum...
- B.B: Başarlı olmuşsun (gülüyor) ama... Küçükken ben de futbol oynadım. Diğer iki favori sporum tenis ve buz hokeyiydi.
- B.L: Küçükken kortta çok sinirliymişsiniz...
- B.B: Kazanmak için deliye dönen bir çocuktum. Tenis oynadığım kulübün yöneticisi bir gün ailemi aramış, 'Oğlunuzu cezalandırmamız lazım,' demiş. 10-11 yaşımdayken altı ay ceza aldım ve tenis oynayamadım. Korta geri döndüğümde bir daha ağzımı açmadım. İyi bir cezaydı!
- B.L: O zaman lakabınız 'Iceborg', çok da doğal bir tanımlama değil?
- B.B: Kesinlikle (gülüyor). Daha iyi performans sergileyecek ve en iyi tenisi oynayacak 'ben'i yaratmak hedefimdi.
GEÇMİŞE TAKILMAMAK GEREK
- B.L: Zamanın en profesyonel sporcularından biriydiniz. Günde ne kadar çalışıyordunuz?
- B.B: Günde beş saat ve bu yaklaşık 10 yıl sürdü. O dönemde hazırlık konusunda ciddi düşünen ilk bendim. Vücuduma iyi bakmanın bana kazandıracaklarını biliyordum ve bu hoşuma gidiyordu. Kazanmak için bu şarttı. Bir gün 'Bu artık sıkıcı oldu, bundan nefret ediyorum,' diyene kadar...
- B.L: Sizi bırakmaya bu durum mu itti?
- B.B: Grand Slam kazanmak için en iyisini yapmalısınız ama zevk de almalısınız.
- B.L: 1991'de neden geri döndünüz?
- B.B: İçimde yeniden tenis oynama isteği doğdu. Tahta raketimle idmanlara çıkıp hiçbir şey olmamış gibi Monte Carlo'da turnuvaya çıktım. Sadece eğlenmek istedim.
- B.L: Her şeyi kazanmış bir adamın yarışmacı yapısından kurtulup böyle bir şey yapması nasıl mümkün olabilir?
- B.B: Tenis topuna vurmaktan mutluydum, sadece o kadar. Kim olduğumu kimseye ispat etmek durumunda değilim.
- B.L: Ben hâlâ maç yaparken rakibin beni geçmesine sinir oluyorum. Belki sizden bir şeyler öğrenebilirim...
- B.B: Hâlâ böyle olman kötü bir şey değil.
Fakat bu değişimi yavaş yavaş kabul etmeli.
- B.L: Zidane'a bir gün 'Oynarken mi yoksa sportif direktör olarak mı daha mutlusun?' diye sormuştum. O da 'Oynarkenki kadar mutlu olamam,' demişti. Sizin için de geçerli mi bu?
- B.B: Oynarken çok mutluydum. Şimdi ailemle başka bir hayatım var. Geçmişe takılmamak lazım.
BENER ONAR
EN SON HABERLER
- 1 Duyarsız kalmam düşünülemez
- 2 Rallici annenin co-pilot kızı
- 3 ATM Dubai’de gurur verici bir gösteri
- 4 Fedakarlığın adı anne
- 5 Futbola devam etseydim kesin GS’de oynardım
- 6 Daha az tüketmeye mecburuz
- 7 Gerçekleri sanki efsanelermiş gibi yazdım
- 8 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 9 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 10 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var