Japon mangası modernizme direniyor

Japonya'da çizgi roman ve animasyonun her türüne manga deniyor. İri gözlü, uzun bacaklı seksi manga kızları, karakterlerinin abartılı mimikleriyle hemen hatırlanacak manga çizimleri, 20. yüzyıl Japon kültürünün en önemli unsurlarından. Aynı zamanda milyonlarca okuru, yüzbinlerce çizeri ve başlı başına bir sektöre dönüşmesiyle, Japonya'nın dünyaya yaydığı en renkli furya. Fransız, İtalyan ve Amerikan çizgi roman ekolleriyle beraber en önemli çizgi roman ekollerinden olan manga, Mehmet Korkut Öztekin'in yazdığı Manga: Bir Kültürel Direniş Aracı adlı kitaba konu oldu. Öztekin kitapta manganın Japonya'nın yaşadığı modernleşmeye yönelik bir direniş olarak ortaya çıktığını, bu yönüyle dünyaya örnek olduğunu savunuyor. İletişim Yayınları tarafından yayımlanan kitapta sadece çizgi romanlar değil, sinema da incelenmiş. Ruhların Kaçışı'ndan Heidi'ye dünyaca ünlü animasyon ve çizgi filmlerin arkasındaki yönetmen Miyazaki, kitapta hatırı sayılır bir yer tutuyor. Japonya'nın kültürel tarihi ile manganın gelişiminin paralelliğine de vurgu yapılıyor. 1900'lerin başında Japonya'da başlayan ilk manga örnekleri çığ gibi büyümüş. Henüz 1950'li yılların başında ülkede 30 binin üstünde manga kiralama dükkanı varmış. Yazar Mehmet Korkut Öztekin, kitabının ilk baskısı için yazdığı önsöze "İlk kitabımın bir çizgi roman olmasını hayal etmiştim," diyor. Bu hayali gerçek kılmak için çok çalışmış. Uzun yıllar çizerlik üstüne kendini yetiştirmiş. Ancak daha sonra neden çizgi romana bu kadar tutkulu olduğunu düşünmeye başlamış. Bunun üstüne de bu çalışmayı hazırlamış. İlk baskısını 'Türkiye'de çizgi romanı yaratmak ve yaşatmak için uğraşan bütün o güzel yüreklere' adadığı kitabı, bir çizgi roman değil, ama tüm çizgi romancıların ilgiyle okuyacağı özgün bir çalışma.