Pazar 17.07.2011

Atina'dan Bodrum'a

Atina'da Akropolis ve Agora gezisi, ardından polisin giremediği Exarcheia bölgesi. Moda tutkunu iPad kullanıcıları için dergi önerisi, Bodrum'da sanattan ayrı kalmak istemeyenlere sergiler

Atina-lizbon uçuşu. Dakika 68. Yumurtalar pastorize kutudan çıkıp, çırpılmış olarak geldi, domuz salamlı kreplerin üzerinde. "Teşekkürler," demek istiyorsan, r'leri hafifçe yuvarlayarak "Obregado," demen lazım. Kadınsan da: "Obregada." Abartma ama. Tap Havayolları'nın bilmem kaç sayılı uçuşundayım. Koltuk cebinde mahsun duran dergisiyle, tahta adamlardan animasyon yöntemiyle çektikleri; kemeri bağlayın, gaz maskesini çekin filmine bayıldım. "Nasılsın?" diye soruyor yanımdaki. Çok güzelim. Fiziken değil, içsel duygum bu. Makyaj yapmadım, tırnaklarımdaki ojeler çıkmış, sinekler tarafından otuzdan fazla yerden taarruza uğradım, ayağımın acıyan alt bölümünde nasır var sanırım. Ama çok güzelim. Beş gündür elime almadığım bilgisayarımı açıyorum. Düğme aynı yerde, harfler beni bekliyor. O da seyyah. Sahibi gibi. İyi haber: Yazmayı unutmamışım. Başlıyorum. Sonundan.
Exarcheia'ya polis giremez
ATİNA küçük, yerler kirli, Akropolis'e giriş adam başı 15 avro, müzesinde, hele de bir prehistoryenle gezersen bir çırpıda öğrenemeyeceğin kadar çok bilgi var. Sokrates ve öğrencileri usulü yapmalısın: Zaman harcamalı, notlar almalı, düşünceye dalmalı. Biz yedi saatlik Sakız Adası-Pire turundan geldiğimiz için yorgunuz. İleri sarma tuşunda geçiyor her şey. İleride Agora, girişte klasik dönem, büstler, heykeller. Dört saat sonra sıcakta erimiş ama meraklı olarak Exarcheia meydanındaki geçici odamıza giriyoruz. Üçbeş saat uyku. Hikayenin aslı şehir merkezinde gezintimiz, uzo bardaklarımız, patlıcan ezmemiz bitip de mahallemize dönünce başlıyor. Sabah Atina'nın binlerce yıl önceki tarihini, müzedeki heykellerin bir önceki ikamet yerlerine kadar ezbere bilen Hüseyin, bu sefer anarşistlerden sanatçılara pek fazla insanın takılma mekanı Exarcheia'yı anlatıyor. Şaşkınlık, heyecan, milyonlarca dolar borç içindeki Yunanistan'ın günlük hayatına ilgi. Exarcheia bilgi 1: 6 Aralık 2008- 16 yaşında anarşist bir çocuğun polis tarafından öldürülmesinden bu yana, bölgeye eli silahlı herhangi bir kişinin girişi yasak. Hele ki üzerinde üniforma varsa. Exarcheia bilgi 2: Gündüzleri ev hanımları ve çocuklarının oyun parkı, gece anarşistlerden komünistlere, sanatçılardan öğrencilere pek çok insanın içki içme, blues dinleme, kitap okuma, tartışma alanı. Kendisi Atina taksicileri tarafından To Parko olarak da biliniyor. Ama taksi çok pahalı. Exarcheia bilgi 3: Eskiden uyuşturucu satıcılarının köşelere sindiği Exarcheia Meydanı, aktivist Yunan halkının aylar boyu her gece mahallelerini temizlemek için nöbet tutması sayesinde nezih alan olmuş. Exarcheia bilgi 4: Dünyanın hiçbir yerinde görmediğim kadar aklımı havalara uçuran graffitileri görünce, duvarlara çaktırmadan kamera tutmak mecburi oldu. Verdiğim rahatsızlık için Exarcheia halkından özür diledim. Kendimce. Parklarında bira içerek.
Bodrum'da takıldık ama tıkılmadık
Bilmem hatırlar mısın? Robert Montgomery enstalasyonu geldi diye Bodrum Casa Dell'Arte'ye gitmiştim, işlerine bayıldığım adamın sanatına, sükunetine, çalışırken Keith Richards biyografisini Johnny Depp'in sesinden dinlemesine de hayran olmuştum. Sonra da demiştim ki: Bu aslında bütün bir yaz boyunca devam edecek, iki dönemlik Uluslararası Art Residency Programı'nın başı. 'Stuck in the Middle With You', Aslı Seven küratörlüğünde 14 Temmuz'da Bodrum Casa Dell'Arte'de açıldı. Çoğu Doğu Akdeniz ülkelerinden gelen sanatçıların eserlerindeki ortak nokta şu: Hepsi, gündelik hayatı kuşatan, toplumsal kimliklerin yeniden üretiminde belli işlevleri yerine getiren kolektif imgeleri ve bu imgelerin ilişkilerini çözümlüyor.
Yaşasın moda! Yaşasın Uggo
iPad'i kredi kartıma aldım da bir türlü günlük rutinime alamadım. Yazı yazamadım, video yükleyemedim. Müzik dinledim ama fotoğraf çekemedim. Yapan yapıyor ama ben hâlâ Mac Book geleneklerine bağlı bir kızım. 'Peki ne yapıyorsun bu makinede sen, boşuna mı paranı tükettin?' diye sonralara da şunu dedim. 1. Canım sıkıldı mı Paper Toast oynuyorum. 2. Uçakta dizi izliyorum. 3. Ama en önemlisi müzik için Basatap, haber lazımsa Zete, moda delisi olunca da Uggo okuyorum. Hepsi, eskiden de çalışanı olduğum, sistemsensin'in işi. İlk sayısı haziranda çıkan Uggo'nun (mutlaka bakın) temmuz sayısında: 55 yaşına basan bikini, efsane stillerin adresi St. Tropez, Aslı Filinta'nın kelime bulutu, Avustralyalı model Catherine McNeil'in dönüşü, Spiros Halaris'in moda illüstrasyonları, American Apparel ve Don Charney hikayesi konuları ilgimi çekti. Konu demeye de dilim varmıyor; resimli roman, müzikli film, bulmacalı reklam desem yeridir. Linki şöyle: http://itunes.apple.com/tr/app/uggo/id440301776?mt=8

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.