Pazar 08.01.2012

Türküz Museviyiz yok olmak üzereyiz

İstanbul'da 1200 yıldır yaşayan Karaylar kavmi, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Farklı bir Musevilik anlayışına sahip olan kavmin son temsilcilerinden 50 yaşındaki İlya Avramoğlu, "Gelecek için hiçbir umudumuz kalmadı. Büyük bir kültür mirası ortadan kalkmak üzere," diyor

Ortadoğu coğrafyası, 'helak olan' kavimlere yabancı değildir. İnanışa göre Lut ve Nuh kavimleri 'günahları' ve 'tanrıtanımaz çılgınlıkları' yüzünden yeryüzünden silinmiştir. Ancak yok olan kavimlerin izini sürmek için Mezopotamya'ya gitmeye veya tarihin derinliklerine inmeye gerek yok. 1200 yıldır İstanbul'da yaşayan bir kavim; göç ve farklı soydan kişilerle yapılan evlilikler nedeniyle tarih sahnesinden silinme tehlikesiyle karşı karşıya. Çoğunluğunun kökeni Hazar Türklerine dayanan ve ana akımın dışında bir Musevilik anlayışına sahip olan Karayların İstanbul'daki nüfusu 40 kişiye kadar düştü. Karaköy semtine ismini veren kavmin en genç erkek üyesi 50 yaşındaki İlya Avramoğlu'yla içinde bulundukları durumu konuştuk.
- Karay kavmi nasıl ortaya çıktı? Hangi dönemde diğer Musevilerden ayrıldınız?
- Musevilerin bir arada yaşadıkları dönemde, bazı hahamlar Tevrat'ı modernleştirmek ve daha anlaşılır hale getirmek amacıyla Talmud'u yazdı. Çoğunluk Talmud'u benimsedi. Ancak küçük bir grup, yalnızca Tevrat'a bağlı kalacağını belirterek ana cemaatten koptu. Bu gruba 'Tevrat'ı okuyanlar' anlamına gelen 'Karaylar' adı verildi. Daha sonra Museviler yaşadıkları topraklardan kovularak, dünyanın dört bir yanına dağıldılar. Bu sırada Karayların büyük bölümü İstanbul'a göç etti. Günümüzde Karaköy olarak bilinen ve adını Karaylardan alan semte yerleştiler. Karayların ikinci kalabalık kolu ise Hazar Türkleri. 13. yüzyılda Hazarlar; Bizans'ın ve Arapların baskısından kurtulmak için Musevi olmaya karar verdi. Onlara Museviliği öğretmek için İstanbul'dan bir Karay heyeti gitti. Böylece Karaizmi benimseyip İstanbul'a geldiler.
- Şu an İstanbul'da kaç Karay yaşıyor? Yaş ortalamanız nasıl?
- Nüfusumuz 40'a düştü. Çoğunluk 80 yaşın üzerinde. Ben 50 yaşındayım ve cemaatin en genç erkek üyesiyim. İstanbul'da iki Karay arasındaki son evlilik 1999'da oldu. Yani yok olmak üzereyiz... Bir grup Karay ise Litvanya'da yaşıyor. 14. yüzyılda, imparatorları bir grup Karay Türkünü muhafız olarak Litvanya'ya götürmüş. Hâlâ oradalar. Rusya'da ve Ukrayna'da yaşayanlar da var.
- Osmanlı döneminde kalabalık bir nüfusunuz vardı. Bu duruma nasıl gelindi?
- Asıl neden, farklı soydan gelen kişilerle yapılan evlilikler. Soyumuzu devam ettirecek kişilerin hem annelerinin hem de babalarının Karay olması gerekiyor. Örneğin ben bir Seferad Yahudisiyle evlendiğim için, çocuklarım Karay cemaatinden sayılmıyor. Nüfusun azalmasının diğer sebebi ise cemaat üyelerinin yurt dışına göç etmesi.
- 6-7 Eylül olayları yüzünden mi göç ettiler?
- Hayır, daha iyi koşullarda yaşamak için. 6-7 Eylül olaylarından çok etkilenmedik, çünkü bizi yabancı olarak görmediler. Yalnızca ailemin Beyoğlu'ndaki dükkanında ufak bir hasar oluştu.
- Gelecek için umudunuz var mı?
- Bizim için gelecek diye bir şey yok. İflasın eşiğindeki bir şirket olsaydık, kredi alıp son bir kurtulma denemesi yapardık. Ama bizim insan bulmamız gerekiyor. Bu da mümkün değil. Artık İstanbul'da Karay bebekleri dünyaya gelmiyor.
- Peki soyunuzu sürdürmek için yurtdışından gelecek Karay ailelerle bir araya gelmeyi düşünüyor musunuz?
- Elbette 15-20 aile gelse soyumuzu devam ettirme şansımız olur. Ama kimseye 'Ülkeni terk et ve bizi kurtarmak için buraya gel,' diyemeyiz.
- Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
- Nüfusumuzun bir bölümü Türk, diğer bölümü İbrani kökenli. Ama hepimiz kendimizi Türk olarak görüyoruz. Bu ülkeyi seven insanlarız. 1200 yıldır bu topraklarda yaşıyoruz. Ortak bir kültürümüz var. Mesela dilimiz eski Türkçe ile büyük benzerlikler gösteriyor. Türk edebiyatının önde gelen yazarlarından Refik Halit Karay da en tanınmış Karay Türklerinden. İstanbul'da yaşayan son Karay da öldüğünde, çok büyük bir kültür mirası kaybedilmiş olacak.
NAMAZ DA KILIYORLAR
İbadet usüllerimiz diğer Musevilerden farklı. Kenesa adını verdiğimiz sinagoglarımıza, ayakkabılarımızı çıkararak gireriz. Yehova yerine Tengri deriz. Namaz kılarız. Ayakta değil, yerde oturarak dua ederiz. Gerçi artık bayram günleri dışında Hasköy'deki kenesamızı açamıyoruz. Dualarımızı Karay dilinde okumayı bilen tek bir kişi kaldı, o da yaşlı ve hasta...
ÖZGÜR BİR CEMAATİZ
Türk Musevi cemaatine mensup bazı kişiler, bizi Musevi olarak kabul etmiyor. Ancak din kimsenin tekelinde değildir. Biz Hahambaşılığa bağlı olmayan özgür bir cemaatiz. Kişisel inancımız, dinimizi en doğru biçimde uyguladığımız yönünde. Hz. Musa'nın öğretilerini değiştirmeden günümüze kadar taşımayı başardık.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.