Son Güncelleme: Cumartesi 20.08.2011
Çok erken gittin be İmparator...
Bursaspor'da futbolcu ve teknik adam olarak görev yapan Nejat Biyediç, Türk futbolunun en saygın isimlerinden biriydi. 'İmparator', 52 yaşında kansere yenik düşerken unutulmaz anıları da geride bıraktı...
MÜTHİŞ SOL AYAĞIN KADERİNİ ÇİZEN ADAM
Yugoslav kütüğündeki kayıtlı ismiyle Nenad Bijedic, 1986-87 sezonunda Bursaspor'a geldi ve orta sahada oynamasına rağmen golleriyle taraftarın sevgilisi oldu (Youtube'a Nenad Bijedic yazarsanız ilk çıkan sonuçta Velez Mostar formasıyla bir golü var, tekniğini anlamak için yeterli). Yugoslav iç savaşındaki sıkıntılar nedeniyle 1994-95 sezonunda Bursaspor'da yardımcı antrenörlüğe başlayan Biyediç, Nevzat Güzelırmak'ın istifasıyla oturduğu koltukta Yeşil-Beyazlıları dört farklı dönem çalıştırdı ama en unutulmazı 1995-96 sezonundaki Intertoto macerasıydı. Grupta Wimbledon, Beitar, Charleroi'ı devirip Kosice'yle berabere kalan Timsah, OFI'yi yenip Karlsruhe'ye penaltılarla mağlup olup UEFA Kupası'na gidememişti (O gece Bursaspor turu geçse Zidane'lı, Lizaruzu'lu, Dugarry'li Bordeaux'ya rakip olacaktı). Intertoto'dan bahsetmişken cenaze töreninde de yerini alan Elvir Baliç'e ayrı bir paragraf ayırmak lazım çünkü o müthiş sol ayağın kaderini çizen adam Biyediç'ti. Hikayeyi Koray Ağabey'den dinleyelim: "Baliç, Bursaspor'un Bosna ile oynadığı yardım maçında kendini göstermişti. Bu karşılaşma o dönemde savaşın tüm acılarını yerinde yaşayan Biyediç'in katkısıyla düzenlenmişti. Bursasporlu yöneticiler Baliç'i görür görmez etkilendi ve Boşnak futbolcuyu aldı. O sırada yabancı kontenjanı dolu olduğundan Baliç sadece idman yaptı. Bu sürede yerel basında eleştiriler başladı. Bursaspor'un, oynatamadığı halde neden bu futbolcuya harcama yaptığı sorgulanıyordu. Ancak başta Biyediç'in kefil olması ve dönemin başkanı Murat Gülez'in de Baliç'in arkasında durması onu Bursaspor'a kazandırdı. O eleştirilen Biyediç, Baliç'in Fenerbahçe'ye 9 milyon avroya yakın bir ücretle transfer olmasına da bir anlamda öncülük etti."
Üniversitede ekonomi okuyan Biyediç eski Yugoslavya Başbakanlarından Cemal Biyediç'in de yeğeniydi. Avrupalı gibi düşünmesine rağmen Balkan kökenli olması nedeniyle Türk futbol dünyasında yöneticilerle, oyuncularla, basınla hep iyi ilişkiler yürütmeyi başardı. Uzun yıllar yardımcılığını yapan İsmail Ertekin'le telefonla konuştuğumda, hâlâ sesi titriyordu ondan bahsederken: "Bizi çok iyi tanırdı. Ben yardımcılığı sonrası bir ara genel menajerliğini yaptım. Belki biraz işine de karışmışımdır. O hep dinlerdi, alınmazdı. Bir gün 'Tam tersi bir durum olsa ben sana Türk gibi çıkışırdım herhalde,' dediğimde 'Senin beni kötü yönlendireceğin aklıma gelmez,' dediğini hâlâ unutamıyorum." Biyediç, Sakaryaspor ve Eskişehirspor'u Süper Lig'e çıkardı. Karabük, Konya, İzmir (Karşıyaka), Adana ve Diyarbakır maceraları da yaşadı. Beş yıl önce yakalandığı kan kanserine baba ocağı Mostar'da yenik düşen Biyediç'in ilk ve tek aşkı hep Bursaspor oldu. Birkaç sene önce Zaman gazetesine verdiği röportajda "Koskoca Bosna Savaşı'nı yaşamış biriyim. Bu hastalık mı beni devirecek? Ayrıca her gün milyonlarca Bursaspor taraftarının duasını alıyorum," demişti. Bursa tribünleri de 'Ne Maradona, Ne Gullit, Ne Stojkoviç, En Büyük Nejat Biyediç, İmparator, İmparator, Sensiz Olmaz Bursaspor' tezahüratıyla hiç unutmadı Biyediç'i... "Her ölüm erken ama..." dedikten sonra hep yaş söylenir. Nejat hoca, 52 yaşındaydı. Daha ne diyelim...
Kan değişikliği isteyen kulüp beni arasın!
Biyediç'i tanıyan herkes onun esprili ve neşeli yanına bayılırdı. 'İmparator', Türkiye'deki en güzel gollerini vatandaşları Simoviç ve Zalad'a attığını söyler. O gün Uğur Vardan'a gülerek "Simoviç en iyi müşterimdi," dediğini iyi hatırlıyorum. Biyediç, Türkiye'ye ilk geldiğinde Bursaspor'un başında bir dönem Fenerbahçe ve Galatasaray'ı da çalıştıran Tomislav Kaleparoviç varmış. 'Toma', Nejat'a takımın en iyi oyuncularından biri olarak Esat'ı tanıtmış. Takım, Uludağ eteklerinde idman yaparken top sektirme çalışma sırasında Esat'ın durmadan topun peşinden koştuğunu gören Biyediç, Türk futboluyla ilgili bir hayli korkuya kapılmış! Biyediç, Türkçeye hakim olmaması ve kendisinin Balkan aksanıyla her zaman dalga geçen biriydi. İki yıl çalıştığı Karabük'e hep 'Karabuk' dedi. Bu konuyla ilgili "25 yıldır Türkiye'deyim bir Karabük diyemedim," esprisi yaparmış. Hastalığı sırasında da hayata pozitif bakan karakterini yitirmedi. İlik nakli sonrası spor basınında sürekli yer alan "Kan değişikliği arayan kulüp" klişesiyle dalga geçmesi bunu kanıtlıyor: "O kulüp kesin beni almalı çünkü en taze kan bende var!"
Kanser hep yanı başında dolanıyordu
BENER ONAR
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde