Arap Baharı'nın 'postmodern Lawrence'ları
İngiliz casus Lawrence, bir asır önce ilk Arap Baharı'nı başlatmış ve Ortadoğu'yu Osmanlı'dan koparmıştı. Şimdi aynı şeyi ABD Özel Kuvvetleri'nin 'postmodern Lawrence'ları yapıyor. Yeni trend, gayrinizami harp
YENİ SAVAŞ TRENDLERİ
Her şeyin olduğu gibi, savaşın da trendi, modası var. Bu manada konvansiyonel savaş, yani cephe savaşı günümüzde demode. Belki de ABD'nin Afganistan'ı ve Irak'ı işgali çağımızın son konvansiyonel savaşları olacak. Ki bu savaşlarda da konvansiyonel olmayan harp usulleri kullanıldı. Cephe savaşlarının demode olmasının iki sebebi var: En önemlisi ekonomik sebep. Zira ABD'nin Afganistan ve Irak için 4 trilyon dolar harcadığı öne sürülüyor. Bir diğer sebep işgal sonrasında istenen sonuçların ortaya çıkmaması (Bkz: Irak'ın, Şiiler üzerinden İran'ın denetimine geçme riski) ve dünya kamuoyunu savaşların haklılığına ikna etmede zorlanma. ABD, şimdilerde harıl harıl yeni nesil savaş stratejileri üzerinde çalışıyor. Çalışmakla da kalmıyor bu stratejileri uyguluyor. Kaddafi'nin devrilmesinde ABD Özel Kuvvetleri'nin Libyalı muhaliflere verdiği askeri eğitimin yadsınmaz bir etkisi var. Örtülü ödeneklerle çalışan sivil-asker özel kuvvetler unsurları, bir başka deyişle 'postmodern Lawrence'lar Libya'daki işin bir benzerini şimdi Suriye'de yapmaya çalışıyor. Tabii nükleer programı NATO için sorun teşkil eden İran da ABD'nin gündeminde. Ancak ABD, İsrail gibi İran'ın nükleer tesislerini bombalayıp konvansiyonel savaş çıkarmayı istemiyor. Bunun yerine özel kuvvetler eliyle bir 'Fars Baharı' dalgası yaratarak, mümkünse İran'daki rejimi değiştirmeyi hedefliyor. ABD, Ortadoğu'yu dönüştüren Arap Baharı'nı lehine çevirmeye çalışırken, Türkiye'nin 'seküler Müslüman' kimliğinden yararlanmak istiyor. Bu süreçte Türkiye'nin 'laik bir İslam ülkesi' olarak Ortadoğu'ya model olması bekleniyor. Peki, Arap Baharı'nda vagon pozisyonundaki ülkelere özel operasyonlar yapan güç; lokomotifi, yani Türkiye'yi rahat bırakır mı? Eğer operasyonlar lokomotifi bozacaksa bırakır. Ama yörüngeden sapma görürse dünyanın en etkili terör örgütünü, yani PKK'yı (Övmek için söylemiyorum, başka rakibi yok) devreye sokabilir. Eski bir Özel Kuvvetler subayı olan Mete Yarar'a göre PKK, kritik durumlarda zaten devreye giriyor. Yarar; çok sayıda şehit verilen Dağlıca, Aktütün ve Çukurca'daki PKK saldırılarında özel harp taktiklerinin kullanıldığını düşünüyor. ABD'nin, PKK'yı İran'a karşı kullandığı malum. Türkiye'ye yönelik faaliyetler ise daha çok Türkiye-İran rekabetini kızıştırmak ve iki ülke arasında en azından soğuk savaş ortamı yaratmak için yürütülen psikolojik harp-harekat (PH) operasyonlarından oluşuyor. 'İran ajan hemşireler gönderiyor,' türü haberler bu tür PH faaliyetlerinin ürünü. Benzer PH teknikleri İsrail tarafından da kullanılıyor. Mesela Türk gazetelerinde Mossad Başkanı Tamir Pardo'nun görevi bırakması gerektiği yönünde bir haber yer almazken, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, İsrail gazetelerinde İran'la yakın ilişki içindeymiş gibi gösteriliyor ve açık açık "Görevden ayrılmasında bizim açımızdan fayda var," deniliyor. İsrail'in de yeni savaş trendlerini yakından takip ettiğini takdir edersiniz. Zaten özel harp işinde mahirler. Sırası gelmişken yeni işittiğim bir iddiayı - 'komplo teorisi olabilir' şerhini koymakla birlikte- paylaşmak isterim. İddiaya göre İsrailliler, tecrübeli oldukları psikolojik harp faaliyetlerinin yanı sıra şu sıralar 'özel biyolojik savaş' metotlarıyla ilgili çalışmalar yürütüyorlarmış. İster inanın ister inanmayın, Tel Aviv'deki laborutavarlarda 'biyolojik suikast' operasyonlarında kullanılacak formüller için fareler üzerinde deneyler yapılıyormuş. Kanser hücresi transferi de araştırma konularının başında geliyormuş. Kemoterapi gören İranlı nükleer fizikçi sayısında artış gözlenirse bilin ki deney başarıyla sonuçlanmış demektir.
EN SON HABERLER
- 1 Duyarsız kalmam düşünülemez
- 2 Rallici annenin co-pilot kızı
- 3 ATM Dubai’de gurur verici bir gösteri
- 4 Fedakarlığın adı anne
- 5 Futbola devam etseydim kesin GS’de oynardım
- 6 Daha az tüketmeye mecburuz
- 7 Gerçekleri sanki efsanelermiş gibi yazdım
- 8 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 9 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 10 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var