Alışveriş bahane, yeme içme şahane
Moda yazarı Ayşe Ferhangil, geçen haftanın en çok konuşulan etkinliklerinden Fashion's Night Out izlenimlerini yazdı: Gece boyunca pek kimse mağaza gezip alışveriş yapmadı ama herkes çok eğlendi
HAYATTA KALMA REHBERİ
Nişantaşı'ndaki etkinliklerin ana merkezi olan Abdi İpekçi Caddesi trafiğe kapatılmamıştı. Biz "Olur mu böyle şey," diye hayıflanırken, meydanı dolduran kalabalığın arabalar için doğal kalkan olduğunu kısa zamanda anladık. Perşembe gecesi arabayla Nişantaşı'na girmek delilikle eş anlamlıydı, kimse denemedi bile. Buna istinaden yaya olma durumu FNO'nun ana kuralı oldu. Nişantaşı'nda yollar kadar, dışarıya masa atabilen restoranlar da kapalı gişe oynadı. Bazı tanıdıklarım olaya hakim olabilmek için öğlen saatlerinde mevzilerine konumlanmıştı. Garip gelebilir ama gelecek sene için FNO'da hayatta kalma rehberi yayımlanırsa (bence şiddetle lazım) yaya gelme ve masa tutmuş eş dost bulma haneleri, rehberin ilk sıralarında yer almalı. Gecenin başında bu şıklara ek olarak topuksuz ayakkabı giyme hanesini de ekleyecek oluyordum ki, hatadan döndüm. Gece boyunca kimsenin mağaza gezmediği düşünülürse, Nişantaşı sokaklarında gördüğüm iğne topukların "Zararı yok, yararı çok," olduğunun ayrımına vardım. "Nasıl?" derseniz, benim gibi geceye düz ayakkabıyla katılanlar gruplarından koptuklarında kalabalıkta kaybolma, hatta akıntıya kapılıp başka bir semtte ortaya çıkma tehlikesi yaşarken, dev topuklular bir 'hop'la arkadaşlarının yerini tespit edebildi. Bunun çok da önemli bir unsur olmadığını düşünenler için belirtmek isterim ki, onlarca ayrı noktadan gelen ve geçici duyma bozukluğuna neden olan müzik nedeniyle telefonla haberleşmek FNO'da imkansızdı. Müzik, bolca alışverişin hedeflendiği gecede haberleşme kadar, mağazalarda kalış süresine de sekte vurdu bana sorarsanız. İnsanın bir duyusu bu kadar şiddetli bir şekilde uyarıldığında, müşterinin kulak zarı zedelenme noktasına geldiğinde, alışveriş yapması beklenmiyordu herhalde. Perakendeciler ne açıklama yapar bilemem ama nitekim ortalarda kendini alışverişin kollarına bırakmış insan göremedim. Abartmak istemem ama elinde torba taşıyana garip bakılıyordu. Alışveriş gecesi insanların alışveriş yapmaması sadece müzikle ilgili olamaz tabii. Durun biliyorum, günlerdir bahsedilen indirimler de, özel promosyonlar da FNO'da nadir görüldü. Pascal Nouma'yla fotoğraf çektirip bir de kazak almak isteyen oldu mu veya müşteriler, vitrininde canlı mankenlerin kıkırdaştığı mağazalara girmeyi akıl etti mi bilemiyorum ama "Bu kaçmaz," dediğim bir fırsata rastlamadım.
MÜZİK VE EĞLENCE
İkinci durağım olan İstinye Park'ta da durum farklı değildi. İnsanlar mağazalar yerine, bedavaya dağıtılan promosyonlardan almak için uzun kuyruklar oluşturdu, başta da maskelerden. Aldığım bilgiye göre gecede tam 10 bin maske dağıtıldı. Alışveriş merkezinin giriş kapısına konulan kırmızı halı ve giren çıkanı alkışlayan kalabalık, 'herkese 15 adımlık şan, şöhret' yaşatmak adına harika bir fikirdi. Ben çok zevk aldım. Başarıyla yürütülen organizasyondan da, müzikten, gezmeden, tozmadan, şık kalabalıktan da çok zevk aldım, hatta bayıldım. Ama ne yazık ki Tohum Otizm Vakfı yararına satılan tişörtlerden edinmek dışında bir harcama yapmadım. Belki gelecek sene güzel indirimler olursa, gece evime torbalarla dönerim...
EN SON HABERLER
- 1 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 2 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 3 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var
- 4 Bu okullarda anne-baba adayları eğitiliyor
- 5 Boğaz’da kürek keyfi kabus olmasın
- 6 Aykırı bir ikon
- 7 Evde akıllı cihazlara yer açın güvenliği de ihmal etmeyin
- 8 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 9 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 10 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut