Giriş Tarihi: 15.01.2012

Siyasetin 'Frodo'su, medyanın 'Smeagol'u

NY Times, Başbakan Erdoğan'ı, zaman zaman elindeki yüzüğün büyüsüne kapılsa da sonunda gezegeni kurtaran Frodo'ya benzetmiş. Bu yazıda Frodo'ya kılavuzluk yaptığını ileri süren, ama aslında yüzüğü ele geçirmeyi hedefleyen Smeagol'ların öyküsünü okuyacaksınız

Bir zamanlar devlet güvenlik mahkemelerinin, şimdilerdeyse özel yetkili mahkemelerin bulunduğu Beşiktaş'taki Boğaz'a nazır binada konuşlanmış İstanbul Adliyesi yine yoğun günlerinden birini yaşıyor. Binanın içinde sorgulanmakta olan şüpheli, bu defa daha 'üst düzey' biri -eski bir genelkurmay başkanı- olduğu için medyanın ilgisi epey yoğun. İlker Başbuğ, 'İnternet Andıcı' soruşturmasında savcıya şüpheli sıfatıyla ifade veriyor. O sırada sosyal medyada 'tutuklanacak mı tutuklanmayacak mı' bahisleri açılıyor. Ve nihayet 7 saatlik bir sorgunun ardından bir dönemin erkan-ı harbiye umumiye reisi, Türk ordusunun eski başbuğu savcının yanından çıkıyor. Genelkurmay başkanlığı dönemindeki basın toplantılarında olduğu gibi yorgun ve öfkeli. Sanki tutuklanacağını biliyor. Nitekim İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi, sorgunun ardından Başbuğ'u tutukluyor. Suçlama, 'silahlı terör örgütü yöneticiliği ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs'. İlker Başbuğ, adliye çıkışında "Türkiye Cumhuriyeti'nin 26. Genelkurmay Başkanı terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan tutuklanmıştır. Takdir yüce Türk milletinindir," diyor. Sonra bir arabaya bindiriliyor ve Türkiye tarihinin darbe dönemleri dışındaki ilk tutuklu eski genelkurmay başkanı olarak Silivri Cezaevi'ne götürülüyor.
'MÜREKKEP HOKKA'BAZI
İlker Başbuğ'un cezaevine gitmeden önceki sözleri, genlerinde darbe geleneği olan bir ordunun yöneticiliğini yapmış insanların bile o menhus gelenekten büyük oranda sıyrıldıklarını ve takdiri millete bırakabildiklerini gösteriyor. Askerler bile takdiri millete bırakırken, takdiri millete bırakmamakta direnen küçük bir medya azınlığı var. Bu azınlığın üyelerinden biri -ismini de verelim- Perihan Mağden, "Ordu millet elele" sloganıyla dalga geçen ucuz bir başlığın altına döşediği GDO'lu köşe yazısıyla milletin seçtiklerini aklı sıra hizaya getirmeye, tahakküm altına almaya çalışıyor. Genetiği bozuk Türkçesi ile yıllardır kendini büyük yazar, hatta edip olarak pazarlayan bu postmodern 'mürekkep hokka'bazı, memleketin -Taksim'deki mekânlardan kalkıp da gidemediğibütün köşelerinden oy almış bir partiye siyaset öğretmeye kalkıyor. En fazla çeşme başı muhabbetlerine yakışacak bir üslupla münevverlik taslıyor. Derken hızını alamıyor, Hürrem Sultan gibi ihtirasına, öfkesine yenilip bağırıp çağırmaya, saldırganlaşmaya, hakaret etmeye başlıyor. Böylece kaleminin ne kadar iktidarsız olduğunu anlıyoruz. Bu zatın yazdığı gazeteyi; dağlara gel dağlara diyerek Kürtleri Grup Yorum edasıyla dağlara çağıran, AK Parti'den BDP'ye bütün partilere, ordudan sivil topluma bütün kurumlara, Türk'ünden Kürt'üne memleketin bütün asli unsurlarına ayar verirken en ufak bir eleştiriye tahammül göstermeyen bir genel yayın yönetmeni yönetiyor.


X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.