Pazar 07.08.2011
Son Güncelleme: Cumartesi 06.08.2011

Burjuvazinin şövalye ataları: Tapınakçılar

Norveç'te 76 kişiyi öldürdüğünden beri dünya gündeminden düşmeyen terörist Breivik'in masonluğu ve Tapınak Şövalyeleri'ne olan ilgisi malum. Peki, kimdi bu Tapınakçılar? İşte burjuvazinin de atası sayılabilecek zengin şövalyelerin öyküsü

Yalnızca adı 3 bin yıldır yaşadığı için değil, hakkında pek fazla şey bilinmediği için de efsanevi biri olan duvarcı ustası Hiram, MÖ 957 yılında Süleyman Tapınağı'nın ilk tuğlalarını örerken, üç milenyum boyunca sürecek güçlü bir geleneğin temellerini de atmakta olduğunu şüphesiz bilmiyordu. Hatta muhtemelen o tuğlaların hepsi, Hiram Usta için Pink Floyd şarkısındaki gibi, duvardaki birer tuğlaydı sadece. Hiram Usta'nın kendisi de gelecekteki büyük ideallerin bir tuğlası olacaktı. Hiram, Hazreti Süleyman'ın isteğiyle, şimdi üç semavi din için de kutsal olan topraklarda Kudüs'te, Mescid-i Aksa'nın bulunduğu yerde inşa edilen mabedin öneminin farkındaydı. Ama söz gelimi bu tapınağın, Haçlı Seferleri'nin başlatılması için bahane olarak kullanılacağını ve İlluminati, Gül-Haç Tarikatı gibi tarihin en gizemli örgütlerinin atası olan Tapınak Şövalyeleri'nin de burayı muhafaza etmek için tarih sahnesine çıkacağını hayal bile edemezdi. Sonradan Tapınakçılar'dan, kendisinin isminden, hayatından ve kullandığı duvarcı aletlerinden ilhamla kadim semboller ve inanışlar türeterek ortaya çıkacak olan masonluğun dünyayı değiştirecek kadar güçlü bir gizemli yapılanma haline geleceğini de... Sadece inanışlar değil, Batı dillerinde 'duvarcı' manasına gelen mason kelimesinin kökeni, ritüeller, önlük, gönye gibi semboller, hatta dul kadın imgesi de (çünkü Hiram Usta'nın dul bir kadının oğlu olduğuna inanılıyordu) hep Hiram Usta'dan miras. Dünya kamuoyu, 3 bin yıldır sürekli çoğaltılarak yaşatılan bu sembollerin bir kısmını son olarak, 76 kişiyi öldüren Norveçli terörist Anders Behring Breivik'in masonik kıyafetlerinin üzerinde gördü. Breivik, terör eyleminden sonra dört buçuk yıldır üyesi olduğu mason locasından apar topar uzaklaştırıldı. Gelgelelim bu hızlı tasarruf, hayatını Türkler, Osmanlı ve Müslümanlarla savaşa adamış katile ve onun -yazdığı 1516 sayfalık manifestoda göndermelerde bulunduğu- Tapınak Şövalyeleri'yle ilişkisine dair kamuoyu merakını gidermeye yetmedi. İşte bu yüzden bu haftaki yazımız hem iki hafta önce Norveç'i kana buladığı günden beri gündemden düşmeyen teröristi hem de onunla ilişkilendirilen Tapınakçılık ile masonluğu konu alıyor.
İŞİN SIRRI SÜLEYMAN TAPINAĞI'NDA
ÖnceTapınak Şövalyeleri'nden başlayalım. Tapınak Şövalyeleri Tarikatı, 1119-1314 arasında, iki yüzyıl boyunca faaliyet göstermiş bir kardeşlik örgütüydü. Tapınakçıların sayısı, en güçlü oldukları dönemde yaklaşık 20 bin kişiye ulaştı. Tarikatın iki yüzyıl boyunca toplam 23 lideri oldu. İlk lider Hugues de Payens idi. Sonuncu lider ise Papa V. Clement ve Fransa Kralı IV. Philip'in isteğiyle idam edilen Jacques de Molay idi. Tapınak Şövalyeleri'nin görünürdeki görevi, Haçlı Seferleri'nden sonra Kudüs'e giden Hıristiyan hacıları korumaktı. Asıl görevlerinin Süleyman Tapınağı'nı yeniden inşa etmek olduğu söylenir. Da Vinci Şifresi'nin yazarı Dan Brown'ın uçuk senaryosu 'kutsal kase'yi koruma vazifesi ise Tapınakçıların bilinen görevleri arasında yer almıyor. Tapınakçılık, önceleri bir Hıristiyan tarikatıydı. Ancak Tapınakçılar, Kudüs'te kadim Yahudi gelenekleriyle, kültleriyle ve arketipleriyle tanışınca Yahudi mistisizmine, giderek paganlığa kaydılar. Şövalyeler başlangıçta yoksullardı. Hatta kendilerine 'İsa'nın yoksul şövalyeleri' diyerek fukaralıklarıyla övünüyorlardı. Tapınakçılığın sembolü olan at üzerinde iki şövalye resminden oluşan amblem de yoksulluğa vurgu yapmak içindi. Tapınakçıların evlenmeleri yasaktı. Tapınakçılıkta soyluluk ancak savaşarak elde ediliyordu ve evlenme yasağı şövalyeliğin soydan gelen bir unvan olmamasıyla da uyumlu idi. Tapınak Şövalyeleri, askeri olarak şimdinin özel kuvvetlerine karşılık geliyor. Ama ekonomik ve siyasi manada onlardan çok daha etkiliydiler. Papa tarafından desteklenmeye başlayınca önce bankacılık yoluyla zenginleştiler. Banka kredisinin, havalenin ve hatta kredi kartının ilkel formunu icat ettiler. Bankerlerdi ama bonkör değillerdi. Sermaye biriktirdiler, tek hedefleri ekonomik ve siyasi anlamda güçlenmekti. Yani burjuvazinin yüzyıllar sonra sahip olacağı emellere sahiplerdi. Burjuvazinin iktidara gelişinden çok önce çiftlikler ve şarap bağları satın aldılar. Kilise ve şatolar inşa ettiler. Bir süre sonra tüm Kıbrıs'ı satın alacak, hatta Avrupa'daki aristokratları kıskandıracak kadar güçlendiler. Aristokrasinin çıkarlarının bekçisi papa ve krallık da Tapınakçıların bir tehdit olduğunu anlamakta gecikmedi. Bu bağlamda Tapınakçıların, 18. yüzyılda Fransız Devrimi'ni gerçekleştirecek burjuvazi sınıfının atası olduğu söylenebilir. Çünkü sayıca az olmalarına rağmen kısa sürede zenginleşmeyi ve aristokrasiye rakip olmayı becermişlerdi. Bundan olsa gerek aristokrasinin alaşağı edildiği Fransız Devrimi sırasında Fransa Kralı XVI. Louis'in idamından sonra kalabalıktan birinin "Jacques de Molay, intikamın alındı," diye bağırdığı rivayet edilir. Müslümanların 1187 yılında Selahaddin Eyyubi komutasında Kudüs'ü geri almasından sonra Tapınakçıların güçleri azalmaya başladı. Kral ve papa, bunu fırsat bilip Tapınakçıların din değiştirme, putperestlik, sapkınlık, eşcinsellik, mali yolsuzluk ve dolandırıcılık suçlarından yargılanmasını sağladı. Aralarında lider Molay'ın da bulunduğu Tapınakçılar, 19 Mart 1314'te idam edildi. Kurtulabilen Tapınak Şövalyeleri, Portekiz'e ve İskoçya'ya sığındı. Portekiz bayrağındaki tapınakçı sembolün ve daha önemlisi masonluktaki Skoç ritinin kökleri işte bu zorunlu hicrette saklı. Tapınakçılar, İskoçya'da paganist sembollerle bezeli Rosslyn Şapeli gibi kiliseler ve şatolar inşa etti. Derken yavaş yavaş tarih sahnesinden çekildiler, daha doğrusu manevi mabedlerini sonra yeniden inşa etmek üzere iki yüzyıllık uykuya yattılar. Ve 16. yüzyılda Tapınakçıların fikirleriyle döllediği masonlar İskoçya'da ortaya çıktı. Masonlar da tıpkı Tapınakçılar gibi Süleyman Mabedi'nin manevi inşaatında kendilerini yalnızca birer küçük tuğla olarak görüyorlardı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.