Pazar 14.08.2011
Son Güncelleme: Cumartesi 13.08.2011

Dünya Londra'yı onun gözünden izledi

Dünya basınında Londra'nın sıcak gündemini yansıtan karelerin çoğunun altında Türk foto-muhabir Kerim Ökten'in imzası var. EPA muhabiri Ökten, Londra'da yaşananlar için "Uzun süredir birikmiş bir ekonomik ve kültürel ayrışmanın patlaması olarak değerlendirmek herhalde en doğrusu olacaktır," diyor

Geçtiğimiz haftadan bu yana Londra'da yaşanan olayların belki en çarpıcı görüntüleri Türk bir fotoğrafçının, Kerim Ökten'in imzasıyla basında yer aldı. Kerim Ökten, Londra'nın ateşe verilmiş sokaklarından fotoğraflarıyla dünyanın gözü oldu. Avrupa Fotoğraf Ajansı EPA'da çalışan Ökten'in fotoğrafları The New York Times, The Guardian gibi dünyanın en önemli gazetelerinde kullanıldı ve Türkiye basınında da yer aldı. Adidas eşortmanıyla yanan bir arabanın önünde duran genci çektiği fotoğraf olayları anlatan simge görüntülerden biri haline geldi. Halen Londra'da olayları görüntülemeye devam eden Ökten'e Londra gündemini ve fotoğraflarının hikayesini sorduk.
- Öncelikle Londra gündemini merak ediyoruz. Siz şu anda yaşananlar hakkında neler düşünüyorsunuz? Dünyanın pek çok farklı yerinde bulunmuş bir fotoğrafçı olarak gözlemleriniz neler? - Yaşananlara bakınca, uzun süredir birikmiş bir ekonomik ve kültürel ayrışmanın patlaması olarak değerlendirmek herhalde en doğrusu olacaktır. Altı sene önce Fransa'da da benzer bir sebepten çıkan olaylar iki hafta kadar sürmüştü. İngiliz polisinin, olaylar karşısında bu kadar aciz kalmış olmasına gerçekten çok şaşırıyorum. Barışçıl bir protesto olarak başlayan olaylar, öfkenin büyümesinden faydalanan grupların, şiddetin hedefini yağmaya dönüştürmesiyle çığrından çıktı. Ben ilk gecenin ardından İngiliz polisinin daha elle tutulur önlemler almasını bekliyordum.
- Son olaylar sırasında Londra'da fotoğraf çekmekte zorlandınız mı? Yaşadığınız tehlikeler oldu mu? - Bu tür olayları çekerken genelde karşılaştığımız zorluklardan çok da farklı değildi. Buradaki en temel zorluk ya da tehlike, yağmacıların veya göstericilerin sizi de hedef olarak görüp gerek kendilerinin fotoğraflanmasını engellemek gerekse sizi soymak amacıyla saldırması. Ben de o birkaç defa beraber çalıştığım diğer iki fotomuhabiri arkadaşımla beraber benzer tehditlerle karşılaştım. Ama olay büyümeden kurtulduk.
- Londra'ya ne zaman yerleştiniz, orada çalışmaya nasıl başladınız? - Londra'ya ocak ayında geldim ve çalışmaya başladım. Bundan önce EPA ajansının İstanbul bürosunda şef foto-muhabiri olarak calışıyordum.
- Daha önce bu tür çatışma yaşanan bölgelerde çalıştınız mı? - Türkiye'de ve dünyanın başka yerlerinde, çeşitli haberlerle ilgili fotoğraflar çektim. Türkiye'deki pek çok fotoğrafçı gibi ben de dünyanın bu tür olayların yaşandığı farklı yerlerinde bulundum. Ama Türkiye zaten bunlar için yeterli hareketliliğe sahip bir ülke. Benim temel önceliğim: Aldığınız riski, kabul edilebilir seviyede tutmak. Uyguladığım kural bu. Gözlemleyici olmak, fotoğraf çekmek için doğru anı beklemek, bazen ilk gördüğünüz fotoğraftan vazgeçmek daha doğru bir karar olabiliyor. Temel tehlike şu: Yağmalamak, sadece zarar vermek için oraya gelmiş kişiler veya guruplar bazen basın mensuplarını da hedef olarak görüp saldırabiliyorlar.
- Eğitiminiz de fotoğrafçılık üzerine miydi? - Evet. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin fotoğraf bölümünde okurken, bir taraftan da çalışmaya basladım. Yeni Yüzyıl gazetesi, SABAH dergi grubu, NTV dergi grubu icin fotoğraflar çektim. 1999 Marmara Depremi'nden hemen önce, EPA için serbest fotoğrafçı olarak calışmaya başladım. Bir dönem AP (Associated Press) için de serbest fotoğrafçı olarak çalıştım, daha sonra EPA'nın sürekli fotoğrafçısı oldum.
- Bir süre spor fotoğrafçılığı da yaptınız. Fotoğrafçılığın farklı dallarında olmak neleri değiştiriyor? - Sadece spor fotoğrafçılığı yaptım demek doğru olmaz; ajans foto-muhabiri olarak her türlü konuyu çektiğiniz için, haber de fotoğraflıyorsunuz, spor da... Çeşitli büyük spor organizasyonlarında görev yaptım. Bunlar arasında, dört sezon boyunca Formula 1'i sürekli akredite olup takip ettiğim bir dönem de var. Bence değişik konularda fotoğraf çekmek, foto muhabirinin bakış açısını geliştirir. Bir işin özelliklerini öğrendikçe, o işe kendi renginizi katabilmeniz kolaylaşıyor. Bu anlamda ajans fotoğrafçılığının hem avantajlı hem de dezavantajli tarafları var.
- Hangi fotoğrafçıların çalışmalarını beğenirsiniz? - Hem Türkiye'de hem dünyada pek cok yetenekli, başarılı fotografçı var. Elimden geldiğince meslektaşlarımdan haberdar olup takip etmeye çalışıyorum.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.