Giriş Tarihi: 12.2.2012

Bir oğlum, bir kızım bir de arenam var!

Avrupa'nın en iyi basketbol salonu olarak gösterilen Ülker Sports Arena'yı, başından beri projenin içinde olan Ahmet Özokur'la konuştuk. Özokur, "Aynı gün hem maç oynanan, hem konser düzenlenen bir yer hayal ettik,"

Ahmet Özokur, Ülker ailesinin üçüncü kuşak temsilcilerinden. Önce ABD'de Indiana Üniversitesi'nde daha sonra Londra'daki European Business School'da okumuş. Bu iki bilgiyi "Vay okumuş çocuk," dedirtmek için vermiyorum. Avrupa'nın en önemli kapalı spor salonlarından Fenerbahçe Uluslararası Spor Kompleksi Ülker Sports Arena'nın hikayesinin temeli, Indianapolis ve Londra'ya dayanıyor çünkü. Ülkerspor nedeniyle aileden basketbolla haşır neşir olan Özokur, efsane koç Bob Knight'ın son yılında Indiana'daymış. Pacers taraftarı da olarak NBA maçlarını izliyormuş. Londra'da okurken de dünyaca ünlü o2 Arena'nın yapım aşamasını yakından takip etmiş. Gerisini kendisinden dinleyelim:
"İki takım birleştiğinde, sözleşmeye 'ileride bir de salon yaparız' diye bir madde koyduk. Bir gün Murat Ülker'le birlikte Aziz Bey'e (Yıldırım) gittik. 'Al sana çırak olsun, salonu yaparsınız,' dedi. İlk etapta sade bir yer düşündük. Sonra ben araştırmalarımı artırınca proje büyüdü. 2007'de araştırmalara başladım. Hafriyatı 2008 sonunda, temeli de 2009 ortasında attık. Dolayısıyla süreç fikir jimnastiği olarak çok iyi oldu. Akustiğe kadar en ince detayları bile düşünme fırsatımız oldu."
ÇOK AMAÇL BİR SALON OLACAK
"Ülker Arena için 20'ye yakın salon gezdim. Sadece koltuklarda oturmuyordum. Otoparkından asansörüne her yeri geziyordum, fotoğraf çekiyordum. İlk başlarda iş bağlantılarım olmadığı için çok fotoğraf makinesi kaptırdım güvenliklere! Daha sonra AEG yetkilileriyle tanışınca biraz daha işim kolaylaştı. Yine de bir gün Berlin'de Mehmet Okur'u izlerken 'Soyunma odasına gidelim,' dedim. Adamlar şaşırdı. İlk adamı geçtik, ikinci adamda kaldık!"
"Atmosfer olarak Avrupa'da Berlin o2 World'ün, ABD'de Stapless Center üzerine tanımam. Miami Heat'in salonu American Airlines ise benim kurgumda önemli bir yer tutuyor. Oradaki oturma düzeni ve koltukların hepsinin sahayı görebilmesi, bizim için esin kaynağı oldu. Şu an Avrupa'nın en iyi salonu ise bizimki! Bunu biz değil, Euroleague'in başkanı söyledi."
"15 günde bir ışıkları açıp kapamak değildi amacımız. Öyle olsaydı, 200 milyon dolar yerine 40 milyon dolarlık salon yapardık. Hedefimiz çok amaçlı olması. Salonun yanına alışveriş merkezi ve otel eklenecek. Aynı gün içinde maç oynanan, üstüne konser organizasyonu yapılan bir salon hayal ettik."
"Yabancı sanatçılar, Türkiye'ye küçük bir gösteri ekibiyle ve komplike olmayan sahne kurgusuyla geliyor. Mekan sağlayıcılarıyla organizatörler koordine değil. Stadyum konserleri çime zarar verdiği için, yetkilileri ikna etmek kolay olmuyor. Bizim mekanımız fazlasıyla kabiliyetli. AEG şirketi burada devreye giriyor. Örnek veriyorum; Lady Gaga, Avrupa turnesine mi çıkacak? İstanbul'u pas geçmesi mümkün değil."
"Evet, konser, tiyatro kültürümüz Avrupa'yla kıyaslanamaz. Ama gelir seviyesi yükseliyor. Ben bu yatırımı iktisatçı olarak da değerlendirdim ve bu projeyi ütopya olarak görmüyorum."
TARAFTARLARIN SALONA ALIŞMASI BİR YILI BULUR
Fenerbahçe Ülker'in Panathinaikos'a farklı yenildiği maçı salonda izleme şansım oldu. Salonun üst kısmındaki taraftarlar maç boyunca "Sorması ayıp sinema mı yaptınız?" tezahüratları yaptı. Maçın ardından da sosyal paylaşım sitelerinde salonun oturma düzeni ve yönetime eleştiri bombardımanı vardı. Özokur'la bu konuyu da konuştuk.
- Açılıştan bu yana bazı tepkiler alıyorsunuz...
- Şunu iyi biliyorum ki dünya üzerinde herkesi mutlu edecek bir formül yok. Sponsorlukların kulüplere faydasını görmek lazım. Ne kadar forma, resmi ürün, bilet, kombine alınsa da takımın genel bütçesine katkı yeterli olmuyor.
- Soyunma odasında zeminde Fenerbahçe logosu olmasına kızanlar varmış...
- Ben de sonuçta kendi markamızının ambalajını yerde görünce onu kaldıran bir kültürle büyüdüm. Dolayısıyla bu tepkileri anlıyorum ama şöyle bir tezat da var. Bir yandan "Neden orta sahada Fenerbahçe logosu yok. Reklamınızı mı yapıyorsunuz?" diyorlar. Yani "orada olmasın ama burada olsun" anlayışı var. Basketbolcu logonun üstünden mi atlayıp gidecek diğer yarı sahaya!
- Sizde kişisel bir kırgınlık var mı?
- İster istemez biraz burukluk yaşanıyor. Her şeyden önce kombine alanlara biraz saygısızlık yapıldığını düşünüyorum. 'Bunlar taraftar değil,' diyorlar. Adam taraftar değilse niye para veriyor? Trafik, giriş çıkış gibi konulara gelince; açılışta herkes ana kapıya yüklendi, aşağıdaki bomboş kapıdan çıkan olmadı. Böyle bir yerin oturması, taraftarın salona alışması için en az bir sene şart.
- Bir taraftar modeli yaratmayı hedefliyor musunuz?
- Burası yapılırken 'Aman şu tarz bir taraftar olsun, şöyle yapsın, böyle bağırsın,' diye bir şey planlamadık. Kimseyi bir role büründürme çabamız yok. Ben inanıyorum ki salon ve takım bütünleştiğinde basketbolu tam anlamıyla öğrenen, nerede ıslıklayacağını nerede alkışlayacağını bilen bir kitlemiz olacak. Benim arzum rakip takımın üstünde baskı kuracağı bir atmosfere imza atan bir basketbol seyircisinin her maça gelmesi.
- O zaman taraftara son olarak ne söylemek istersiniz?
- Güzel şeyler akşamdan sabaha olmuyor ne yazık ki. Ben hâlâ salon içinde olan şeylere kafa yoruyorum ve işletmecimizin de bunları göz ardı etmeyeceğini düşünüyorum. Karşılaşmalar bittiğinde 'yenildik, öldük, bittik' diye bir şey olmasın ve insanlar salondan mümkün olduğunca mutlu ayrılsın.
BAŞKANLIĞI DÜŞÜNMÜYORUM
- Fenerbahçe'yle Ülker'in birlikteliğini hâlâ tam anlamıyla içine sindiremeyen bir camia içinde olduğunuzu düşünüyor musunuz?
- Grubumuzla ilgili şu algı beni rahatsız ediyor: 'Ülker eşittir Fenerbahçe.' Hayır biz Bursaspor da dahil, her yerde olmaya çalışıyoruz. Herkes için Futbol projesi mesela bizi gururlandırıyor. Şunu da anlatmam lazım. Bu iş Ülkerspor'la başladı. Müessese olarak şunu gördük. Spor yatırımını bir seviye yukarı taşımayı kendi başımıza başarmamız mümkün değil. Ve bazı projeler aniden gelişti. Strateji de yavaş yavaş kendisini geliştirdi. Nedir bu strateji? Spora yatırım. Bu birleşme olmasa, belki de bu salon olmayacaktı. Spora katkı yapmak, artı değer üretmek bizleri memnun ediyor, işin özü de bu.
- Salonun yapım aşamasında yönetimle ilişkileriniz nasıl oldu?
- İlk günden bu yana başkanımız Aziz Bey'le iletişim halindeydik. Gece yarıları çok telefonla konuşmuşuzdur! Divan başkanımız Yüksel Günay Bey, ilerleyen yaşına rağmen hemen hemen her gün buraya geldi. Hayatımda kendi patronumdan, hatta dayımdan görmediğim bir rahatlık gördüm burada. (Bunu yazmasak mı diye gülüşüyoruz). Birçok yönetici açıldığı gün gördü burayı; öyle bir güven ilişkisi vardı.
- Türkiye'de yöneticilerin takıma karışmaları meşhurdur. 'Oyun kurucu şunu oynatalım, pivota bunu koyalım,' gibi istekleriniz var mı?
- Seyirci olarak 'İçimden takımla ilgili yorum yapmıyorum,' desem yalan olur. Ama takımın işlerine müdahale etmeyiz. Bu bizim temel prensibimiz. Birleşmedeki mantık zaten bu. Bu tarz işleri öğrenmek istemediğimiz için birleştik!
- Bu tecrübelerinizle ileride takım satın almayı düşünür müsünüz?
- Öyle bir niyetimiz yok.
- Çoğul konuştunuz, tekil sorsam?
- Cevabım aynı olur. Şöyle bir yanlış anlama olmasın. Demokratik bir ailem var ve 'Kimse kulüp yöneticisi olmayacak,' diye alınmış bir karar yok.
- Fenerbahçe başkanlığını düşünür müsünüz?
- Kesinlikle hayır. (çok vurgulu bir tonla). Ben bisküviciyim. İşimizin yan unsurları olarak başka işlere imza atıyoruz ama temelde çocukları memnun etmek için ürünler üreten bir ailenin üyesiyim.
YANLIŞLIKLA ORTAYA ÇIKAN SKORBOARD!
Salonun skorboardu sadece Türkiye'nin değil Avrupa'nın en büyüğü (dünyada üçüncü); yaklaşık 28 ton olan skorboard üzerinde yüksek çözünürlükte 25 adet LED ekran var. Skorboardun hikayesi bir hayli ilginç: "Bir kağıda skorbord çizdim ve böyle bir skorboard istediğimi söyledim. Olur olmaz derken arada o iş kaynadı. Sonra o kağıttaki ölçekle aynı bir skorboard yapılmış. O yüzden sekizgen! Bir gün salona geldim ve skorboardu görünce şok oldum. En büyüğü bizde olsun, bu kadar pahalıya mal olsun diye bir niyetimiz yoktu (gülüyor). Mimar olmayan adama skorboard çizdirirsen böyle olur." Ahmet Bey'e göre skorboard'dan tam verim alındığında daha güzel işler ortaya çıkacak: "Açılışta güzel aktivasyonlar oldu ama daha yapılacak çok iş var. Daha yüzde 60'la hareket ediyoruz. Bazı teknik ekipmanları tam anlamıyla kullanmadık ve bu konuda birileriyle ortaklık kurmak istiyoruz. Ben detaylı istatistiklerin görünmesini istiyorum mesela. Arkadaşlara hep aynı şeyi söylüyorum skorboard ve diğer yan unsurlarla yapabileceklerimiz hayal gücümüzle sınırlı. Salonu 360 derece çevreleyen LED'lerin her metrekaresinde farklı bir şey yapılabilir."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.