Son Güncelleme: Cumartesi 05.11.2011
Hasretinden yandı gönlüm
50 yıl önce Almanya'ya giden Türk işçilerin yaşamları, sinemamızda 50'den fazla filme konu oldu. Bu filmlerde gidenlerin hayalleri, kalanların özlemleri, yaşanan kültür şoku, kimlik meselesi ve yabancılaşma olgusu beyazperdeye bir bir aktarıldı
GİDENLERİN ÖYKÜSÜ
Almanya'ya göçün neresinden 'sıkarsanız' film çıkıyordu. Tabii ilk filmler, gidenlerin yaşadıkları üzerineydi. Yaşanılan kültür şoku, genelde Türk işçilerin Alman kadınlara âşık olması (nedense hep sarışın) üzerinden anlatılıyordu. 1966 yapımı Turist Ömer Almanya'da'nın (filmin kopyası Devlet Film Arşivi'nde çıkan yangın sonucu yok olduğu için kayıp) konusundan öğrendiğimiz kadarıyla, kahramanımız Alman Helga'ya âşık olacaktı. Halit Refiğ Bir Türk'e Gönül Verdim (1969) filminde ise konuyu tersine çevirmiş, Türk bir erkeğe âşık olan Eva'nın Kayseri macerasını anlatmıştı. Bu furyanın ardından, geride kalanların öyküleri beyazperdede kendini gösterir oldu. Türkan Şoray'ın yönettiği, Kadir İnanır ile başrolde oynadığı Dönüş, bu temanın işlendiği, akıllarda en çok yer eden film. Kocasını Almanya'ya gönderen köylü bir kadının tek başına köy ortamında yaşadıklarını anlatan ve Şoray'ın hem yönetmen hem de oyuncu performansı olarak çok iyi bir sınav verdiği film, yıllarca Hasretinden Yandı Gönlüm şarkısının da dillere pelesenk olmasına vesile oldu. Beyazperdedeki bir başka tema ise, gidenlerin kısa süreli Türkiye tatillerinde yaşadıkları üzerinedir. Osman Seden'in yönettiği Bıktım Her Gün Ölmekten (1976) filminde Orhan Gencebay, geceli gündüzlü Almanya'da çalışıp para biriktirip, memleketine geldiğinde kan davası meselesi ile uğraşmak zorunda kalır. Memduh Ün'ün yönettiği Postacı'da (1984) ise gurbetçiler yan unsurdur. Postacı Adem'in, sevdiği kızı alabilmek için, kızın Almanya'da yaşayan abisinden onay alması gerekir. Nuri Akıncı'nın 1977 yapımı Alman Gelin filmi, göçün, dönemin erotik filmlerine nasıl malzeme olabileceği gösteren, seksi Alman kadın imgesini sömüren bir yapım olarak akıllarda yer edinir. Türklerin pratik zekaları ya da uyanıklılığının filmlerde işlenmesi ise başka bir tema. Gurbetçi Şaban ile Polizei, hatta Sarı Mercedes/Fikrimin İnce Gülü ise bu temaya uygun filmler olarak öne çıkar. Gurbetçi Şaban konuyu komedi olarak işlerken, Polizei bir taşlama filmidir ve hedefte Türkler ile Almanlar arasındaki ön yargılar vardır. Adalet Ağaoğlu'nun kitabından uyarlanan Sarı Mercedes/Fikrimin İnce Gülü'nde ise Tunç Okan, köyden Almanya'ya giden 'küçük insanın' kurnazlıklarının dramını anlatır.
EN SON HABERLER
- 1 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 2 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 3 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var
- 4 Bu okullarda anne-baba adayları eğitiliyor
- 5 Boğaz’da kürek keyfi kabus olmasın
- 6 Aykırı bir ikon
- 7 Evde akıllı cihazlara yer açın güvenliği de ihmal etmeyin
- 8 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 9 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 10 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut